"Bilge, şunu bir uzatsana."
Bilge'nin verdiği kalemi aldım ve Deniz'in saçını ortadan ayırmaya çalıştım. Fakat sürekli kafasını oynattığı için yapamıyordum. "Deniz!"
Kafasını geriye atıp bana şaşkınlıkla baktı. Bilge de sayfalarını öylesine çevirdiği dergiyi bırakmış bana bakıyordu. Bağırmış mıydım ben?
"Kafanı düzgün tutabilir misin yavrum?"
Deniz kafasını onaylar şekilde salladı ve nihayet saçını ayırabildim. Bileğimdeki lastikle saçının bir kısmını olabildiğince bağlamaya çalıştım. Saçı şu kore gruplarındaki erkeklere benziyordu ve ona çok yakışıyordu. Aynı siyah saçlarının ona yakıştığı gibi. Yazık olacaktı.
"Emin misin?" dedim elimdeki fırçayı kaseye daldırırken.
"Eminim."
Yaklaşık yarım saat sonra Deniz kafasında alüminyum folyolarla makarna yiyordu ve bende kahkahalarla onu izliyordum. Bir yandan makarna yemeye çalışıyor bir yandan önüne gelen folyoları tutuyor diğer yandan da bana söyleniyordu.
"Gülme, gerizekalı. Bana bunun kaşındıracağını söylemedin.""Sormadın," dedim ve Bilge'ye baktım. Sessizce önündeki makarnayı yiyordu ama bu pek onluk bir şey değildi. Bilge asla susmazdı.Masanın altından bacağına vurdum ve bana bakmasını sağladım. "Sen iyi misin?"
Gözleri benimle buluştuğunda kafasını onaylarcasına salladı. Canını sıkan bir şeyler olduğunu düşünsemde üstelemedim. O garip bir kızdı. Bir an gülerek onu gördüyseniz saniyeler sonra salya sümük omzunuzda ağlayabilirdi.
Tabağımla çatalımı alıp sandalyeden kalktım ve onları bulaşık yığınının arasına gönderdim. Annem ve babam bir haftalığına Konya'ya anneannemgilin yanına gitmişlerdi. Onların gittiği gün direk Bilge ve Deniz'i cağırmıştım. O zamandan beri bizde kalıyorlardı ve evin içine resmen sıçmıştık.
"Gel, saçını yıkayalım." Deniz'in kafasına vurdum ve ayağa kalktığını gördüğümde banyoya doğru ilerledim. Musluğun altına kafasını soktum ve alüminyum folyoları çıkarmaya başladım.
Bilge ise duvara dayanmış gülerek bizi videoya çekiyordu. "Kanka, götün çok güzelmiş," diyerek Deniz'in kıçına tekme attı. Deniz kafasını musluğa vurduğunda gülerek elimi ağzıma kapattım ve Bilge'ye baktım. Yüzünü buruşturmuş yere bakıyordu. Bilge kapıyı kapatıp gittiğinde kafamı Deniz'e çevirdim.
Saçını durulamadığım için lavabodan uzaklaşamamıştı. Elini kafasından çektim ve kafasına baktım. Görünürde bir şey yoktu. Saçını duruladım. Yandaki dolaptan saç havlusunu alıp saçlarına sardım ve kafasını kaldırdım.
"Kötüye bir şey olmaz kanka."
Bana yandan bir bakış attı ve kalçasını gereğinden fazla kıvırarak yürüdü ve banyodan çıktı. Kahkaha atıp bende banyodan çıktım ve ışığı kapattım.
O sırada odamdan bir çığlık yükseldi. Birbirlerine girmiş olabileceklerini düşünerek koşarak odama girdim ve donakaldım.Bilge yatağımda tepinerek gülüyor, ses çıkarmamak için de yüzüne yastık bastırıyordu. Deniz ise elinde havluyla aynada kendine bakıyordu. Saçları turuncumsu bir sarıydı ve azıcık kötü olmuştu. Azıcık!
Deniz gözlerini aynadan ayırıp bana çevirdi ve kaşlarını çatarak bana yaklaşmaya başladı. Bende yerlere yatarak gülmek ve ayaklarımı kıçıma vurarak kaçmak arasındaydım.
"Sen. Saçıma. Ne. Bok. Sürdün?"
...
Dipnot: Bölümler başlarda çok kısa gelebilir. Fakat yarısından sonra artıyor kelime sayısı.
Vee her bölüme oy verip yorum yapmayı unutmayın, lütfen!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Güneşten Daha Güzel [gxg]
Nouvelles''Ay çok güzel,'' dedim gözlerim hala gözlerindeyken. Neyi kastettiğimi biliyordu. ''Hayır, Güneş daha güzel.'' Neyi kastettiğini biliyordum. Dudaklarına uzanıp küçük bir öpücük kondurdum ve burnumu saçlarının arasına daldırıp kokusunu içime çektim...