Lisa'dan
Kızlarla ağzımız açık bir şekilde jungkook a bakıyorduk. Gözlerimizi Rose ile buluşturup ne diyeceğini merakla bekliyorduk.
Rose kollarını birbirine bağladı. "Kendi bilir istiyorsa gitsin"
Jungkook gözlerini açıp Rose ye bakış attı. "Ne demek gitsin; Rose sen iyi misin"
Yapmacık bir gülümseme yüzünü büründü. "Gayet iyiyim Jungkook. Ayrıca arkadaşınız terk edip gitmeyi çok seviyor. Mani olmak istemem"
Kaşımı kaldırarak Rose ye baktım. "Rose sinirini bir kenara at ve konuş. Bunun geri dönüşü yok"
Jennie ellerni göğsünde birleştirip bana baktı. "Lisa haklı Rose, bunun geri dönüşü olmayacak"
Rose ikimize göz devirip Jisoo ya baktı. "Rose kızlar haklı sonradan üzüleceğin hatalar yapma!"
Rose gözleri dolu bir şekilde bize döndü. "Beni ilk başta bırakıp gitti, ne kadar kahroldum ben siz biliyor musunuz. Benden sıkıldığını , beni artık sevmediğini düşündüm..."
"Ben hergün kendime nerede yanlış yaptığımı sordum. Yanlışı hep kendimde aradım. O an aklıma her geldiğinde gözlerimi kapatıp ağladım kimse görmesin diye"
Hıçkırıkları artarken dudaklarımı büzüp Rose ye baktım. Ağlamasın. Benim gözlerimde doluyor o zaman.
Jungkook saçlarını geriye taradı. "Rose!! Bilmediğin şeyler var. Boş yere jimin i suçlamayı kes"
"Neymiş o zaman o bilmediğim şey. Söyleyin de ona göre davranıyım" Rose nin çığlığı ile yerimizden sıçradık. Gözlerimi Jungkook ile buluşturduğumda bana bakıyordu.
"Hadi söyle , yoksa sende o korkak arkadaşın gibi korkuyor musun!!" Diye bağırdı.
"Rose bir sus da konuşsun" dedim sert bir ses tonuyla. Bana dönüp 'sen ciddi misin' bakışları atıyordu.
"Bana onu mu koruyacaksın şimdi Lalisa"
"Onu koruduğum falan yok alıngan davranmayı kes Rose. Bu herkesin canını sıkıyor."
"Kızlar kavga etmenin sırası değil, sende söyle artıl jungkook ne söyleyeceksen!!" Jisoo nun bağırışıyla ikimizde susup jungkook a döndük.
"O gece öyle davrandı çünkü."
"Çünkü neee!!!"
"Rose!!" Jennie nin bağırışıyla susup jungkook u dinlemeye devam etti.
"Çünkü onun gitmesi gerekiyordu Rose...."
"... Ailesi onu Japonya' daki yatılı okula göndericeklerdi. Ailesiyle bu yüzden kavga etti. Ama Bay Park çok katı bir adam. Seninle tehtit etti onu."
Rose gözünü kırpmadan Jungkook u dinliyordu. Bizim ufak parmağın günahını aldık sanırım.
"Nasıl bir tehtit" dedi jennie kaşını kaldırarak.
"Rose'yi kaçırmak ve tecavüz ettirmek gibi bir tehtit" dediği üzerine gözlerim dolmaya başladı.
"Saçmalama öyle bir şey yaptırmaz. Baba bu sonuçta" dedi jisoo yapmacık bir gülümseme ile.
Jungkook dudaklarını yalayıp devam etti. "Siz Bay Park'ın nasıl bir insan olduğunu bilmiyorsunuz. Bir keresinde Jimin çocukken sırf şirketin önünde kayıp düştü diye odasına kilitleyip 1 gün yemek vermemişti ona. Kendini rezil etti diye...."
Kızlarla ağzımız açık bir şekilde Jungkook u dinliyorduk. Rose'nin iç çekme sesleri geldiğinde gözlerinin dolduğunu ve içten içe ağladığını hissedebiliyorum.
"....Rose inan bana amacı seninle oynamak falm değil. Bay Park gerçekten dediklerinin her kelimesini yapar. Seni kaçırtıp taciz ettireceğini söyleyince Jimin hiçbir şey yapamadı....."
".....Senin için korktuğu için seni bırakmak zorunda kaldı. O seni çok seviyor ve sana zarar gelmesini asla istemez. Sen onun canından bir parçasın."
Film gibiydi. Gerçekten ağlıyordum. Jungkook unda gözleri dolmuştu. Zar zor konuşuyordu. Yaklaşıp boynuna sarıldım.
Jimin'in gerçekten böyle bir şiddet gördüğünü bilmiyordum. Gerçekten ona dediklerim için çok pişman ve mahcubum.
Rose'den
Beni sırf korumak için bırakmış. Bense ona ne yaptım. Bilmeden konuşup yargıladım. Kendi kendime aptal sebepler bulup sonuca ulaştım.
"Peki neden bana söylemedi" dedim zar zor.
"Söyleseydi seni nasıl bırakabilirdi. Seninle vedalaşsaydı seni bırakıp o uçağa binebileceğini mi sanıyorsun"
Dolan gözlerimi sonunda dayanamayıp saldım. Hıçkırarak ağlamaya başladığımda kızlar yanıma gelip bana sarıldılar.
"Ben bir aptalım. Onu dinlemeden , anlamadan yargıladım."
Hıçkırıklarım evi kaplarken Jungkook 4 ümüzü izliyordu. Kendimi toparlayarak Jungkook a döndüm. Göz yaşlarımı silip sesimi kontrol ettim.
"Uçak saat kaçta?"
"14.50' de" hemen kafamı saate çevirdim. 14.20'ydi. Gözyaşarımı birkez daha silip koşarak kapıya yürüdüm. Gitmesine asla izin veremezdim.
Arabama atladığım gibi doğru hava alanına sürdüm.
Vardığımda hızlıca arabamı öylece bırakıp içeri girdim. Anasını siktiğimin kontrolleri.
İnsanların önüne geçip hızlıca önden kontrollere girdim.
Hava alanı çok büyük olduğu için televizyondan Japonya uçuşuna baktım. Hemen uçak bileti alabilmek için kasa tarafına gittim. Yoksa asla geçemezdim.
"Saat 14.50 Japonya uçuşuna bir bilet. Bagajım yok"
Kadından bileti aldığım gibi merdivenlere koştum.
'14.50 saatli Japonya uçuşumuz için uçağımız kalkmak üzere yolcuların acilen 4 numaralı kapıya gelmeleri rica olunur'
Anöns sesi ile daha da hızlandım...
Çok hızlı koşmaya çalışıyordım.
4 numaralı kapıya geldiğimde kadın kapıyı kapatıp yürümeye başladı. Yanına koşup kapıya baktım. "Kusura bakmayın uçağımız kalktı"
Duyduğum doğru mu. Gerçekten gitmişmiydi. Gerçekten kaçırmışmıydım. Her şey bitmişmiydi.
Koltuklara yaklaşıp oturdum. Ağlamaya başladığımda kimse beni duymuyordu.
Kendime kızıyorum cidden kaçırmıştım. Aşkımı , sevgilimi , beni ben yapan adamı , benim olan tek varlığı elimden kaçırmıştım.
Aşk böyle bir şey işte kendini kaptırdığında hiçbir şeyi duymaz , önemsemezsin. Tek dileğin ve arzun o olur.
Ondan vazgeçmezsen başarırsın; vazgeçersende işte benim gibi böyle bok gibi kalırsın.
Bu boktan dünyada , bok gibi kalmamak için uğraşıyoruz. Be kadar komil değil mi. Hepimizin bir amacı var. Ama onu gerçekleştirmek için götümüzden ter akıyor.
Peki çaba gözteripte sonucunu alamamak. İşin en boktan tarafı o.
Korkarsın; ama sevdiğin için. Pişman olursun; ama kendin için. Aptalım dersin; vazgeçip , gitmesine izin verdiğin için. Dünya bu işte adaleti sıfır. Sadece kurulu düzene ayak uyduruyorsun.
Aferin Rose aferin. Herkes gibi davranmaktan nefret ederdim. Ama bende herkese dönmüşüm. O gitti. Ve ben engel olmaya bile fırsat bulamadım. Aptalım aptal...
Beni bu kadar sevdiğini göremedim. Benim için hayatından vazgeçti; ben ne yaptım , siktir olup gitmesini söyledim.
Ona yetişemedim.
Aşkımıza yetişemedim.......
Vote vermeyi unutmayın❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stay For Me
Teen FictionSadece yeni bir okul ve hayat düşünmüştük. Bu yaşadıklarımızı nasıl anlatabilirm ki? Şu hayatta en aşık olmamam gereken adama aşık oldum. Salağın tekiyim. Ve hala ondan nefret ediyorum.. Birbirimize bu kadar bağlanacağımızı nereden bilebilirdik ki...