Şey iyi geceler ve iyi okumalar :))
Çok okuyucu yok ama şuraya birkaç şarkı yazar mısınız? (ve kimse yazmadı mxöncsnvld)
...
İnsanların çok kötü bir özelliği var, Beliz. Aşklarına karşılık bulamadıklarında asla yapmayacakları şeyler yapıyorlar. Hiç tanımak istemeyeceğin insanlara dönüşüyorlar ve bunu engelleyemiyorlar. Hiç tanımak istemediğin, ileride yüzünü buruşturarak hatırlayacağın anılara ev sahipliği yaptığım birine dönüştürme beni.
-a
dipnot: seni hala çok seviyorum.
İkinci tenefüste kitabımın arasında bulduğum bir başka not ile merakla okumuş ardından sinirle onu cebime sıkıştırmıştım. Yakınımda olduğunu iddia edip kafamı karıştırıyordu.
Dersin matematik olduğunu öğrendiğimde Bilge'den konuları bugün bize gelip anlatmasını istedikten sonra kafamı her zamanki gibi sıraya yaslamış ve sol kolumu kaloriferin üzerine koymuştum.
Tek düze ilerleyen hayatımda küçük bir heyecan yaratan kişiyi merak ediyordum ama aynı zamanda öğrenmek istemiyordum. Alışkanlıklarımdan asla vazgeçemeyen, hayatıma fazla insan sokmayı sevmeyen biriydim.
Kim bilir o hayatıma girse neler değişecek, nelerden vazgeçecektim? Belki de haftada bir gittiğim kütüphanede Kemal dedeyle kitaplar hakkında konuştuğumuz süreyi yarıya düşürecektim. Her ay gidip zaman öldürdüğüm o tepeye gidemeyecektim. Hoş, uzun zamandır zaten gidemiyordum. Okuduğum kitaplar, kurduğum cümleler değişecekti belki de.
Uyuyamamanın getirdiği huysuzlukla sıranın üzerinde biraz daha yayılıp kafamı Bilge'nin dizine koydum. Sıranın altındaki ingilizce kitaplarımla bakışıyordum şuan. Ayrıca belim açısından rahat edemiyordum ama Bilge'nin saçlarımda gezinen parmakları olaya dahil olduğunda gözlerimi kapatıp kötü getirilerini kafamdan uzaklaştırdım.
"Neden uyuyamadın?" Kulağıma değen nefesiyle huylanıp omuzlarımı oynattım. "Sabaha kadar yine kitap mı okudun yoksa?
"Hayır," diye mırıldandım. "Uyudum." Aslında uyuyamamıştım. Bir anneme bir babama dönmüş en sonunda çok kıpırdandığım için homurdandıklarında kalkıp balkona gitmiştim ve bir süre soğuk hava tenimi yalayıp geçerken gökyüzünü izlemiştim. Köyde olduğu kadar belirgin değildi yıldızlar. Ama yine de idare ederdi.
"Aslında uyuyamadım. Şu bana yazan çocuğu düşünüyordum. Hayatıma girmesini istediğimden emin değilim."
Soruya yetişmek için verdiği çabayı kalemi kitabın üzerine bırakarak sonlandırdı. Kaşlarını çatarak , "Erkek olduğu ne malum?" dedi. "Ayrıca ya hayatına çoktan girdiyse?"
Cümleleri kafamı karıştırırken sıranın üzerinde debelenerek yüzümü Bilge'nin karnına çevirdim. İnip kalkan göğsüyle eş değer karnı sürekli hareket ediyordu. Elimi belinin kenarından sırtına sarıp "Uyumak istiyorum." dedim. Gözlerimi kapadım ve sıranın üzerinde duran elini alıp başımın üzerine koydum. "Saçımı okşar mısın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Güneşten Daha Güzel [gxg]
Short Story''Ay çok güzel,'' dedim gözlerim hala gözlerindeyken. Neyi kastettiğimi biliyordu. ''Hayır, Güneş daha güzel.'' Neyi kastettiğini biliyordum. Dudaklarına uzanıp küçük bir öpücük kondurdum ve burnumu saçlarının arasına daldırıp kokusunu içime çektim...