twenty five: forgotten truth

3.7K 494 235
                                    

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Bir erkek olmaya karar verdiğim andan beri, hayatımda bu kadar çok şeyin değişeceğini hiç düşünmemiştim fakat şimdi dönüp eski benliğime bakınca, yavaş yavaşta olsa Lawan sayesinde yeni bir Lalisa'nın doğmuş olduğunu görüyordum. Daha cesurdum artık, daha korkusuzdum ve etrafındaki herkese güvenmemesi gerektiğini öğrenen, aklı başına gelmiş bir genç kadındım.

Ah, tabi bir de aşık.

Komutan Taehyung, benim sıradan hayatımdaki bir devrimdi. O belki henüz bunun farkında değildi fakat ben onun sayesinde asla dediğim ne varsa yapmış, hissetmeyeceğime emin olduğum birçok duyguyu onunla tatmıştım. Kalbimin bir erkek uğruna bu denli atacağını tahmin etmemiş, onun için gözyaşlarımı akıtacağımı düşünmemiştim hiç. Kasabada onlarca kızın arasında, erkek çocuğu gibi gezinmek hiç dert olmamıştı bana bugüne kadar fakat hayatımda ilk kez, bir kadını kıskanmıştım. İlk kez pantolon ve bol gömleklerimin arasından sıyrılmak ve onların yerine hoş kıyafetler giymek istemiştim. Onun dikkatini çekmek istemiştim çünkü, beni beğenmesini ve duygularıma karşılık vermesini dilemiştim tüm kalbimle.

Ancak şimdi görüyordum ki, tüm bu kalıplaşmış kız olma çabalarım boşunaydı ve epey gülünçtü. Kıyafetler, saçlarım, maddi durumum veyahut sınıf farklılığı değersizdi. En azından, Komutan Taehyung için öyleydi çünkü o, gerçek beni görmüş ve geri kalan hiçbir şeyi umursamamıştı. Kısa saçlarımın, zayıf bedenimin ve üstümdeki asker üniformasının ardında yatan gerçek beni görmüştü. Cesaretimi takdir etmiş, üzgün olduğum anlarda bana destek olmuş ve her daim yanımda kalacağını iliklerime kadar hissetmeme sebep olmuştu.

Hoseok ile konuşmam için beni ikna eden de oydu. Ona Hoseok'un yanlış anladığını ve bana tavır aldığından bahsettiğimde korkmamam gerektiğini, eğer o benim gerçek bir dostumsa şayet anlayışla karşılayacağını söylemişti. Hoseok, Chaeyoung'dan gerçekten çok hoşlanıyor olmalıydı ki iki gün boyunca yüzüme dahi bakmamış, konuşma çabalarımı her seferinde görmezden gelmişti. Tepkisinden çekindiğim için gerçekleri itiraf etmek istememiş olsam da, buradan onun bana kırgın olduğunu bilerek gidersem eğer içimin hiç rahat etmeyeceğinden emindim. Askercilik oyunumda bana pek çok konuda yardımcı olmuş biriydi, ona gerçekten değer veriyordum ve yakın bir vakitte buradan ayrılacak olan Lawan'ın ona bir açıklama borçlu olduğunu da biliyordum.

Ve öyle de yapmıştım. Ona ilk olarak buraya asıl gelme sebebimin Minnie'yi bulmak olduğunu söylemiştim ve yaklaşık beş dakika kadar öncede, aslında bir kız olduğumu itiraf etmiştim. O dakikadan itibaren Jimin ve Hoseok ile içinde bulunduğum dar çadır tamamen boğucu bir sessizliğe gömülmüştü. Tek kelime etmemiş, hipnoz olmuş gibi yüzüme bakmaya devam etmişti öylece. Sessizliği beni inanılmaz bir şekilde gererken, bu durumdan eğlenen tek kişiye, Jimin'e bakmıştım endişeyle fakat onun tek yaptığı kahkaha atmamak için dudaklarını dişlemek olmuştu.

la vera bellezzaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin