Bölüm 1: Acı

278 20 10
                                    

Başladığınız tarihi bırakabilirsiniz :)

Her insanın bir hikayesi var mıdır? Vardır elbet. Her insanın yaşamına göre oluşur hikayesi. Peki ya.. günahları? Her günahın var mıdır bedeli?

Bunu düşünüyordum günlerdir. Yine düşünüyorum. Bu sefer kanepedeyim. Elimde içki şişesi, üzerimde buz gibi havaya inat sıfır kollu bir tişört, ayağımda yırtık çoraplarım ve üstümde yarısına içki dökülmüş bir pike..

Birden elimdeki şişeyi yere bıraktım. Kırıldı, parçalara ayrıldı, parkeler ıslandı. Bunu neden yaptığımı bilmiyorum. Aslında.. sorgulamadım da. Yavaşça kanepede doğruldum. Kırık camların üstüne basa basa merdivenlere yürümeye başladım. Ayağımın kanadığını hissetmeme rağmen yere bakmadım. Canım acımıyordu. Zira kalbimdeki acı çok daha fazlaydı.

Banyoya doğru ilerledim. Ayağım soğuk banyo fayansına değdiğinde içimde ılık bir ürperti gezindi ve beni aynaya bakmaya zorladı.

Aynadaki görüntüm beni şaşırtmamıştı. Gözyaşlarım yüzümde kurumuştu ve izleri belli oluyordu. Göz altlarım uykusuzluktan çökmüş ve mosmor olmuştu. Kumral saçlarım birbirine karışmıştı. Neydim ben böyle?

Berbat görünüyordum.

Kendimi tanıyamıyordum. O an aklımdan sadece bir cümle geçiyordu.

'Sen tam bir hayal kırıklığısın!'

Elime aldığım bibloyu aynaya fırlattım ve bağırdım. "Sen tam bir hayal kırıklığısın!"

Kırılan cam parçaları ayaklarıma geldi. Yine camların üzerinden geçerek ellerimi lavaboya yasladım. Çoğu kişi abarttığımı düşünüyordu. Ama bilmiyorlardı ki ansızın gelen anne acısını.

Aşağıdan gelen zil seslerini duyabiliyordum. Yine de umursamadım ve aşağıya inerek kanepeme tekrar yayıldım. Anahtarın kapıya takılma sesini ve ardından kapanışını duydum.

"Nolmuş lan buraya?"

"Ne istiyorsun?" Ellerimle gözlerimi ovuşturuyordum.

"İstediğim çok şey var. Tek tek söylememi ister misin?"

"Hayır." dedim kısa keserek.

"Niye her yer kan?"

Ayağımı kaldırdım ve yüzüne soktum. Ofladı ve ayağımı itti.

"Oturacak bir yerde yok ki anasını satayım, her yer her yerde."

"Dır dır etmeye mi geldin? Hiç nutuk çekecek halim yok. Yanlız bırak beni."

Kanepenin yanına çöktü ve ellerimi ellerine aldı. "Güneş, bak.. bu benim için kolay mı sanıyorsun? O benim de annemdi."

Berk.. abim.

"Senin kahrolduğun kadar bende kahroluyorum. Ama.. ama annem ne seni ne de beni böyle dağılmış görmek ister miydi? Sen bana emanetsin kardeşim. İki gözümün çiçeği.. toparlan ne olur. Dayanamıyorum seni böyle görmeye."

Ellerini ellerimden çekti ve başımı göğsüne yasladı. Hıçkırarak ağlamaya başladım bu sefer. Berk'in de göz yaşlarını yüzüme değen damlalardan hissedebiliyordum.

O şekilde ne kadar kaldık, bilmiyorum. Uyuyakalmıştım ve uyandığımda yatak odamdaydım. Komidinin üzerinden telefonumu alıp saate baktım. 20:42 idi. Yatakta doğruldum ve banyoya gidip sıcak bir duş aldım. İyi hissettirmişti.

Odama doğru gidip üstümü değiştirdim. Merdivenlerden inerken kan izlerini görmeyince şaşırmıştım. O sırada Berk elinde çay bardağıyla mutfaktan çıkıp salona ilerledi. Arkasını dönmeden seslendi.

"Şu evi yaşalınabilir hale getirmek için temizlik yaptığıma inanamıyorum."

Arkasından bende salona girdim.

"Sağol abiciğim."

Son kelimenin üzerine baskı yaparak söylemiştim. Beraber kanepeme oturduk.

Kanepem.. sahiplenmiştim kendisini. Bir isim taksam iyi olacaktı.

"Okula gitme vakti sanırım. Ne dersin?"

Gülümsedim. Sonra aniden gülmeyi kesip cevap verdim. "Hayır."

"Devamsızlığın gerçekten çok fazla. Babamın ismi olmasa şimdiye dek atılmıştın."

"Sence umursuyor gibi görünüyor muyum?"

"Güneş!" Kükremişti.

Yerimde sıçradım. "Kendine bir çeki düzen ver artık! Başına buyruk davranamazsın. Yarın okula gidilecek diyorsam gidelecek! Aksi halde seni sırtlayıp götürürüm ona göre."

"Tamam be." diyerek önüme döndüm. Yarın zor bir gün olacaktı.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Sevgili okurlarım, umarım ilk bölümü beğenmişsinizdir. Daha fazlası için benimle kalın ve oy vermeyi unutmayın!

instagram: acininkollarinda

Kayıp Ruhlar (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin