Bryne & Black

38. Bölüm: Bitkibilim Çalışması

Ingrid Bryne ve Sirius Black'in ilk randevularının üstünden bir buçuk ay geçmişti. Paskalya Haftası tatilinin bitmesine iki gün kala Sirius saatler boyu kütüphanede çalışmaktan sıkılmış, bir umut hemen yanında oturan Ingrid'e bakıp duruyordu ancak ne ondan, ne de masadaki diğerlerinden çıt çıkmıyordu. Koca bir hafta Paskalya nedeniyle dersleri olmamasına rağmen sadece bir günü aylaklık ederek birlikte geçirebilmişlerdi, onun dışında Ingrid sürekli ya ortak salonda, ya da kütüphanede ders çalışıyordu. Notlarının düşmeye başladığını, seherbaz olabilmek için derslerini sürekli çalışması gerektiğini söyleyip duruyordu. İşin aslı, gerçekten de bu doğruydu. Ingrid'in son zamanlarda dikkati dağınıktı, ki bunda genellikle Sirius'u suçluyordu, ancak Sirius bir şekilde Ingrid'le sevgili olduktan sonra da derslerinde yüksek notlar almaya devam edebiliyordu. Ingrid Bryne'sa hedeflerinin önüne herhangi bir şeyin geçmesini kabullenemezdi.

Her ne kadar o gün akıllarında koca bir cuma gününü kütüphanede geçirmek yoksa da, Lily'nin kütüphaneye gittiğini gören James yanına Remus'u da alarak kızın peşine takılmıştı, Sirius ise öğle yemeğinde görüşebildiği Ingrid'i sessiz olacağına söz vererek kütüphanede çalışmaya ikna etmişti. Onların kütüphaneye gittiğini gören Marlene de kütüphaneye gelmişti ve şimdi kütüphanenin orta yerindeki büyük masada Lily, Marlene, Sirius,  James , Remus ve Ingrid toplanmış, ders çalışıyorlardı. Yanlarından geçen herkes, öğretmenler de dahil, bu masaya garip bakışlar atıyordu, çünkü sadece Sirius Black değil, onlar da dört çapulcunun oturduğu masada sadece sıkıcı bir şekilde ders çalışılıyor olmasını kabullenemiyordu. Ancak James'i Lily'nin yanında bir şeyler yapmaya ikna etmek imkansızdı, zaten kendisi de Ingrid'in çalışmasını engellemek istemiyordu. 

Ingrid belki de elli beş kez okuduğu ancak bir anlam veremediği cümleden başını kaldırdığında Bitkibilim'den ne kadar nefret ettiğini bir kez daha yineledi. Ne vardı şu derse gerek duymasaydı? Ancak bir seherbazın en çok işine yarayacak derslerden biri buydu, maalesef. Etrafını incelerken Kısıtlı Bölüm'den aldığı kitabı karıştırarak gelen Slughorn başını kaldırdı ve Ingrid'i görünce sevimlice gülümseyip selam verdi. Ingrid de aceleyle selam verdikten sonra başını yeniden kitabına eğdi. Slughorn, daha iki gün önce Sirius'la Ingrid'i zindanlarda öpüşürken yakaladığından beri kız adamın yüzüne utanmadan bakamıyordu. Her ne kadar Sirius onunla bu konuda eğlense ve Slughorn olayı çoktan unutmuş gibi görünse de, öğretmenlerin yanında sevgilisiyle yakınlaşmak Ingrid Bryne'a kabul edilemez bir hata gibi görünüyordu.

"Hala utanıyor musun? Bunu aştığımızı sanıyordum." Yanında oturan Sirius, Ingrid'in kulağına fısıldadıktan sonra gülerek kendini geri çekti. Ingrid sinirle gözlerini devirdi ve sesini iyice alçaltarak Sirius'a döndü.

"Bir daha böyle bir şey yaşanmayacak, ve öğretmenlerin bulunma ihtimallerinin olduğu herhangi bir yerde öpüşmeyeceğiz." Sirius eğlenerek açtı gözlerini.

"Demek artık nerede öpüşeceğimizi planlıyoruz?" Ingrid yüzünü buruşturdu.

"Ben öyle demedim!" Derin bir nefes alıp önüne döndü. Pek utangaç biri sayılmazdı, ancak öğretmenlerin önünde ilişkisini yaşama konusunda fazla hassastı. Büyük Salonda Sirius'un kolunu omzuna atmasına bile daha yeni müsaade ediyorken, Sirius bu işin üzerine fazla gitmese iyi olurdu.

"Şşt!" Hemen çaprazlarındaki Lily onlara kızgın bir bakış attığında Sirius da oturuşunu düzeltti ancak bu sessizliğe ve sıkıcılığa ancak iki dakika dayanabilmişti. Yanındaki Ingrid'in bozulmuş suratına bakılırsa o da sıkılıyordu, ancak onun derdi sıkıcı mı sıkıcı bir ders olan Bitkibilim'di. Ingrid ne teorik bilgileri, ne de seradaki dersleri sevmezdi. Kızın derin bir nefes alıp önündeki kitaba odaklanmaya çalıştığını görünce gözlerini devirdi. Bu kadar akıllı bir kız nasıl olurdu da böyle kolay bir dersi anlayamazdı? Yine de, Ingrid üzülünce o da üzülüyordu ve kızı stresli görmeye dayanamıyordu. O an verdiği bir kararla elini hızla attı ve kızın kitabını kaptığı gibi ayağa kalktı. Ingrid gibi, masadaki tüm gözler ona dönmüştü.