thirty-five☀️

1.2K 104 25
                                    

Arkadaşlar biliyorsunuz finale çok az kaldı ve ben de finali yazarken sizin şarkılarınızı dinlemek istiyorum. Biliyorum kitap boyunca hep sizden şarkı istedim fakat bu sefer sizin için özel bir şarkı istiyorum bununla beraber de  o şarkının anısını. Bir dahaki bölüm de ben de sizinle bir şarkı ve anısını paylaşacağım. 

gxg'de 1. sıradayız !!!

İyi okumalar ^-^

...

Bölüm şarkıları;

Sia- Breathe Me

BANNERS- Someone To You

''Miniğim, geldik. Uyan hadi.'' Elimi savuşturup yüzümü okşayan nefesin rahatsızlığıyla yüzümü buruşturdum. ''Beliz, hadi uyan.'' Burnumun üzerine kapanan elle beraber hızla gözlerimi araladım ve elimle eline vurdum. ''Abi, delirdin mi? İnsan gibi uyandırsana.''

''Sen insan gibiden anlamıyorsun ki. Dakikalardır seni uyandırmaya çalışıyorum.'' Gözlerimi ovaladım ve başımın altındaki katlanmış abimin montunu çekip yayıldığım arka koltuktan kalktım. ''Bizimkileri ne ara bıraktınız?'' Montumu koltuğun üzerinden alıp üzerime attı. ''Bıraktık işte. Hadi giyin.'' Montumu giyip fermuarını yarıya kadar çektim ve arabadan inip kapıyı kapattım.

''Günaydın, fıstık,'' dedi Can abi ve sigarasından çektiği nefesi dışarı verip sigarayı yere attı. Ardından botunun ucuyla ezdi. ''Sağ ol, Can abi.'' Abim bagajdan çıkardığı sırt çantamı bana uzattığında alıp sırtıma taktım ve kapıya doğru yürüyüp omzumla açtım. Abim elinde bavulumla kapıdan girdiğinde gülümseyerek Can abiye döndüm. ''Görüşürüz.'' El salladığımda gülümseyerek o da karşılık verdi. Kapıyı kapatıp abime koşarak yetiştim.

''Ne zaman gelirsin?'' dedim bavulu kapının önüne koyup zile bastığında. Eğilip botlarımı çıkardım. ''Bilmiyorum. Bu hafta gelmeye çalışırım. '' Kapı açıldığında annem gülümseyerek bize baktı. İçeri girip bavulu aldım ve ayakkabılığın yanına koydum. ''İçeri gelsene, oğlum.'' Annemin sözlerinden sonra abim bir süre kapıda dikildi. Ardından zor da olsa gülümseyerek ''Can arabada bekliyor. Belki sonra,'' dedi. Arkasını dönüp merdivenlere yöneldiğinde annem uzanıp kolunu tuttu.

''Yarın gel.'' Duraksadı ve elini kolundan omzuna çıkardı. ''Can ile beraber. Akşam yemeğine.'' Abim yerde olan bakışlarını hızla kaldırıp anneme baktı ve gülümsedi. Uzanıp kollarını anneme doladı. ''Geliriz.'' Annem de kollarını onun beline doladı. ''Geliriz, anne.'' Gülümseyerek sırt çantamı yere bırakıp montumu çıkarıp astım. O sırada abim ve annem ayrılmış, annem kapıyı kapatıp bana dönmüştü. Bavulumu ve sırt çantamı alıp odama doğru sürükledim ve odanın ortasına bırakıp kendimi yatağa attım. Annem gelip yanıma oturana kadar da boş boş tavanı izlemeye devam ettim.

''Nasıldı oralar?'' Annem sırtını başlığa yaslayıp ayağından asla çıkarmadığı dolgu topuk terliklerini çıkardı ve ayaklarını uzattı. ''Güzeldi. Çok eğlendik. Regl ağrım olmasa daha iyi olabilirdi.'' Annem telaşla gözlerini üzerimde gezdirdi. ''Var mı hala ağrın? Sıcak su torbası getireyim mi? Ya da kahve yapayım. Sen seversin.'' Kalkmaya yeltendiğinde elimle onu durdurdum ve kafamı yataktan ayırıp kucağına koydum.

''İyiyim. Ağrım yok. Anne?'' Parmaklarıyla dört gündür yıkanmadığım için yağlanan saçlarımı geriye doğru taradı ve ''Hı?'' diye mırıldandı.

''Neden bizi kabul etmedin? Tamam, şimdi iyiyiz ama neden? Babam geçerli sebepler sundu. Hala kırgınım ona da ama sebebi vardı. Senin de var mı?'' Annem gözünden akan yaşı yavaşça sildiğinde bakışlarımı yüzünden kaçırıp yatağımın karşısındaki posterlerle dolu duvarıma sabitledim. Onu affetmemim haklı bir gerekçesi olmasını ve mantığımı da ikna etmeyi istiyordum.

Ay Güneşten Daha Güzel [gxg]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin