"Geç içeri!" Sıtımdan büyük bir kuvvetle itişiyle yere yığılmam bir olmuştu. Kapıyı sertçe kapatıp çantasını yere fırlattı.
"Ne oldu? Döndüğün yer yine benim evim!" Karnıma attığı tekmeyle anlık nefesim kesilmişti. Gözlerimden akan yaşlar gözlerimin buğulanmasına neden oluyordu.
Karnıma yediğim ikinici tekmeyle karnımı tutarak sırt üstü uzandım.
"Hoşunamı gidiyor?! Cevap versene!" Omuslarımdan kaldırıp yere vurmasıyla başda cok şiddetli bir ağrı hissettim.
Yüme attığı tokatın etkisi ağrı şiddetitin dahada artmasına neden olmuştu. Bir şey yapamadım,karşılık veremedim. Vücudum tüm bütünlüğüyla ağrılarla doluydu. Adeta yardım istercesine haykırıyordu.
Nefes alış verişlerim giderek bozuluyordu. Zoraki bir güçle üzerimde duran o kadını-annemi- üzerimden itip kapıya ulaştım. Merdivenlerden koşarar indim. Kan çanağına dönmüş gözlerim buğulanmış,görüş alanımı engelliyordu. Aninen bastığım boşlukla birlikte merdivenlerden yuvarlandım.
Kaç kat indim bilmiyorum ama bildiğim tek şey yerde beş dakikadır vücudumu kaplayan ağrılarla uzanıyor olduğumdu.
Trabzanlara tutunup destek alarak ayağa kalktım. Burkulmuş bileğimin üzerine bastığımda tüm ağrı bacağımı kaplamıştı... öyle hissetmiştim.
"Ah!-" elimle azımı sıkıca kapatıp gözlerimi sıktım. Bir kaç saniye kendime gelmeyi bekleyerek yavaş haraketlerle kalkıp binadan çıktım.
Daha fazla istemiyordum bütün bu acıları. Dayanamıyordum. Hergün daha da boğuluyordum. Hergün daha da cehenneme dönüyordu. Sadece son vermek istedim. Ağrılarımı,acılarımı durdurmak. Hepsi bu kadar.
*Rüzgar'ın ağzından*
"Esil!" Esil ve yanında daha önce görmediğim bir kadın.
Ona seslendiğimde bir saniyelik baktı yüzüme. Gözlerine bir saniye bakmam hüznü fark etmeme yetmişti.
Arkasına bakmadan ilerledi bense dona kalmış izliyordum. Saniyeler sonra kendimi Atlas abinin evinin kapısının önüne gelip kapıyı hızla çalarken buldum.
Esil gidiyordu ve benim bir şeyler yapmam gerekiyordu... şimdi.
"Ne oldu oğlum? Böyle kapı mı çalınır?" Uyku mahmurluğuyla kapıda durmuş bana bakıyordu.
"Abi Esil-"
"Ne olmuş Esil'e?"
"O gidiyor!" Ufak çaplı bir kahkaha patlatıp yüzüme baktı.
"Oğlum sen iyi misin? Gece gece ne içtin? Benim güzel kardeşim odasında uyuyor?"
Ciddi yüz ifademin farkına varıp hızla içeri girdi. Esil'in odasına girdiğimizde onu göremeyince bana döndü. Tişortümün yakalarından tutup dişlerini sıkarak bana baktı.
"Nerede lan benim kardeşim?"
"Abi sakin ol!" Diyerek bileklerini tuttum. En az onun kadar endişe içindeydim ama asla onun kadar olamazdı. Atlas abi Esil'in abisiydi. Esil onun için nefes alma sebebiydi,yaşama sevinci... Belkide benimde...
"Ne sakini lan! Nerede?"
"Atlas abi?" Diye bir kız girdi içeri. Elleriyle gözlerini ovuşturarak bize bakıyordu.Her şeyden habersiz masum bir kız.
"Abi. Bir kadınla beraber gittiler. Nereye,neden gittiklerini bilmiyorum. Şu an yapman gereken tek şey sakin olmak."
Yakamda olan ellerini indirip hızlı adımlarla evden çıktı. Şuan her nereye gidiyorsa,cehennem bile olsa,eğer Esil'i bulacaksak oraya gitmeye bile rağzıydım.
Peşinden bende çıkıp onu takip ettim.
*Atlas'ın ağzından*
Son yarım saattir köprüde durmuş,bedenini derin sularla kavuşturmak isteyen kız kardeşimi dolu gözlerle izliyordum.
"Esil yalvarırım yapma! Söz veriyorum. Söz veriyom seni sana kimsenin zarar veremeyeceği bir yere götürücem. Lütfen! Yapma!"
Durmadı . "Seni çok seviyorum. Lütfen beni unutma! Ve...-"
"Esil yapma!"
"Özür dilerim." Ona doğru koştum. Durmadı. Acılarla dolu bedenini derin denize bıraktı.
"ESİL!" Arkasından atlayacaktım ki durdurdular. İzin vermediler. Eğer o gece ona benimle uyumasını söyleseydim,onu bırakmasaydım hala benimle olacaktı. Gitmesine izin vermeseydim...Onu o kadar çok özledim ki.
Esil'in beni bırakıp gidişinin ardından tam bir yıl geçti.
Kos koca üç yüz altmış beş onsuz gün. Ama bana daha çok üç yüz altmış beş yıl gibi geliyordu. Onu tam bulmuşken,tam kavuştum derken kaybetmiştim. Sonsuza dek sürecek miydi bu ayrılık? Sürmesine izin vermeli miydim?
Babam Esra adında bir kadın ile evlendi. Gamze adında,Esil'in yaşıtlarında bir kız evlat edindiler.
Babam onu unutmak istemediğini,onun anısına evlat edindiklerini ve evlendiğini söyledi. Dediklerine göre Esra abla onu gerçekten seviyor. Babamızı... Esil'i tanıyormuş. Onuda çok sevdiğini ve özlediğini söylüyor. Babam onu küçükken şirkete getirdiğinde Esra abla onunla ilgilelirmiş. Esilde ona sürekli ona onun annesi olmasını istediğini söylermiş.
Her gün bana yemek yolluyor. Gamze ise sürekli mesaj atıp nasıl olduğumu soruyor. Cevaplarım hep aynı ve kısa kısa oluyor.
O gittiği günden beri onun odasında uyuyorum. Onu yanımda hissetmek için. Bir yanım onu affedemiyor ama bir yanım onu çok özlüyor.
Esil gittiğinden bir hafta sonra Selin de evine döndü. Gitmek istemedi ama ben ısrar ettim.
Rüzgar ziyarete geliyor ama eskisi gibi olmuyor sohbetlerimiz. Sadece kahve içip gidiyor.
Esil öldüğünde polisler,herkes onu aradı. Her yerde. Ama tek bir iz bile bulamadılar. Onu bulamadılar... Bir gün geri dönecek. Her gün o köprüde oturup izliyorum denizi. Belki,belki geri döner umuduyla.
Ama biliyorum. Geri dönecek. En azından inanmak istiyor aklım,kalbim...
Sadece bir dakika. Sadece bir dakika ver bana son kez sarılayım ona. Son kez çekeyim kokusunu içime. Son kez,son kez okşayayım saçlarını. Son kez... lütfen!
Lütfen geri dön Esil... Abin seni çok özlüyor.
(...)
Aşırı dramatik bir bölüm oldu. Esil gitti. Atlas toparlanamayacak bir halde. Geri döneceğine inanıyor,kendini inandırmak istiyor belkide. Umarım beğenmişsinirzdir. Keyifli okumalar.(ne kadar keyifli olacaksa:()
Görüsmek üzere!:)
Her masalın sonu mutlulukla bitmiyor malesef ki. Esil'in hikayesi hüzünle bitti. Mutlu olacağına inanarak bıraktı acılarla dolu bedenini derin mavi sulara. Sadece biraz mutluluk için...
"O an şunu öğrendim... gülüşün senin en büyük hazinendir. Ne olursa olsun,gülüşünü asla kaybetme!"
Esil Aycan
Düşüncelerinizi yorumlar kısmında belirtin ve oy kullanamayı unutmayın. Sizleri seviyorum.
Kendinize iyi bakın.:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLAN IŞIKLAR
JugendliteraturEsil Aycan. Anne ve babasının boşanması sonucu,babası ve ailesinden koparılıp annesi ile yaşamak üzere İstanbul'a taşınmıştır. Peki bundan sonra ne olacak? "Ben Esil Aycan. Benim hikayemi okumaya var mısınız?"