Ay Güneşten Daha Güzel [gxg]

eleven☀️

Günaydınnn ve iyi okumalar :)
....

Seni seviyorum ve bu yüzden senden vazgeçiyorum.
Dipnot: seni sevmemeliyim.

Kitabımın arasında bulduğum notu okuduktan sonra cebime koydum ve kaldığım yerden kitabı okumaya devam ettim. Düşüncelerim kitaptaki cümlelerin yerini tutana kadar.

Annem ve babamla bir haftadır konuşmuyordum. Onlara karşı aldığım tavrın nedenini ergenliğe yoruyorlardı ama abime bir erkeği sevdiği için yaptıklarını öğrendikten sonra onlarla eskisi gibi olamazdım.

Hayatım boyunca asla kendimi bir erkekle olacağıma şartlandırmadım ya da ilerideki kocam gibi bir cümle kurmadım. Aşkın iki kalp arasında olduğunu savundum ve buna inanıyorum. Bir kıza da aşık olabilirdim, bir erkeğe de.

Kitabı yüzüncü sayfasına gelmeme rağmen anlamadığım cümlelerinden gözlerimi uzaklaştırdım ve kitabın kapağını kapatıp kalktım. Kitabı kolumun arasına sıkıştırıp masadaki testleri çantama sokuşturdum. Bilge ile kahvaltıdan sonra gelmiştik ve hava kararmak üzereydi. Matematik ve coğrafya çalışmıştım. Doğrusu Bilge çalıştırmıştı. Yarım saat önce de kitap okuyacağım diye çalışmayı bırakmıştım. Bilge hala devam ediyordu. Çantayı koluma asıp Bilge'nin omzuna dokundum ve kulaklığını kulağından çektim.

"Gidelim mi?"

"Olur." Sandalyeden kalktı ve lastikle topladığı pembe saçlarını kurtarıp lastiği bileğine geçirdi. Kitapları çantaya koyduktan sonra askılarını omzuna geçirdi ve bana döndü. "Gidelim."

Yanına ilerleyip bileğindeki lastiği aldım ve saçımı olabildiğince topladım. Parmaklarımı parmaklarının arasından geçirip elini tuttum ve birlikte kütüphaneden çıktık. El ele tutuşmayı seviyordum ve o da seviyordu.

"Sınavlar haftaya başlayacak ve ben konuları yetiştiremeyeceğim."

Kaşlarını çatarak "Saçmalama."dedi ve bana döndü. "Tek eksiğin matematikte. Sen diğer dersleri hallet. Ben onu çalıştırırım."

"Kızım var ya, sen birtanesin." Dudağımı yanağına bastırdım ve gülerek yola döndüm.

...

Eve girdiğimde saat neredeyse 11 olmuştu. Annem ve babam salonda film izliyorlardı. Onlara bir şey demeden odama gidip pijamalarımı giydim. Çantamı hazırladığım sıra annem odaya girdiğinde işime devam ettim. Hazır olduğunda çantamı masanın yanına yere koydum ve yatağımın hemen yanındaki prize telefonumu şarja  taktım.

"Kirlin var mı ?"

Sandalyenin üzerine koyduğum pantolonumu göstererek "O var sadece." dedim. Yatağın içine girip yorganı üzerime çektim. Annem pantolonu aldı ve cebindekileri çıkarıp masaya koydu. Para ve küpeden sonra çıkan notla beraber hızla ayağa kalkıp yanına gittim ve notu alıp elime sıkıştırdım. Annem kaşlarını çatsa da bir şey demedi ve pantolonu koluna takıp kapıya doğru ilerledi.

"Bu hafta sonu abimde kalacağım." Notu diğer notların yanına koydum ve yatağa girip tekrar üzerimi örttüm.

"Hayır."

"Evet." Arkasını dönüp bana baktı ve kaşlarını çattı. "O benim abim ve hafta sonu onda kalacağım."

"Sınavların bitsin. Ondan sonra belki kalabilirsin."

"İyi." Annemle inat etmek için söylediğim cümlelerin sonunda sınav kelimesinin geçmesiyle Bilge aklıma gelmişti. Onunla anlaşmıştık ve bana ders çalıştıracaktı. Tamamen unutmuştum.

Kapıyı sertçe kapatıp odadan çıktığında yastıklardan birine kollarımı doladım ve gözlerimi kapatıp uyumak için bir şeyler mırıldanmaya başladım.

"Bir küçücük aslancık varmış. Kırlarda ko-ko-koşar oynarmış. Abisi onu çok çok severmiş. Sen benim ca-ca-canımsın dermiş."