Bölüm 11 - Rain of Emotions

125 20 1
                                    


KARLA

Bir koca bardak kahveye rağmen ben de kanepede uyuyakaldığımı telefonun sesiyle fark etmiştim.

Arayanın kim olduğuna bakmadan açmıştım, o yüzden karşımdaki ses beni hazırlıksız yakalamıştı.

"Güzelim."

"Romi."

"Nasılsın?"

"İyiyim. Sen nasılsın?"

"İyi." Birkaç saniye durakladıktan sonra devam etti. "Stori nasıl oldu?"

Odama doğru bir bakış attım.

"Geldiği haline göre daha iyi. Şimdi de uyuyor sanırım." Ayağa kalkıp salonun içinde turlamaya başladım. Nedense huzursuz hissediyordum, Romi de bunun farkındaydı.

"Sevindim." Sessizlik. Konuşmasını beklerken alt dudağımı kemirmeye başlamıştım. "Ben çok şaşkınım, Karla. Ne yapacağımı bilmiyorum. Sabah Timi'yi eve bıraktıktan sonra kapıyı çarpıp çıktım. Ben çok kötüyüm, Karla." Sesindeki hüzün içimi parçalamıştı. O da çaresizdi. Yaptığını onaylamadığı biriyle aynı gemideydi ve bunun geri dönüşü yoktu.

"Senin suçun değil ki birtanem. Çok zor bir durum olduğunun farkındayım ama üstesinden geleceğiz hepimiz. Sen sadece iyi ol."

"Olamıyorum. Gerçekten sabahtan beri bunu deniyorum. Yanına gelmek istiyorum ama Stori orada ve ben onunla bir daha yüzleşemem."

"Nerdesin, Romi?"

"Sahildeyim ama gelme n'olur. Bugünlük onunla kal, sana benden daha çok ihtiyacı var." Haklı olduğunu bilsem de şu an onun yanında olmayı daha çok istiyordum.

"Neden yalnızsın? Sava ve Yonaşi nerede?"

"Hiç bilmiyorum, sabahtan beri arıyor ikisi de ama açmadım. Onların olayları bildiğinden de emin değilim. Timi evde sızmıştır. Olay magazine yansımadı Mikeal sayesinde."

"Yapma böyle Romi onlar senin arkadaşın bırak destek çıksınlar." Bu acıyla yalnız baş ettiğini düşünmek yüreğimi sızlatıyordu.

"Timi de arkadaşımdı Karla." dedi acı acı.

"Sava ve Yonaşi, Timi değil ama. Onlara şans ver. Ara onları ve sonra da bana bildir. Ayrıca siz aynı grubun üyelerisiniz, onların da bilmeye hakkı var." Söylediklerimi düşündüğünden ya da yapmak istemediği için bahane bulamadığından cevap vermedi.

"Eğer sen aramazsan ben ararım." Tehdit etmek zorunda kalmıştım. İnsanlar acıyla tek başına yüzleşmemeli, bu yüzden etrafımızda değer verdiğimiz insanlar var. Ve ne kadar istesek de bağımsız insanlar değildik, her hareketimizden dolaylı ya da dolaysız yoldan etkilenen insanlar vardı. Timi'nin bu iğrençliği sadece onu etkilemeyecekti.

"Tamam Sava'yı arıyorum. Görüşürüz sevgilim. İyi ki varsın"

"Sen de."

Olabildiğince kısık sesle konuşmaya çalışmıştım. Stori'nin uyanması şu an en son istediğim şeydi. Saat neredeyse öğlen olmuştu. Kendime bir şeyler hazırlamak için mutfağa yöneldiğimde bir konuşma daha yapmak istediğime karar verdim.

Kulağımdaki telefonu bip sesini duyana kadar kapatmadım. Tam telefonu bırakacakken bu sefer o aramıştı. Hızlıca açtım telefonu.

"Selam, Karla." Sesindeki şaşkınlığı hissedebiliyordum.

"Selam Jungkook. Nasılsın?"

"Ben iyiyim, dinleniyordum. Sen?"

"Ben de iyiyim." Bir beklenti içinde olduğunu biliyordum ama ben de ne diyeceğimi bilememiştim. Sadece konuşmaya ihtiyacım vardı.

Gölgelerdeki SessizlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin