Bölüm 18 - Revealing Truths

114 16 19
                                    


KARLA

Kafasını tutarak acı içinde yere yığıldı. "Neden yaptın bunu? Ben sadece gerçekleri benden duy istemiştim."

Kanlar içindeki Timi'den bakışlarımı alamıyordum. "Ne dedin sen, ne gerçeği?" diyebildim.

Elindeki kanı gören Timi "S*ktir. Karla, niye dinlemiyorsun beni?" derken ikinci bir panik dalgası bedenimi sardı.

*** 2 saat önce****

ROMİ

ACİL!!! Herkes yarım saate evde olsun anlatacaklarım var.

-Yonaşi

Yine bir bok olmuştu kesin. Timi ile ilgili olmamasını umuyordum. Kapıyı tıklattıktan sonra iyice kabuğuna çekilmiş olan Timi'nin odasına girdim. İçerideki yoğun sigara kokusunu görmezden gelerek "Hey, Yonaşi mesaj atmış gördün mü?" dedim. Kafasını salladı. "Geliyorum."

İçki de içemediği için kendini iyice sigaraya vermişi. Provalara ve şirkete gitmek dışında dışarıya çıkamıyordu. Gözlerinin altı çökmüş doğru düzgün bir şey yemediği için kilo vermişti. Olanlar herkesin dilindeydi.

Kapıyı kapatıp salona yöneldim. Sava da ortalıkta yoktu. Her ne kadar hak ettiğini düşünsek de Timi'yi böyle görmek bizi de üzüyordu.

Oyalanmak için televizyonda kanaldan kanala geçiş yapıyordum. Karla'yı Yonaşi'nin acil konuşmasından sonra aramaya karar verdim. Şu an asla odaklanamayacaktım çünkü.

"Erkencisin, Romi." dedi Sava koltuğa kendini attığında.

"Ne zaman geleceğini söylemedi değil mi?"

"Benim de bir fikrim yok. Nereye gittiğini bile bilmiyorum." Ayaklarını toplayarak devam etti. "Artık diken üstünde oturuyorum Romi. Her an bir fanımız bize pis sapıklar gibi bir şey diyecek diye."

"Merak etme, size demezler. Sonuçta ben yaptım değil mi? Pis sapık Timi derler." Timi'nin geldiğini ne ben ne de Sava fark etmişti. Ses tonundaki cansızlık içime işlemişti. İçi içine sığmayan arkadaşım yerine karşımda yürüyen bir cesedi izliyordum.

"Timi biz bir grubuz." dedi Sava ayağa kalkarken. Ona sarılırken sadece izledim. Hiçbir şey söylemek gelmiyordu içimden. Timi ise Sava'ya karşılık vermek yerine yere dikmişti bakışlarını.

Tam o sırada Yonaşi'nin gelişi ile yerimden kalkıp ifadesinden anlam çıkarmaya çalışıyordum ama tabii bu her zamanki gibi anlamsızdı. Hepimiz beklentiyle dikilirken Yonaşi tuvalete gitmesi gerektiğini söyleyerek izin istedi. Söyleyeceklerini merak etmesem bu adamı öldürebilirdim.

"Evet, oturun bence ihtiyacınız olacak." Derin bir nefes aldı. Ben tekli koltuklardan birine otururken Sava Timi'yi ikili koltuğa çekmişti.

"Biliyorsunuz bar sahibi Mikael'i tanıyorum. Aramız iyi değil ama bana borçlu olduğu bir konu vardı. Timi'nin bu kadar emin oluşu içime kurt düşürdü. O yüzden o gecenin görüntülerini istedim. İstemeyerek de olsa verdi. Ne de olsa o partide birçok kişinin rezillikleri var."

Çaktırmadan Timi'ye baktım. Dudağını kemirirken bacağını sarsıyordu.

"Neyse Sava şunu takar mısın? Ben gelmeden önce inceledim kaydı." Cebinden çıkardığı belleği Sava'ya uzatmıştı.

Görüntünün nereden başlayacağı beni endişelendirmişti. Televizyondan gelen cızırtı dışında hiçbir ses yoktu. Timi ve Stori'yi görünce rahat bir nefes aldım. Onların ne konuştuğunu duyamasak da dudaklarının oynadığını görebiliyorduk. Timi ise ekrana bakamıyordu, gözlerini sehpaya odaklamıştı.

Gölgelerdeki SessizlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin