Bölüm 44- Baloncuklar yapmak
KARLA
Saat neredeyse gece 2'ye geliyordu ve otelin önünde hayalini bile kuramayacağımdan çok fazla insan vardı. Kimseye fark ettirmeden diğer araca geçip normal bir müşteri gibi girmiştim otele. Tabii Jungkook'un girişi benimki gibi sessiz olmamıştı. Otelin içinden bile çığlıkları duyabiliyordum. Ona deli oluyorlardı. Tanısalar daha da olurlardı. Benim gibi.
Kimseyle karşılaşmadan benim için hazırlanmış odaya girdiğimde uzun yolculuğun verdiği bitkinlikle yatağın üzerine atıvermiştim kendimi. Kapı sesini duymamla yataktan hızlıca kalkıp kapıya koştum. Sadece beş dakika önce ayrılmıştık ama yorgunluk bütün bedenini ele geçirmiş onu bir zombiye dönüştürmüştü.
Kocaman kollarıyla beni sardığında sıcaklığıyla çoktan mayışmıştım. Ayakta olmasak oracıkta uyayabilirdim. "İki saat uyusam yeterli." Daha çok kendi kendini ikna etmeye çalışıyordu. Yanağından öpmek için hafifçe yükselmiştim fakat o da o sırada yüzünü bana çevirince öpücüğüm biraz kayarak dudağının kenarını bulmuştu. İçimi kaplayan heyecan uykumu alıp götürmüştü. Şu an çok farklı şeyler yapmak istiyordum ama onu da düşünmeliydim. "Hadi duşa gir. Yoksa yarın senin için daha da zor olacak."
Ayrı odalarda olmak doğru olandı. Kimseyi umursamıyorum artık desem de ona zarar verecek bir şeye sebep olmak istemiyordum.
Bir anda yüzünde beliren pis sırıtışla kafasını salladı. Saçlarıma bıraktığı öpücükle banyoya doğru ilerlediğinde yaptığı imayı anlamıştım."Ya! Kendi odanda duşa gir."
"Tamam, tamam. Buraya oda anahtarımı bırakıyorum. İstediğin zaman gelebilirsin." Baştan çıkarıcı gülümsemesi yetmiyormuş gibi bir de sesini kalınlaştırmıştı. Pis şey.
Kapıdan çıkarken gözlerini yorgunluktan açamıyordu. Yaklaşık beş saat araba kullanmanın etkileri de bunlardı işte. "Yardıma ihtiyacım olursa seni çağırırım." Arkası dönük de olsa yüzündeki gülümsemeyi hayal edebiliyordum. Ama asıl içimde mahkemesini yürüttüğüm dava o değildi. Elimdeki anahtar o kadar cezbediciydi ki.
Sanırım bedenim otelde yaşayan aşka aç ruhlar tarafından ele geçirildi. Yoksa gizlice koridorları geçip güvenliklerle yüzleşip sonra da kendimi odasına atmamın mantıklı hiçbir açıklaması yoktu. İçerisi benim odamın aynısıydı, yerdeki kıyafetler dışında. Yavaş yavaş yükselen ısı bütün vücuduma yayılıyordu. Su sesini duymamla ister istemez acaba diye düşünmeye başlamıştım. Düşüncesi bile içimi kıpır kıpır ettirirken sonra nasıl oldu bilmiyorum ama kendimi banyo kapısını açarken buldum. Duşun camları buhardan buğulanmıştı ama bana bakmak için saçlarını geriye atan Jungkook'un çıplak bedenini görebiliyordum. "Karla?"
Sesimi çıkarmadan bir bir çıkardım kıyafetlerimi. Yavaşça kabinin içine adımımı attığımda kalbim yerimden çıkacaktı. Bakışlarımı bir kez olsun gözlerinden almamıştım. Onu baştan çıkarmak istiyordum. Olur da bakışlarımız birbirinden ayrılırsa sanki bir şeyler değişecek gibi hissediyordum.
Beni daha iyi görmek için dönmüş ıslak bedeninden yayılan çekimle daha da yaklaştım. Sarıldığımda bütün çıplaklığımla onu hissedebiliyordum. Kafamı göğsüne dayayıp sıcak suyun üzerimde akarken bıraktığı rahatlatıcılığına bıraktım. Parmaklarımı sırtında gezdirirken ellerini benden uzak tutuyordu sanki bana dokunmaktan korkuyor gibi.
Kafamı yüzünü görebilecek şekilde kaldırdığımda saçlarından damlayan damlalar yüzüme düşüyordu. Parmaklarımda yükselip boynuna yerleştirdiğim elimle onu kendime yaklaştırdım. Şaşkınlıkla açık kalmış dudaklarını dudaklarımın arasına aldım. Yavaş ve minik öpücükler kondurmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgelerdeki Sessizlik
FanficKarla Kore'deki müzik sektörünün zorluklarıyla mücadele eden bir idol. Birçok kez başarısızlıklarla yüzleşen Karla'nin başarılı insanların gölgesindeki çığlıklarını kimse duymazken hayati yavaş yavaş değişmeye başlamıştır. Yakın arkadaşlarından biri...