Yıllanmış Sevda ve Yorgun Kalp

21K 2K 616
                                    

Korel, eşinin sağ kaşının üzerine pansuman yaparken Rojbin'de söylene söylene Alparslan'ın dudağının kenarındaki kanı pamuk yardımı ile temizliyordu. Feride ise sağ çaprazında oturan ve yanağına buz torbası koyan adama bakmamaya özen gösteriyordu.

Bu noktaya nasıl mı gelmişlerdi, tam olarak şöyle olmuştu; Gözünden tek damla yaş düşen adam, kaybedişine anbean şahit olurken hâlâ önlerinde durmakta olan Alparslan kendisine eşlik ederek dışarı çıkarmak istemişti. Uzattığı eliyle kapıyı işaret edecekti ki olayları yanlış anlayan Tuğtekin adeta böğürerek "Sen kimin karısına dokunuyorsun lan" deyip kimsenin araya girmesine müsade etmeden az evvelki yumruğun iade-i ziyaretini yapmış oldu.

Ama esas film bundan sonra koptu, iki iri kıyım adam birbirlerini tartmaya son verip yumruk yumruğa giriştiklerinde onları ayırmakta Yusuf'a kalmıştı, tabi bu sırada darbe almaması içten bile değildi. Fakat bir süre sonra  aralarından en aklı selim o olacaktı ki Tuğtekin'in ağzından çıkan karım kelimesini anında yakalayarak bu tartışmaya bir son verdirmişti.

Ve yeni tanıştıkları ikiliyi evli sandıkları için kendilerini geri çeken adamlar sayesinde sessiz sakin bir şekilde masanın etrafına toplanan bu grup, şimdi savaş zayiatlarını kontrol ediyorlardı. Aman ha yanlış anlaşılmasın, zayiat denildiyse etrafta kırılıp dökülen eşyalardan bahsetmiyordu Feride, masanın etrafında toplanmış üç fazla gelişmiş kalastan bahsediyordu.

Başlarda kendisini korumak istedikleri için minnet duyduğu adamları şimdi öfkeli gözlerle izleyen Feride onların karım kelimesini duyduktan sonra farklı bir düşünce yapısına bürünmelerine anlam veremiyordu. Ne yani Tuğtekin sırf kocası diye kendisi üzerinde söz sahibi olabilir miydi? Kaldı ki kocası bile değildi!

"Kardeşim tekrardan kusurumuza bakma, karı koca arasına girmek haddimize değil."

Feride, Yusuf'un sesiyle düşüncelerinden sıyrılırken bezgin bir ifade ile nefesini dışarıya doğru üfledi ve sessiz bir şekilde "Biz evli değiliz" diyerek yaşananları burada sonlandırmak istedi.

Masadaki dört şaşkın gözün kendisine dönmesi ile olaya bir açıklama getirmesi gerektiğinin farkında olan Feride kendisinde bunu yapacak güç bulamazken oturduğu sandalyeden ağır ağır ayağa kalktı. Zaten tanımadığı bu simalarada bir açıklama yapmak zorunda değildi. Hemde özel hayatı hakkında, hoş geriye ne kadar özelleri kaldıysa.

Ayağa kalkması ile eş zamanlı olarak yanındaki kalasın "Evliyiz" diyerek adeta kükremesiyle sağına dönen Feride üzerindeki gereksiz dinginliği tek çırpıda atarken daha fazla kendisini kasmaya gerek duymadı. Zaten rezil olacakları kadar olmuşlardı daha ne için kendini tutuyordu ki! Veryansın.

"Yaptıklarından sonra tek diyeceğin bu mu, evliyiz mi! Değiliz Tugtekin, biz seninle hiçbir şey değiliz! Orada yaşanan hiçbir şey gerçek değildi."

Feride'nin sarf ettiği öfke dolu sözleri Tuğtekin'den başkası anlamazken genç adam eğdiği başını ağır ağır yerden kaldırdı ve sevdiği kadının kırmızıya dönen gözlerine dikti. Belki de yapacağı şeyin henüz sırası gelmemişti ama Tuğtekin daha fazla bu bakışlara tahmül edemedi ve elini üzerindeki ceketin iç cebine atarak içinden kırmızı dikdörtgen bir defter çıkarıp yuvarlak masasının tam ortasına bıraktı.

Öfkeden kızaran gözleri ile masanın ortasındaki deftere odaklanan Feride şaşkınlıktan açılan ağzını ince parmakları ile kapatırken "Hayır" diye fısıldadı. Kendisini toparlamak için verdiği süreyi sonuna kadar kullanırken elleri yüzünden ayrıldı ve gerisin geriye sandalyesine çökerken kırmızı defteri ellerinin arasına aldı. Gerçekliğini sorgulamak istercesine sayfalarını araladığı defterde kendi resminin hemen yanında gördüğü suretle defteri bir hışımla kapatıp yanındaki resmin sahibine doğru fırlattı.

Osmanlı GüneşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin