Bölüm 16 - Drum Queen

120 19 22
                                    

KARLA

İşi biten Stori'nin yanına gittiğimde telefonumu göstererek "Romiler çoktan mekana geçmiş ben de sizinle gelsem olur mu?" diye sordum.. Olabildiğince kendimi acındırmak istemiştim. Küçük bir yalandan zarar gelmezdi nasılsa.

Biraz düşündükten sonra cevap verdi. Bu durumun onu mutsuz ettiğini görebiliyordum. Acaba ne yapacaktı arabada da ben bozdum planını. "Tamam ama dün gece gibi davranma. Bak uyarıyorum sonra bozuşuruz."

"Tabii." dedim gülümseyerek, elimden geleni yaparım. "Ne zaman gelecek peki?"

"Arayacak." Aynadaki görüntüsü hoşuna gitmişti. Gerçekten güzeldi, benden bile. Onu kıskanıyor muydum gerçekten?

"Sence saçımı kahveye mi boyasam?" Onu izlerken yakalanınca bir an duraksayıp ne dediğini anlamaya çalıştım. "Sanırım Jungkook kumrallardan hoşlanıyor." diye mırıldandı.

"Sen nereden öğrendin?" Bana doğru yürüyüp koltuklardan birine oturdu. "Geçen Tae söyledi. Yemeğe gitmiştim de onlara." dedikten sonra göz kırptı. Ne zaman gitmişti acaba? Dün gece mi? Suratımın düşmesine engel olamamıştım.

Saçından bir parçayla oynarken "Şaka da yapmış olabilir emin değilim. Beni sevmiyor sanırım." dedi. Umursamıyor gibi konuşurken umursadığı her halinden belliydi üzülmüştü. Sanırım onu seviyordu (!). Kendime sövdüm. Arkadaşımın mutluluğunu düşünmek yerine kıskançlığıma yenik düşmüştüm.

"Sen her halinle güzelsin." dedim. Buna gülümsese bile inanmamıştı. Çalan telefonuyla sıçrayıp "Geldi, geldi." diyerek odama doğru koştu. Konuşmalarını duymak istemediğim için salonda kaldım.

"Bekliyor. Hadi inelim."

Benden önce evden çıkan Stori, kendini arabaya yaslanmış şekilde bizi bekleyen Jungkook'un kollarına atmıştı. Benim orada olduğumun bile farkında değillerdi. Gerçekten bazen kendimi böyle bok gibi durumların içine sokuyordum. Ne gerek vardı mis gibi evimde oturacakken. Resmen üçüncü tekerlek oldum.

Ben kendi kendime söylenirken kafasını Stori'nin saçlarına gömen Jungkook "Güzel olmuşsun." diye fısıldadı. Buna karşılık Stori geri çekilip yanağına bir öpücük kondurdu. Çok fazla yakınlardı. Sinir bozucu şekilde yakın.

Dikkat çekmek için boğazımı temizledim. "Gençler yetişmemiz gereken bir parti yok muydu?"

Başarılı da olmuştum. Jungkook mükemmel gülümsemesiyle "Doğru. Hadi binin." diyerek Stori'den uzaklaştı. Stori bana dönüp dil çıkardıktan sonra ön koltuğa yerleşti. Ben de arka koltuğa oturup bakışlarımı olabildiğince önümdeki manzaradan uzak tutmaya çalışıyordum. Stori'nin bir eli Jungkook'un bacağındaydı. Eviniz yok mu diye bağırmamak için kendimi zor tutuyordum. Kaza yapabilirdik sonuçta, Stori'nin böyle dikkat dağıtması doğru değildi.

Jungkook'un dikiz aynasındaki bakışlarını yakaladığımda kafamı çevirdim. Gereksiz mutluydu. Demek Stori onu mutlu ediyordu. Gözlerim mi doluyordu benim? Kendine gel Karla.

Stori bir şeyler anlatırken beni yok sayan Jungkook'a sövüyordum. Resmen sadece ikisi varmış gibi davranıyordu.

Partiye vardığımızda arabadan inmesi için Jungkook Stori'nin kapısını açtı. Bakışımı yakalayınca "Seninkini de açacaktım ama sen benden önce davrandın." dedi gülerek. Ben de karşılık olarak ellerimi salladım. "Bak bunlar işe yarıyor." İyice neşesi artmış bir şekilde kahkaha atıyordu.

İçeri girdiğimizde el ele tutuşabilecek kadar yakın duruyorlardı. Ben de arkalarında onları izliyordum. Jennie'yi görünce içime biraz olsun su serpilmişti. Biri benim orada olmamdan mutluydu en azından. Biz konuşurken ister istemez dikkatimi Jungkook'u çekiştirerek uzaklaştırmaya çalışan Stori'ye kaymıştı. Jungkook'sa olduğu yerden kıpırdamamıştı.

Gölgelerdeki SessizlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin