37~

72 42 4
                                    

Hızla giden arabada  sırada durağımızın neresi olduğunu merak ediyordum.Yaklaşık yarım saat sonra kalabalık bir mekana geldik.Bar tarzında bir yere benziyordu..

"Burası neresi  ?"

"Burası o sıkıcı  balodan kaçış yerim "

Gözlerimi devirip , arabadan indim..
Atilla ise inmesiyle...

" Hoşgeldiniz atilla bey "

Atilla yanıma geldiğinde , aynı adam şoför koltuğuna binip  gitmişti. Atilla ceketini giyip üstünü düzeltti..

"Üşüdünmü? "

"Hayır " dedi şaşkın şaşkın bakarken ben o devam etti..

"Burası sık görünmem gereken bir yer "

O bana  elini uzatırken...

"Öyle mi! " dedim ve elini es geçtim.

Bende üstümde ki ceketi çıkarıp ona uzattım ..

"Bende şimdi buraya oldukça sşık olmuşumdur dimi atilla? "

Onu taklit ederek konuşmam biraz gülünç olsada ciddiyetliğimi bozmamaya özen gösterdim. Ama o oldukça sakin tavırla kolumu tutup kendine çekti...

"Nazlı verdiğin ceketi geri  giyer misin? "

Yapmacık sekilde cevap verdim...

"Neden , bence  gayet güzel oldu böyle"

Bakışları beni süzerken bakışları  dekolteme takılınca gülmemek için zor tuttum. Tekrar gözleri bana baktığında  yüzü gergindi.

"Böyle çok şeysin.."

"Neyim? " dedim merakla.

"Güzel.." dedi şikayet eder gibi..

" Hatırlatayım bu gece güzel görünmem için sen bu elbiseyi getirmiştin. " dedim

Bana yaklaşıp çenesini sıktı..

"O balo içindi , hem k baloda orta yaşlı insanalar  var ..
Burda ki gibi  değil ." Dedi oraya bakarken..

" Ordakiler normal değil , sen bide böyleyken .."

Yutkundum..
Birden kendimi kötü hissettim. Elinde ki ceketi geri alıp üstüme giydim.Tatmin olmasada..

"Yanımdan ayrılmıyorsun!" Dedi.

Ve girişe doğru yürümeye başladık. Kapıda ki iki iri adamalara samimi gülümseme ile içeri girdik.Girişte   uzun bir koridor  ve etrafı aynayla çevriliydi ve y erler siyahtı .Koridorda  geçerken aynadan yansımama baktım. En son ne zaman bu kadar korkmuştum  bilmiyordum.İçeride bekleyen şeyin ne olduğunu meraktan çok korku vardı. Sessiz koridor biterken , husurzuluk iliklerime kadar işledi .Sonunda beklenen o yere geldiğimizde  merdivenlerin başında durduk.Ve kalabalığa baktık. Yüzüme çarpan ilk şey alkol kokusu ile alışık olmadığım  gürültülü müzik .Ama aşağıda ki kalabalık bu renkli yanıp sönen ışıklardan  ve diğer şeylerden şikayetçi gibi görünmüyordu. Atilla aradığı şeyi bulurcasına  aşağı doğru giderken beni de çekleştirdi.Kalabalığa yaklaştıkça herşey daha karışık ve korkutucuydu. Onların  arasından geçerken tenine çarparak ilerlemeye çalıştık.Kendimi bir pazar'ın ortasında gibi hissettim.Onlar gülerek dans ederken. Ben atilla' nın kolunu sıkıca tutuyordum.Sonunda bar'ın tenha bir tarafına geçerken ..

"Henüz gelmedi.." dedi

Beni bir sandalyeye oturturken , başını kalabalığa çevirip sonra bana baktı.  Üzgündü ..

"Sorun yok , sen yanımdasın korkmuyorum.."

Desmede o hala  gergindi. Sandalyede dönüp  mekana göz gezdirdim.Karanlık bir ortamda yanıp sönen ışıklar  eşliğinde dans eden  bir topluluk.Sanki kendilerinde değil gibiydi. Onların yukarısında ise ufak sahne vardı ve uzun bir demir .Orda ise tek başına dans eden kadınlar , sanırım amaçları topluluğun daha fazla dans etmesini sağlamaktı. Ben hayatımda hiçbir kadını bu kadar çıplak görmemiştim.Buna bende dahildim!
Annem bu kıyafetleri görse bunu giymek değil temizlik bezi bile  yapmazdı.O kadar ufaktı ki görünmüyordu. Buna daha fazla dayanamayıp önüme döndüm. Atilla bana bakarken...

"Bayağı  değişik bir yermiş"
Bu yere daha olumlu bir sıfat bulamadım.Gözüm yine o kadınlara kayınca ..

"Hemde bayağı " diye vurguladım.

O keyifsizce etrafa bakarken..

"Hala buralara geliyor musun? "

"Hayır  gelmiyorum, çünkü sen varsın "
Ben onu pür dikkat  dinlerken o devam etti..

"Sen o kadar parlaksın ki!
Artık bu acınası şeylere ihtiyacım yok.."

Bir kaç dakika sonra  başıyla bir yeri işaret ederek..

" Sakın elimi bırakama , burda ki herkezi cennet içen gibi  düşün yada vampir gibi taze kanın kokusunu hemen alırlar."

Cümlesi bittiğinde sandalyeden inip elini sıkıca tuttum.Yine kalabalığın içerisinden geçerken daha dikatli baktım .Gerçekten kafaları başka dünyada gibiydi.Kalabalıktan uzaklaştıp koltuklara geçerken gençten bir çocuk bize yaklaşıp atilla ile el sıkıştı.Bana elini uzattığında ise başımla selam vermeyi tercih ettim.
Atilla...

"Hazır mı? "  diye sordu.

"Evet benimle ama..
Yinede dikkatli olmalısın eğer bir açığımız bulurlarsa.."

"Merak etme  bende sorumluluğu .." dedi atilla.

Zarfı  uzatan çocuk hala endişeliydi.Ama verince atilla hemen ceketin cebine koydu.Çocuk beni süzerken.Rahatsız olmuştum. Sonra beni işaret ederek..

"Güzelmiş " dedi

Her erkek içgüdüsel olarak sahip olduklarını korumakla kodlanmıştır.
Ama atilla böyle olabilir miydi?
Karşında ki  böyle çirkin cümleler kurunca yüzü gerildi ve karşısındakine kilitlendi.
Ama karşında ki çocuk bunun farkında bile değildi. Elini ceplere atıp konuşmaya devam etti..

"Gerçekten çok güzel , bu gecelik mi? "Deyince

Atilla elimi sıkıp ..

"Hayır ömürlük! " dedi.

Çocuk gevşek duruşunu düzeltip özür diledi.Atilla çocuğa öyle sert bakıyordu ki .O an anladım ki erkeklerde gözleri ile konuşabiliyorlardı.Atilla ayağı kalkıp beni çıkışa doğru götürdü.Ama hala gergindi ve kendi kendine söyleniyordu. Arabaya bindiğimizde arabadan inmek için hamle yaptığında kolundan tutup kendime çektim.Gözleri beni bulduğunda diyebildiğim tek şey...

"Özür dilerim." Demekti.

Keyifsizce önemli olmadığını söyleyip arabayı çalıştırdı. Arabayı sürerken...

"Arkadaşın mıydı?  " dedim.

Çenesini sıkıp...

"Artık değil " diyerek yola bakmaya devam etti







Sol yanım  >Cennet<      ~Serisi  2~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin