(29)-30-31 Ekim 2019
———"Hiçbir şey söylemedi." dedim sıkıntıyla önümdeki bardağa bakarak. "İki gündür moralsiz."
"Seni üzmek istemediği için söylemiyordur." Omuz silktim.
"Olabilir." dedim ve bakışlarımı karşımdaki Günay'a çevirdim. "Dün 29 Ekim tatiliydi ama Atalay Hoca takıma bütün gün antrenman yaptırmış. Seçmeleri kazandıklarından beri daha da zorluyor onları."
Dün tatil olduğunu öğrenince Efkan'la bir şeyler yaparız diye düşünmüştüm ama o bana antrenman yapacaklarını söylemişti.
Zaten daha sonra beni kazandığım yarışmanın markası olan Faerie Parfumes'ten arayıp sözleşme imzalamak için şirkete çağırmışlardı.
Bir sene boyunca Tasarım Departmanı'nda çalışmak üzere bir sözleşme imzalamıştım. Faerie'nin tasarımcısıyla birlikte çalışacaktım.
"Sevgilisine de kıyamazmış." Günay imalı imalı konuşunca utangaç bir şekilde güldüm.
"Kıyamıyorum harbiden ya." dediğim sırada Efkan ve Baha'nın bize doğru geldiğini gördüm.
"Selam." Efkan yanıma oturup yanağımdan öptüğünde Baha da başka boş yer olmadığı için Günay'ın yanına oturdu.
"Selam." dedim ben de. "Sonunda antrenmandan çıkabilmişsiniz."
"Sorma yenge ya." dediğinde utanmamaya çalışarak Baha'ya baktım. "Koç, Efkan'a ba..." Baha tam bir şey diyecekken Efkan'a bakıp sustuğunda ben de Efkan'a döndüm.
Gayet normal bir şekilde duruyordu.
"Ne olmuş?" dedim anlamamış gibi.
"Hiç, sıkı çalışıyoruz sadece. O kadar." Efkan öyle deyince kafamı salladım ve Günay'a imalı bir bakış attım.
Nisan ve Giray kantine girip yanımıza geldiklerinde Giray masaya iki sandalye çekti.
"Selam gençler." dedi Giray.
"Selam." dedi Baha.
Masaya şöyle bir baktığım zaman sanki Baha ve Günay da sevgiliymiş gibi duruyordu. Bu fikir hoşuma gitmişti.
Gözüm onların arkasına takıldığında şaşkınlıkla güldüm.
"Şunlar..." dediğimde hepsi baktığım yere döndü.
"Soner'le Damla." Nisan cümlemi tamamladı.
Soner ve Damla kantine girip başka bir masaya yerleştiklerinde bizi henüz fark etmemişlerdi.
"Ulan Soner." dedi Giray imayla.
"Dahalık sevgili değillermiş." dedi Baha.
"Flört dönemindeler yani." dedi Efkan alayla.
"Hepimiz geçtik o yollardan." dedi Giray gülerek.
"Hepimiz değil." Baha ve Günay aynı anda aynı şeyi söylediğinde ikisi de şaşkınlıkla birbirlerine bakıp tekrar önlerine döndüler.
Gülmemek için dudağımı ısırdım.
"Çöpçatanlık hislerim kabarmamak için zor duruyor." dedi Nisan kulağıma doğru eğilip.
"Ben de az önce kestirdim gözüme. Yakışıyorlar." dedim fısıltıyla.
"Aynen." dedi ve biraz daha yaklaştı bana. "Efkan hala anlatmadı mı?" Kafamı iki yana salladım.
"Hayır, anlatacak gibi durmuyor. Az önce Baha tam ağzından kaçırıyordu, Efkan engel oldu."
Nisan bir şey diyeceği sırada kınayıcı bir 'cık cık' sesi duyduğumda doğrulup Giray'a baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT
Teen FictionGirift: İç içe geçmiş, birbirine dolanmış. ~~~~~ Ben Yağmur, Yağmur Avaz. Bu okulda okuyan çoğu öğrencinin de olduğu gibi; yüksek gelirli bir ailenin, tek, çocuğuyum. Babam Türkiye'de ve hatta yurt dışındaki birkaç ülkede oldukça tanınan bir cerrah...