Kaçırılış

2.1K 187 2
                                    

Sinsice sırttım.Benim adım Acheron Wight'dı. Ben kendi yolumu kendim seçerdim. Yerde gördüğüm eski kılıcı aldım. Kıza

-Kendi yolumu kendim seçerim. Sana ihtiyacım yok.

Dedim. Kız

-Sen bilirsin.

Dedi, hızla zindanın koridorlarına girdim. Her yerde ölü o kıza benzer muhafızlar vardı. Koşarak koridoru geçtim. Ve çıkış kapısı olduğunu umduğum bir kapıdan çıktım. Ve kendimi devasa bir mağarada buldum. Ve devasa mağarada 2 ordu savaşıyordu. Mor renkli zırhları olan ve o kıza benzeyen insanlar ve mavi zırh giyen insanlar birbirleriyle. Savaşıyordu. Mavi Zırhlarınin üstünde mavi kuzgun işareti vardı. Kesinlikle Raven Kralığının askerleriydi. Ve içimden bir ses bu askerlerle burada olmamın tesadüf olmadığını söylüyordu. Mor zırhlı askerlerin hatlarını kıran bir şövalye gördüm miğferi yüzünden yüzünü göremiyordum. Ama beline kadar uzanan beyaz saçları görülebiliyordu. İçimden bir ses bu şövalyenin İsabella De Bane olduğunu söylüyordu. İşte şimdi sıçmıştım. Şövalye beni gördü ve atıyla son hızda bana koşmaya başladı. Kaçacağım bir yer yoktu. Beni kesin öldürecekti.

Mavi alevleri kullanacak enerjim yoktu. Elimdeki eski kılıca baktım. Yine eski yöntemleri kullanacaktım. Savunma pozisyonuna geçtim. Gümüş şövalye karşıma geldi ve

-Seni pis şeytan !! Seni kafanı koparıcam !

Dedi, direk saldırdım. Şövalyenin atında olması onun için dez avantajdı. Gümüş şovalyeye toparlanması için vakit vermiyordum. Ama anladığım tek şey bu De Bane'nin İsabella olmadığıydı. Kılıcını elinden düşürdüm ve şövalyeyi atından düşürdüm. Ve atından düştüğü an üstüne oturdum. Ve miğferini çıkardım. Karşımda Ellonoe De Vitsue De Bane vardı. Onu öldürmeyecektim. Kafasına kılıcımın tersiyle vurdum. Ellonoe bayılmıştı. Ellonoe'nin üstünden kalktım. Birden hava soğudu titrememe engel olamamıştım. Arkamı döndüm ve o an İsabella'yı gördüm. Bir kez daha titredim. Ama bu soğuktan çok korkudandı. İsabella inanılmaz derecede öfkeli görünüyordu. Üstünde mavi hafif bir zırh vardı. Tüm gücümle koşmaya başladım ama önümde devasa bir buz kütlesi belirdi. İçimden küfür ettim. Arkamı tekrar döndüğümde buzdan hançerler beni buzdan duvara çiviledi. İsabella yavaş adımlarla yanıma geldi. Beni öldürecekti. Bundan emindim. Gözlerimi kapadım. Tam o anda gene o lanet ses

-Lordun yalvarırım teklifimi kabul edin!

Yüksek sesle

-he he

Ses

-Lordum yoksa ölüceksiniz.

Sakin bir sesle

-İnan bana ölmek umrumda değil.

Ses üzgün bir sesle

-Siz bilirsiniz lordum.

Gözlerimi açtım İsabella

-"Ölmek umrumda değil " Cidden mi?

Dedi, Korku hissetmiyordum. Sakin bir sesle

-Uzatma öldüreceksen öldür beni .

Dedim, ve gözlrerimi kapadım. Bir kılıç gövdeme inecek olan kılıçla arama girdi. Ellonoe

-Abla sormak istediğim şeyler var.

Dedi, bu kız ne ara uyanmıştı ? İsabella

-Tamam sor.

Dedi, Ellonoe

-Neden beni öldürmedin?

Derin bir nefes aldım.

- Bunu daha öncede söylemiştim. En ufak bir fikrim yok.

Dedim. Ellonoe

-Daha önce mi?

Bu kız iyi miydi(!)

-Beni bu kadar hızlı unutmanı beklememiştim. Benim turnuvada seni öldürmeyen eleman.

Dedim, iki kızda bana şok bir ifadeyle bakıyordu. İsabella

-Ne suç işledinde buraya geldin? Burası en tehlikeli katillerin hapis olduğu yer .

Cidden mi (!) benim tipimide mi unutmuştu. Tabi üstüme başıma hiç bakmamıştım.

-Çölden aşşağı düştüm burada beni hapise attılar. d

dedim, kızlar bana yine şok olmuş bir şekilde baktılar tam o anda her yer karardı. Biri beni kucağına almışti. Ve tam hızla götürüyordu. Ellerimin bağlandığını hissettim. Görüşüm açıldığında kurtarıcımın beni kaçırdığını fark ettim. Kurtarıcım

-Pardon bana verilen emri yanlış anlamışımda seni kaçırmak benim görevimdi.

Dedi, İşte asıl şimdi sıçmıştım.

Kaos Lordu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin