Bana doğru gelirken cebimden kağıdı çıkardım. Beni farketmeyince yanına gittim. "Aras dur!"
"Güneş?" dedi şaşırarak.
"Nasılsın?" diye sordum direk. Tek kaşını havaya kaldırdı. "Başına saksı mı düştü?"
"Ne alakası var ya.." diyerek gözlerimi kaçırdım.
"Halimi hatırımı sormayalı aylar oldu da ondan olabilir belki." En son ne zaman sormuştum cidden?
Benim konuşmayacağımı anlayınca o konuştu. "Söyle hadi, ne istiyorsun?"
Pekala, yapmam lazımdı.'Buraya kadar hangi akla hizmet geldin Güneş?' diye geçirdim içimden.
Her ne kadar söyleyip söylememek arasında kalsamda tüm cesaretimi toplayıp sordum."Resim yeteneğini Benim gibi birini çizmek için harcama. Daha güzel işler başarabilirsin." Aras şaşkınlıkla gözlerini açtı. "Çöpü mü karıştırdın?"
"Ne alakası var ya.."
"Az önce de aynısını söyledin." Gözlerimi devirdim. Cevap vermeme izin vermeden kulağıma doğru eğildi ve konuştu. "Daha güzel bir şey bulsaydım çizerdim belki." Aniden ona doğru dönmemle dudağım dudağının kenarına değdi. Hala değiyordu. Bu.. bu kabul edebileceğim bir şey değildi.
"Çok.. çok yakınsın Aras." nefesim nefesine karışıyordu. Odaklanamıyordum. Kalbim göğüs kafesinden çıkacakmış gibi atıyordu. Mümkünmüş gibi daha da yaklaştı.
"Neden geri çekilmiyorsun o zaman?"
Gerçekten, neden geri çekilmiyordum? Geriye doğru bir adım atacağım zaman belimden tutup gitmeme engel oldu. Yüzü yine yüzüme çok yakındı.
"Neden gitmeme izin vermiyorsun?"
"Çünkü..." Hızla geri çekildim. Duymak istemediğim bir şey söyleyeceğine o kadar emindim ki.
İkimizde karşılıklı birbirimize bakıyorduk. Arasın mimikleri sertleşmişti. Bende aynı bakışlarla karşılık veriyordum. "Gerçekleri duymak bu kadar mı zor geliyor sana gerçekten?"
"Bunlar duymak istediğim şeyler değil." dedim net bir sesle.
"Ama duydun! O gece-"
"O gece geçmişte kaldı. Ama görüyorum ki senin için hala dün gibi. Geçmişi geçmişte bırak. Hayatın boyunca beni bekleyemezsin!" Evet, biraz ağır oldu.
Yüzü yine aynı ifadesini korurken başını gökyüzüne kaldırıp gözlerini kapattı ve yutkundu. Zorlandığını biliyordum. Bakışlarını tekrar bana çevirdi. "Seni beklediğimi kim söyledi?"
"Ne?" dedim anlamayarak.
"Haklısın, geçmiş geçmişte kaldı. Ben belki geçmişte yaşıyorum ama, sende geçmişten kaçıyorsun." dedi ve omzunu çarparak yanımdan hızla geçip gitti.
'Kaçmazsam yapamam, Aras. Anlamıyor musun.. Korkuyorum.'
İçimden sayıklayıp duruyordum. Gözlerimi kapayıp derin nefesler aldım. Daha iyi hissettiğimi düşününce okula doğru yürümeye başladım. Merdivenlere geldiğim zaman bir kahkaha kulaklarımı doldurdu. Başımı yavaşça sağa doğru çevirdim. Tanımadığım bir kız, Aras'la konuşuyordu.
Doğrusu kız, Aras'la konuşuyordu. Aras kollarını göğsünde bağlamış gözlerini kızın üzerinde çok oyalamadan onu dinliyormuş gibi yapıyordu. Yada bana öyle geliyordu.
Kız kollarını Aras'ın boynuna dolayıp yüzünü yüzüne yaklaştırdı ve gülerek bir şeyler söyledi. Daha fazla bakmak istemediğimden hemen başımı çevirip okula doğru girdim. Aras'a aşık değildim, onu sevmiyordum, hatta ondan hoşlanmıyordum bile. Sadece olacak olan şeylere engel olmaya çalışıyordum. Ama ne olursa olsun bana gülümseyince gülümsemesini izlemekten kendimi alamıyordum.
Sınıfa çıkıp çantamı toplamaya başladım. Ekin elinde çikolatalı sütle sıranın önünde durdu. "Nereye ya?"
Çantamı sırtıma atıp doğruldum. "Sıktı beni burası. Gidiyorum." Arkamı dönüp yürümeye başladım. "Konuşacağız bunu." diyen Ekin'i duysam da ona dönmeden sınıftan çıktım.İlk günden boşlukta hissetmeye başlamıştım. Mutluluğu, huzuru hissetmeyi özlemiştim.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Yeniden merhaba okurlar.
4. bölümümüz sona erdi. Yeni bölümler için takipte kalın!instagram: acininkollarinda
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Ruhlar (1)
Novela JuvenilBedenimi kendine çekti. Geriye kaçamıyordum, hapsolmuştum. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. İliklerime kadar hissettim korkuyu. Titredim, içim çıkana kadar ağlamak istedim. Hareket etsem beni öldürecekti. Nefes bile alamadım. "Ne istiyorsun?" Sesime korku...