•
Kaybolmak istedim.
O kadının gözlerinin içine bakarken hislerimi tanımlayabilecek tek şey buydu belki de. Zihnime düşünmemi engelleyen kara bulutlar çökmüştü ve ben orada öylece dikilirken, ne söylemem veya ne yapmam gerektiğini dahi bilmiyordum. Kalbime tek tek iğneler batırıyordu sanki biri ve ben nefes almayı akıl edemiyordum. Kırgındım, canım yanıyordu ama daha çok kızgındım. Komutan Taehyung'a veya karşımdaki kadına değil, en çok kendime öfkeliydim.
Aptallığımın bir sınırı yoktu, tıpkı yaptığım hatanın bir açıklaması olmadığı gibi. Unutmayı seçmiştim, ona olan aşkım gözüme devasa bir perde inmesine sebep olmuştu belki de ve ben, onun hayatında çoktandır biri olmasını unutarak öpmüştüm onu. Ona sarılmış, onunla uyumuş ve utanmadan onunla gelecek hayalleri kurmuştum; onun zaten bir başkasının geleceğine ait olduğunu umursamadan.
Çıkmaz bir sokakta hapsolmuş, başıboş bir ruh gibiydim şimdi. İlerlemek istemiyordum fakat yollarımda kapalıydı, hiçbir şey olmamış gibi geriye dönemeyeceğimi de biliyordum. Karşımda dikilen kadın farkında dahi değildi ancak ben şu an hissettiğim suçluluk duygusuyla, onun bakışlarının altında eziliyor ve kendimi bir böcek kadar değersiz hissediyordum.
Beni an itibariyle ele geçiren bu vicdan azabını nasıl dindirecektim bilmiyordum, nişanlısını görmeye gelen bu kadına yaptığım şeyin ağırlığını nasıl atlatacak, pişmanlığımdan nasıl kurtulacaktım koca bir soru işaretiydi şimdi benim için. Bedenim buz kesmişti lakin ruhum histerik bir titreyişin boyundurluğu altındayken bu çadırdan ona bir şeyleri belli etmeden çıkabilecek miydim, bundan dahi emin olamıyordum ancak bir an önce gitmek istiyordum. Ve sadece bu çadırdan değil, bu yerden ve Kim Taehyung'dan.
Kaybolmak istiyordum, sonsuza dek.
Yalnız büyümüş bir çocuktum ben. Anne ve baba özlemi çekmiş fakat yine de benden beklenen büyük sorumlulukların altından kalkabilmek adına hiç ses etmemiş ve acılarını bastırmış biriydim. Hayatımda büyükannem, Minnie ve Bambam dışında özel biri olmamıştı hiç, kendimi ne sevmeye ne de sevilmeye layık biri gibi görmemiştim. Buraya geldiğim ve Taehyung ile tanıştığım güne kadar da fikirlerim sabitti hep. Ve şimdi, keşke öyle kalsaydı, demekten kendimi alıkoyamıyordum. Kim Taehyung'u sevmek ve onun tarafından sevilmek nasıl bir duygu bilmeseydim şayet, şu an göğüs kafesimi zorlayan bu acıya katlanmak zorunda da kalmayacaktım.
Yutkundum seslice, ben de bir gariplik olduğunu sezmemiş olması mümkün değildi zira bakışlarında gezinen şüpheyi açıkça görebiliyordum. Ne kadar süreyi böyle sessizce devirdik bilmiyordum, dilime adeta bir düğüm atılmış gibiydi ve konuşamıyordum. Parmak uçlarıma değin uyuşmuştum ve söyleyecek tek bir kelime bulamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
la vera bellezza
Fanficsen, taktığın maskenin ardına saklanmış bir kız. ben, o güzelliği geç fark edecek kadar aptal.