Elimdeki beyaz içi abur cubur dolu poşetle evimin yakınlarındaki banka gidip oturdum. Elimdeki cola kutusundan bir yudum aldıktan sonra başımı gökyüzüne çevirdim.
Yıldızlar bugün ayrı bir güzeldi sanki. Öyle güzel parlıyordu ki içlerinden biri... Adeta '' Ben buradayım... Her zaman da burada olacağım,parlamaya devam edeceğim.'' Diyordu.
O yıldız uzun zamandır oluşmayan tebessümü kondurmuştu yüzüme... Yüzümü buruşturarak dirseklerimi dizlerime dayayıp başımı yere eydim. İçimde gereksiz yani ne olduğunu,neden olduğunu bilmediğim bir his vardı. Her zamankinden farklı,dahada rahatsız edici bir his...
Arkama yaslanıp elimdeki cola kutusundan bir yudum daha aldım. Bir kaç saniye oturduktan sonra yanımda duran içi abur cubur dolu poşeti elime alıp ayağa kalktım. Bir kaç adımlık mesafeden çöp kutusuna fırlattım.
Ağır adımlarla kaldığımda yürümeye devam ettim.
(bir saat sonra.)
Cebimdeki anahtarı çıkarıp evimizin daha doğrusu annemin evinin kapısın açtım ve içeriye girdim. Üzerimdeki aptalca yorgunluk hissini bir an önce üzerimden atmak istiyordum. Kapıyı ayağımla itip kapattıktan sonra adımlarımı odama çevirdim. Bir kaç adım attıktan sonra omzumdan beni kendine çeken kuvvetle hızlı bir şekilde arkamı döndüm. Annem endişeli bir yüz ifadesiyle,yani her zamanki gibi maskesini takınmış bana bakıyordu.
''Saat kaç oldu? Hiç saate bakmaz mısın sen! Sana o telefonu süs olsun diye taşıman için mi aldım?!'' Kollarımı kaldırarak annemden kurtulmaya çalıştım. Ayağımın yerdeki neden aldığımızı bile bilmediğim kaygan halıya takılmasıyla yere düştüm.
''Nerede olduğumu cidden merak mı ettin? telefonum saatlerdir elimdeydi! Bir kere bile aramadın. Hahaha! Bu gerçekten merak etmiş halin mi!? Rol yapmayı bırak artık! Çok-''
''Çok ne!'' annemin bir anda bağırmasıyla gözlerimi sıkıca kapatarak kollarımla kafamı korumaya çalıştım. Hafifçe kollarımı aralayıp yüz ifadesini görmeye çalıştım. Ayakta dikilmiş,parmaklarını saçlarının arasına geçirmiş öylece duruyordu. Ayağa kalkıp koşarak odama ilerledim.
Kapımı içeriden kilitleyip anahtarı yatağımın üzerine fırlattım. Kapıya sırtımı yaslayarak ve kayarak yere oturdum. Dizlerimi kırıp kafamı kollarımla çevreledim.
Gözlerimden akan yaşlar eşofmanıma damlıyordu. Sadece ağladım... Belkide göz pınarlarım kuruyana kadar. Gözlerimin ne hale geleceğini umursamadan saatlerce ağladım.
(Sabah; 07:10)
Gözlerimi araladığımda odama dolan güneş ışığından sabah olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Yattığım yerden bedenimi kaldırmaya çalıştım.
''aah!''
Gece kolumun üzerine yattığım için kolum tutulmuştu. Yavaşça oturur pozisyona geçtim.Saniyeler sonra dün annemle olan tartışmamızı ve ağlayarak kapının önünde uyuya kaldığımı hatırladım. Klasik annem... Küçücük bir sebepten dünyanın en büyük tartışmasını çıkarabilecek bir çirkeflik kapasitesine sahipti.
Ayağa kalkıp aynanın karşısına geçerek kendimi izledim. Gözlerim kan çanağına dönmüştü. Dün saatler boyunca ağlamamdan ve üstelik uyuya kalmamdan kaynaklıydı.
Odamın kapısına doğru ilerleyip kapının kolunu tutup kapıyı açmaya çalıştım. Bir kaç denememden sonra dün kapıyı kilitleyip anahtarı yatağıma fırlattığımı hatırladım. Yatağımın üzerine göz gezdirip anahtarı aradım. İlerleyip yatağın üzerindeki anahtarı alıp kapıyı açtım. Salona ve mutfağa göz gezdirdiğimde annemin olmadığını fark ettim. Ev hiç olmadığından daha sessizdir. Yüzümde oluşan anlık tebessümü silip banyoya ilerledim.
Banyodaki işlerimi hızlı bir şekilde halledip odama ilerledim. Okul üniformalarımı dolabımdan çıkarıp yatağımın üzerine koydum. Üzerimdeki dünden kalma kıyafetlerimden kurtulup okul üniformalarımı üzerime hızlıca geçirdim. Okul üniformalarım beyaz lacos ve siyah kumas dark kesim pantolondan ibaretti. Lacosumun yakasının altında,sol kısımda okul isminin baş harfleri büyük harflerle işlenmişti.
''Güney Ersoy Anadolu Lisesi''
Çantamı hızlı hareketlerle hazırlayıp sırtıma taktım. Asma dolabımda asılı olan siyah hırkamı alıp odamdan çıktım.
Biraz daha uzun bir bölüm yazmaya çalıştım,umarım beğenirsiniz.
Sizce bu anne kızın ilişkisi nasıl?
Aralarında yıllar öncesinden kalma bir soğukluk var.
Sizce de ilerleyen zamanlarda aralarındaki buz dağı erir mi?
Yorunlarda lütfen belirtin ve oylamayı unutmayın. Keyifli okumalar.
(Yazım hatalarımı olabildiğince düzeltmeye çalıştım,eğer fark etmediğim varsa maruz görün.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLAN IŞIKLAR
Novela JuvenilEsil Aycan. Anne ve babasının boşanması sonucu,babası ve ailesinden koparılıp annesi ile yaşamak üzere İstanbul'a taşınmıştır. Peki bundan sonra ne olacak? "Ben Esil Aycan. Benim hikayemi okumaya var mısınız?"