Benim için anısı olan şarkı Güler Özince - Merkür Retrosu. Şarkılara fazlasıyla anlam yükleyen biri olarak bununla da sınırlı değil, tabii. Kışın çocukluk arkadaşım, kuzenim beraber köye gittik. Hava soğuk, getirdiğimiz tüm kıyafetleri kat kat üzerimize giymişiz. Rezil bir haftaydı. Sinirlendiğimiz anlar oldu, aynı evin içinde bir şekilde kavga da ettik. Ama her akşam ne olursa olsun kıraathaneye giderken, gelirken bu şarkıyı söyledik. Hatta sürekli. Bu şarkıyı ne zaman dinlesem o arkadaşım, soğuk, kıraathanedeki dedelerin samimiyeti, anneannemin zorla giydirdiği şalvarlar, kuzenimle düzelen aram ve patates aklıma gelir. (Ve evet önceki bölümlerde geçen Beliz'in minik anısı bir miktar gerçeklik içerir.)
...
Bölüm Şarkıları;
Selena Gomez - The Heart Wants What It Wants
Can Ozan- Ellerin Saçımda
*fotoğrafın bölümle alakası yok ama genel olarak Beliz ve Bilge
''Beliz, kalk tahtayı aç, kızım.'' Uzaklardan gelen cümleyle beraber kafamı yasladığım koldan kaldırdım ve tahtaya baktım. Bilge, kolunu kendine çekip diğer eliyle ovuşturduğunda yüzümü buruşturdum. Kolu uyuşmuş olmalıydı. Yarım ders ve teneffüs boyunca kafamı kolundan kaldırmamıştım. ''Üzgünüm, bebeğim,'' diye mırıldanıp sırayı ittim ve bacaklarım dizlerine sürterken sıra ve onun arasından geçip tahtaya çıktım ve hocanın uzattığı anahtarı alıp tahtanın kilidini açtım. Sürgüyü çekip tahtanın altındaki düğmeye basıp hocaya döndüm.
''Nasılsınız, hocam?'' Doldurduğu defterden kafasını kaldırıp bana gülümsedi. ''İyiyim, kızım. Sen nasılsın?'' Gülümseyip elimi akıllı tahtanın üzerinde gezdirip dosyaları açtım. '' Şükür, hocam. İyiyim.'' Kafasını salladı ve elindeki flaşı bana uzattı. Önleri beyazlamış saçlarındaki kalın kahve tacı çıkarıp tekrar taktı ve ben slaytı açıp yerime otururken kalkıp benim uzaklaştığım yere yürüdü.
Ders dindi. Hocayı seviyordum ama dinlemeden de doksan üzeri alabiliyordum. Bu yüzden uyumak daha cazip geliyordu. Hoca aslında müdür yardımcısıydı ve alanı da din değildi. Büyük ihtimal geçen sene din hocamızın Edirne'ye çıkan tayini yüzünden bize girmek zorunda kalmıştı. Sınav öncesi de çıkacak soruları aralarına fazladan otuz soru ekleyerek bize veriyordu. Bu yüzden seviyordum zaten.
Sıraya kalçamı koyup Bilge'nin önündeki kitabı aldım ve altını çizdiği yerleri okumaya başladım. Sınav haftasından önce başladığı ve hala bitiremediği kitaptı bu. Doğal olarak okumaya hiç vakti olmamıştı. Bu seriyi ona ben önermiştim ve alıp okuması beni delicesine mutlu ediyordu. Kitabın içini biraz daha karıştırıp kitabı önüne bıraktım.
''En nefret ettiğin karakterin Çekiç olduğuna yemin edebilirim.'' Kulağına eğilip fısıldadığımda önündeki defterden kafasını kaldırıp bana baktı. ''Evet, onu sevmiyorum ama Benny'de baya sinir bozucu.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Güneşten Daha Güzel [gxg]
Storie brevi''Ay çok güzel,'' dedim gözlerim hala gözlerindeyken. Neyi kastettiğimi biliyordu. ''Hayır, Güneş daha güzel.'' Neyi kastettiğini biliyordum. Dudaklarına uzanıp küçük bir öpücük kondurdum ve burnumu saçlarının arasına daldırıp kokusunu içime çektim...