Bölüm 12 - Fake Court

130 18 23
                                    


ROMİ

Eve gitmeyi hiç istemiyordum ama Sava ile yaptığım konuşma sonrasında mecbur kalmıştım. Beni beklediklerini ve acele etmem gerektiğini söylemişti.

"Biz bir grubuz Romi. Sadece iyi günde değil, kötü günde de. Gel konuşalım."

Böyle bir durumda Sava'nın durumu kontrol altına alması iyi olmuştu. Bu durum diğerlerinden çok farklıydı. Belki Karla'nın en yakın arkadaşı olmasaydı, daha iyi idare edebilirdim ama Timi'nin yaptığı gerizekalılığın en ağır bedelini ben ödeyecektim.

Derin bir nefes alıp kapıdan içeri girdim.

Sava benim gelişimi pencerenin önünde beklemiş sesimi duyduğunda ise beni kapıda karşılamıştı.

"Hoşgeldin." dedi yüksek sesle büyük olasılıkla Timi'ye geldiğimi belli etmek istemişti. Üzerindeki gerginliği hissetmemek mümkün değildi.

Timi'nin ayaksürümesini duyabiliyordum. Pencereye bakan tekli koltuklardan birine oturdum. Sessizce bekliyorduk. Sava ve Yonaşi geçen Karla ile oturduğumuz koltuğa yerleşmişlerdi. Bu yüzden Timi'ye tek bir yer kalıyordu, benim tam karşımda bulunan tekli koltuk.

Her şeyi yavaşça yapıyordu. Büyük olasılıkla kafası dünden içtiği içkilerden hala iyiydi. Koltuğa oturduğunda Sava'ya beklenti ile baktığını görebiliyordum, bakışlarını benden kaçırıyordu.

Beklentisinin aksine Yonaşi konuşmuştu. "Timi, bize dün gece neler yaşandığını en ince detayına kadar anlatır mısın?" sesindeki duygusuzluk korkutucuydu.

Kafasını önüne eğerek "Önce bir şeyler içsem, kafam çatlıyor." Halen daha mağduru oynuyor oluşu sinirimi bozmuştu.

"Dün içtiklerin yetmedi mi? Nasıl bu kadar sakinsin sen? Neler yaptığının farkında mısın?" ayağa kalkıp üzerine doğru yürümeye başladığımı Sava kolumdan tuttuğunda fark etmiştim. "Romi, bırak bir şeyler alsın. Daha vaktimiz var." Bakışlarıyla mutfağı gösterdi.

"Sakin olur musun biraz?" Timi'nin duymasını istemediği için fısıldayarak konuşuyordu.

"Ne sakinliğinden bahsediyorsun sen? Siktiğimin olayını şirketten biri duymuş olsaydı şu an sözleşmelerimiz yırtılıyordu. Anlamıyorum ki, siz nasıl böyle durabiliyorsunuz?"

"Çünkü Romi, olan oldu. Artık geçmişi düzeltmek için yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Bundan sonra nasıl davranacağız önemli olan bu." Sakin sakin konuşması hem ona sinir olmama hem de onunla gurur duymama sebep oluyordu.

Sodasıyla içeri girdiğinde yerime oturup bacaklarımı sallamaya başlamıştım. Bir tane vursam rahatlayacaktım ama diğerleri buna asla izin vermezdi.

"Kısık sesle konuşmanıza gerek yok. Söylediklerinizde haklısınız. Dün geceye gelince detayı da yok aslında her şey bildiğiniz gibi oldu. Romi ile evden çıktık. Normalde onu ben alacaktım ama Romi Stori'nin onu görmesini istemedi." Bakışlarımı ona çevirdim. "Bunun ne alakası var şimdi? Konuyu saptırma."

"Detaylı anlatın dediniz. Her bir boku anlatıyorum işte." Sava yine araya girerek "Romi bölme bırak anlatsın. Sen devam et Timi."

"Neyse, sonra partiye vardık. Orada biraz bir şeyler içtikten sonra Romi yanımdan ayrıldı. Ben de telefonumun şarjı bittiği için partide gezinip Stori'yi aradım önce. Tabii o sırada çok içmişim. Ne kadar içtim ben de bilmiyorum." Sodadan bir yudum aldı. "Bir anda karşıma çıktı. Güzel kız biliyorsunuz, o gece de çok güzel olmuştu." Ağzımdan çıkan sinirli gülüşü duymamazlıktan geldi.

Gölgelerdeki SessizlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin