''Şaşırdığının farkındayım. Yolda giderken sana her şeyi anlatacağım.'' Diyerek arkasındaki siyah arabayı işaret etti.
Çok şaşkındım. Benim bir ağabeyim vardı ve ben bunu yıllar sonra öğrenmiştim. Neden peki?
Arabanın ön koltuğuna geçip çantamı arka koltuğa bıraktım. Arabanın arkasından dolanıp şoför koltuğuna geçti. Kapıyı kapatıp arabayı çalıştırdı. Bir süre ikimize sessiz kaldık. Arabanın içinde hapsolduğumuz sessizliği bozup sordum.
''Her şeyi anlatacağını söylemiştin. Dinliyorum.'' Yüzüme bakıp gülümsedi. Birkaç saniye sonra önüne dönüp yolu izlemeye devam etti.
''Gerçekten de babamın söylediği kadar benziyoruz.'' Benziyor muyuz? Hayır benim bu denli yakışıklı bir ağabeyimin olması imkansız.
''Ben yaklaşık beş yaşlarındayken annem ve babam beni anneannemin yanına gönderdiler. Yani sen doğduğunda. Ben yedi yaşıma geldiğimde babam ve annem beni yatılı bir okula gönderdi. Lise son sınıfa kadar Eskişehir'de yatılı bir okulda okudum. O zamana kadar benim bir kıs kardeşim olduğundan,seninde bir ağabeyin olduğundan ikimizinde haberi yoktu. Annemin ve babamın bizi birbirimizden saklamıştı. küçüklüğümden beri bir hayalim vardı,ne olduğunu bilmek ister misin?''
Soğuk bir ses tonu ile cevap verdim. ''Evet?''
''Biz kız kardeşimin olmasıydı. Bir kız kardeşimin olduğunu annem ve babam ayrıldıktan üç yıl sonra öğrendim,yani sen annem ile yaşamaya başladığın zaman.''
''Bu anlattıkları içimi parçalıyordu,bir o kadarda kafamı karıştırıyordu. Anne ve babamızın bize yaptığı aslında ikimizinde kaldırabileceği türden değildi. Bunu neden yaptıkları hakkında bir fikrim yoktu ama benimde küçüklüğümden beri istediğim birşey vardı. Bir ağabeyimin olması.''
''Babama ne oldu? Nasıl kaza geçirdi? Kardeş olduğumuzu ikimizdende sakladılar. Öğrendiğimizi anlarlarsa kızmazlarmı?''
''Bana senin kardeşim olduğunu babam anlatmıştı.'' Meraklı bir yüz ifadesiyle ona döndüm. Ağabeyime.
''peki o zaman benden neden sakladılar? Gerçekten anlamıyorum.'' Dizim kırıp yan bir şekilde ona dönerek oturdum. Ellerimi saçlarımın arasına geçirerek başımı eydim.
''Babam bunları bana anlattığında seni almaya gelecektim. Babam beni durdurdu. Eğer yanına gelseydim annemin sana zarar vermesinden korktu.''
Arabanın durduğunu fark ettiğimde saçlarımın arasında olan ellerimi indirip etrafa baktım. ''Neden durduk?''
''Marketten bir şeyler alacağım. Gelmek ister misin?'' Gülümseyerek birbirimize bakıyorduk. Babamın durumu beni her ne kadar üzüyor olsada bir ağabeyimin olması içime mutluluk yayıyordu.
''Olur.'' Birlikte arabadan inip markete doğru ilerledik. Yan yana yürüyorduk. Acaba ona birden bire sarılsaydım ne tepki verirdi? Kızarmıydı yoksa sevinirmiydi?
''Sarılmak m istiyorsun?'' Kafamı çevirip bana gülümseyerek bakan yüzüne masum bir surat ifadesiyle baktım. Kollarını iki yana açıp ''Gel.'' der gibi başıyla işaret etti.
Koşar adımlarla ilerleyip kollarını beline sardım. Bir kolunu sırtıma koymuş,diğer eliyle saçlarımı okşuyordu. Kollarının arasında kaybolmuştum. İkimizde mutluluktan ağlıyorduk. Şaşkındık,kızgındık ama mutluyduk.
''İkimizde şarkınız hatta kızgınız ama mutlu olabiliriz.'' Kafamı kaldırıp bana gülen yüz ve sulu gözlerle bakan ağabeyime baktım. Daha önce gerçekten benzediğimi fark etmemiştim. Gözlerimiz,burunlarımız,neredeyse tüm yüzümüz aynı denecek kadar benziyordu. Gülümseyerek cevap verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLAN IŞIKLAR
Teen FictionEsil Aycan. Anne ve babasının boşanması sonucu,babası ve ailesinden koparılıp annesi ile yaşamak üzere İstanbul'a taşınmıştır. Peki bundan sonra ne olacak? "Ben Esil Aycan. Benim hikayemi okumaya var mısınız?"