2 Aralık 2019
———~Efkan'dan
"Ben alan değiştiriyorum Abi. Bu böyle olmayacak." dedi Güven, tek bacağını hızla sallarken. "Ekin o şerefsizle bütün gün aynı yerde kalacak, ben de aşağıda top sektireceğim. Oldu."
"Güven, boş yapma Abiciğim." dedi Caner.
"Ne 'boş yapma' lan? Ekin de gitar bölümünde, o şerefsiz de."
"Kardeşim bir sakin ol." dedim Güven'in omzunu sıkıp.
"Nasıl sakin olayım Efkan? Zaten aynı sınıfta oldukları yetmiyormuş gibi bir de hobi dersleri aynı."
"Güven." dedi Giray. "Güzel kardeşim, bunlar ayrılmışlar. Hatta çocuk ayrılmış Ekin'den. Bitmiş gitmiş şey için niye kendini kasıyorsun? Ayrılmışlar lan, üstünden 1 sene geçmiş."
Güven'in sinirli yakınmalarıyla geçen teneffüsten sonra etüt başladığı için aşağı, spor salonuna indik.
İki takıma bölünüp maç yapmaya başladığımızda Koç kenardan bize direktifler veriyordu. Birden şiddetli bir şekilde düdüğünü çaldı.
"Kaptan!" diye bağırdığında elimdeki topu sektirmeyi ve koşmayı bıraktım. "Aklın nerede senin? İşini düzgün yapsana." deyip tekrar düdüğünü çaldığında maça devam ettik.
Akın elimden topu alıp Baha'ya pas verirken Giray topu aldı. Giray potaya ilerlerken Soner topu kapınca Enes topu ondan almaya çalıştı. Güven Soner'den topu kapıp Giray'a attığı sırada Caner araya girdi ve topu havada yakaladı. Caner potaya koşarken ben de koşup ona yetiştim ve topu elinden almak için bir manevra yaptım.
Tam topu elime alacağım sırada düdük sesi duyuldu.
"Efkan! Oyuna odaklan."
Sinir yavaş yavaş damarlarımda dolaşmaya başlarken derin bir nefes alarak yumruklarımı sıkıp açtım.
Giray yanımdan geçerken omzuma vurdu.
"Sakin, kardeşim."
Maça tekrar döndüğümüzde Soner'den topu alacağım sırada Soner diğer tarafa dönüp savunma yaptığında ayaklarımız birbirine takıldı ve ikimiz de yere düştük.
Koç düdüğünü tekrar çalıp yanımıza geldi.
"Efkan, oyun dışısın!"
Koç yanımızdan ayrılıp sahanın kenarına geri döndüğünde derin nefesler alıyordum.
"Tersinden kalkmış bugün." dedim sinirle.
"Gel kardeşim."
Baha bana elini uzattığında elinden destek alarak ayağa kalktım.
"İyi misin?" dedim Soner'e.
"İyiyim."
Spor salonundan çıkıp yukarı, resim atölyesine gittim. Açık olan kapıdan içeri baktığımda tuvale resim yapan Yağmur'u gördüm.
Çok güzel görünüyordu, her zamanki gibi.
Özge Hoca ortalıkta gözükmediği için biraz içeri girdim.
"Yağmur." diye seslendiğimde Yağmur tuvali boyamayı kesip bana baktı.
Başımla dışarıyı gösterdiğimde gülümseyerek kafasını salladı. Dışarı çıkıp Yağmur'u bekledim.
Çok geçmeden yanıma geldi.
"Antrenmanda olman gerekmiyor muydu?" diye sordu merakla.
"Gerekiyordu." deyip yürümeye başladığımda o da benimle beraber ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT
Teen FictionGirift: İç içe geçmiş, birbirine dolanmış. ~~~~~ Ben Yağmur, Yağmur Avaz. Bu okulda okuyan çoğu öğrencinin de olduğu gibi; yüksek gelirli bir ailenin, tek, çocuğuyum. Babam Türkiye'de ve hatta yurt dışındaki birkaç ülkede oldukça tanınan bir cerrah...