Yirmi Üçüncü Bölüm

2.8K 505 451
                                    

Bundan sonra yeni bölümler üç günde bir ve uzun gelecekler.

Hayatta herkesi gerektiği yere koyuyor musunuz? Terazinin hangi tarafi ağır basıyor. Sizi üzenlerin canınızı yaktığı taraf dengeyi bozuyor değil mi? İnsanlar böyle işte. Her şey yolunda giderken dengeyi bozmaya bayılıyor.

Düşüncelerimin içinde boğulurken annemin sesizle telefonu bıraktım. "Teyzenler ve kuzenler bize geliyorlarmış. Yarın dediler."

Sevinsem mi üzülsem mi? Kuzenler başka şehirden geliyordu. Hepsi genç kız ve benim elimde sürekli telefon olmasını hoş karşılamayacaklardı.

Yanmasın diye pilavı karıştırmaya başladım. O sırada taze fasülyeyle ilgilenen annemi izledim. "Anne, bir şey soracağım."

Masada fasülyeleri doğrarken bıçağı bıraktı ve bana baktı. Bense gözlerimi tavadan çekmedim. "Kalbini kırdığım birinin gönlünü nasıl alırım? Ama zaten kırılmış birini kırdıysam..."

Ailevi sorunlar hayatta gördüğüm en zorlu dönemlerdi. Kendimden biliyordum ve o kızın gönlünü almalıydım. "Önce sen gururunu bir kenara bırak ve özür dilemeyi dene."

"Anne, ben kimseden özür dilemem." Pilavın altını söndürüp annemin yanına oturdum. Çenemi avcuma yasladım ve boş boş masaya baktım. "Senin kadar inatçı, gurulu bir keçi görmedim ben. Kara kuzum, özür dileyince kötü bir şey olmayacak. Kendinden bir şey de kaybetmeyeceksin. Aksine kendine bir şey katacaksın. Hatanı kabullenmen gerek..."

Anne, bu hayatta iyi olamaya çalışma sebebimsin...

Tekrar doğramaya devam ederken ben de konuşmaya devam ettim. "Ha illa özür yani?" Bana baygın baygın baktığında derin bir nefes verdim. Bu zamana kadar hayatımda iki kişiden özür dilemiştim. Annem ve dostumdan. Bu yüzden bu iki kelime beni zorluyordu. Belki saçma geliyordu ama ben buydum. Bu özür meselesi toplum tarafından fazla büyütülüyordu. İnsanların kendisini kutsamasından mıdır nedir bu kadar değerli görülüyordu. Pişmanlık göstergesinden çok bir boyun eğiş simgesi olarak kabul görülüyorudu.

Üzgünlük bu iki kelimeyle belirlenemezdi. Pişmanlık da. Ama madem insanlar kendilerini tatmin etmek için özür bekliyorlarsa onlara istediğini verecektim.

Gider, paşa paşa özgürümü dilerdim.

TuruncuDunyali: Siktirin gidin! Özür mözür dilemiyorum.

Sevbeni: Ben de özür dilemen için yalvarıyordum canım ya.

Kötü bir şey dememiştim. Benim de kendime göre sebeplerim vardı. Haklı olduğum tarafları söylediğimde bana hakeret etmişti. Bana? Sen ilk bir kez olsun beynini kullanmayı dene. Türkçe yazdığım şeyleri anlamayı dene. "Özür dilerim seni kırdıysam ama o küfürbaz haydoyu çağırmasaydın olay buraya kadar gelmezdi." Yazmıştım ve cevap "Küfürbaz haydo senin anandır." Ben küfür etsem bile aileyi karıştırmazdım ki sen kim köpeksin ki anneme böyle bir şeyi söylüyorsun?! Senin ağzına sıçmayan Gül değil. Linç ekibi kuracağım lan. Annemin adını ağzına bile alamaz kimse. Hayattaki en ve tek değerli varlığıma kimse zarar veremezdi. Ne sözle ne de başka bir şekilde. Hele ki bunlar klavye delikanlısıysa.

TuruncuDunyali: Sen böyle olmaya devam edersin. Ailevi sorunlarmış. Bence tek sorun sensin. Insanların ne dediğini anlamaya çalışmakta kıt davranmasaydın şu anda barışmış olacaktık ve ben gönlünü aldığım için rahatlayacaktım. Aferin, bok ettin her şeyi.

Bu kişiye mesaj gönderemezsiniz.

TuruncuDunyali: Götlek.

Bu mesaj gönderilemedi.

Allah'ım ben geri zekalılarla mücadele vakfı mıyım?

Hayatımda ilk kez bir yabancıdan özür diliyorum, hepimiz adına... Ama onun yaptığı şeye bak. Neyse en iyisi boş vermek.

TuruncuDunyali: Zero, canım sıkılıyor.

UzayinPalavrasi: Benim de.

TuruncuDunyali: Buraya gelen herkesin yüzde seksen beşi can sıkısını gidermek için geliyor.

UzayinPalavrasi: Oo ortama yavaş yavaş ayak uyduruyorsun sanki.

TuruncuDunyali: Sanki mi? Kitabını yazarım.

(Kusura bakmayın, bölüyorum ama şu an okuduğunuz kitap bu sözümü destekliyor. Oldu. Tşk)

UzayinPalavrasi: Hihim, senden her şey beklenir.

TuruncuDunyali: Evet, korkun benden.

UzayinPalavrasi: Kadınlardan korkulur...

TuruncuDunyali: Ya zarar vermediğin sürece zarar görmezsin.

UzayinPalavrasi: Hım, inanmalı mıyım?

TuruncuDunyali: Bak şöyle anlatayım. Eğer bir yamuk mu yaptın? Başlar, seneler önceli ifşalar... Mesaj ssleri, ses kayıtları, fake hesaplardan yayınlamalar... Ve hiçbir şey olmamış gibi evde oturan ben. :D

Duyuru üzerine gülmekten gözümden yaş gelmişti. "Bu kadınlardan korkulur yeminle."

Yedekhesap: Biz erkeklerin hepsine şerefsiz diyoruz, siz de kadınlardan korkulur diyorsunuz. Bence iki cins de ödeşiyor. Linçlemeyeceğim.

Zero panosunda farklı farklı kızlardan linç yerken gülerek dm sine girdim.

TuruncuDunyali: Ama ya, ben sana bunun için mi söyledim. Sana çeyrek anlattım ama sana yetti de arttı cbjfjdbdjckmdmzkcjvnmgkbk.

UzayinPalavrasi: Aman anlatma ya, sizden korkuyorum.

TuruncuDunyali: Eyvah, sanırım seni kadınlardan soğuttum.

UzayinPalavrasi: Yok, senle alakalı değil. Sanki hep böyle devam edecekmiş gibi geliyor...

TuruncuDunyali: Nasıl?

TuruncuDunyali: Hmm, anladım. Hiç evlenmeyip, çapkınlığa devam kafası gibi.

UzayinPalavrasi: Senin evleneceğin kişi aşırı şanslı.
O söylemeden anlıyorsun.
Doğruların yanındasın.
Yeri geldiğinde şakalaşıyorsun, yeri geldiğinde olgun davranıyorsun.

Şok içinde mesaji defalarca okudum. Yatakta zıplarken bir yandan da mesaj yazmaya çalışıyorum.

TuruncuDunyali: Bakalım ben şanslı olabilecek miyim.

UzayinPalavrasi: İnşallah olursun çünkü hakediyorsun.

İnstagram: kahveli1yazar
Tumblr: kahveli1yazar
YouTube: Kahveli Yazar

Watty Bağımlısı | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin