Yalvaran gözlerle anneme baksam da annem tek kaşını kaldırıp, omuz silkti. Yani benimle alakası yok, babanla hallet demekti bu.
Canı isteyince babamı parmağında oynatan kadın, canı istemedimi de;
"Ben bilmem, kocam bilir" derdi gayet sakin. Evet biliyorum bu satırları okuyan hiç kimse buna inanmadı ama cidden, işine gelmedimi sıyrılmanın yolunu bu şekilde bulmuştu.
"Babanıza sorun!" yahu sen istesen, bizim en uç noktada, imkansız diyeceğimiz şeyi, evirirsin, çevirirsin, allarsın, pullarsın, babama sanki çok normal bir şeymiş gibi kabul ettirirsin. Sanki bilmiyoruz, babamın sana senin babama olan zaafını.
Ben İngiltere'ye gideceğim, dediğim zaman babam yeri, göğü birbirine katmış, hayır demiş, daha da bir şey dememişti ama aradan bir ay geçince pamuk gibi yumuşamış, kızının geleceğine mani olmamak adına peki demişti.
Annem bir ay boyunca ince ince, ilmek ilmek fikirlerini ona empoze etmiş, üstüne gitmeden, halletmişti. Şimdi iş Cihan'a gelince yine, ben bilmem kocam bilir pozuna girmişti. Sanki ben nedenini bilmiyordum. Annem babamdan daha çok kıl oluyordu Cihan'a. Nedenini neydi?, bilmiyordum ama başından beri karşı çıkıyordu.
Babamın özel görüşmeleri olmalı ki odasına geçti. Ben de annemin koluna girip kendi odasına geçmesine mani oldum ve benim odama götürdüm.
— Anlat bakalım Nermin Sultan, Cihan'la derdin ne?, diye sordum karşısına geçip ellerimi açarak.
— Bir tarafının, İngiliz olması bile yeterli benim için ama işin özü, kızım adamın psikolojik sorunları var, hala ona aşık bir eski karısı var, kusura bakma ama ben bu filmi yıllar önce seyrettim, aşırı gerilim içeriyor. Benim çektiklerimi sen çekme istiyorum, dedi üzüntüyle.
— Peki annem bunların hangisi babamı sevmene engel oldu?, diye sordum kendimden emin.
— Hiçbirisi kızım. Yine olsa yine babana aşık olur, yine onu seçerdim, dedi omuzlarını kaldırıp.
— İşte ben de aynen bunu diyorum annem. Her ne olursa olsun, ben bu adama aşık oldum, dedim aynı şekilde omuzlarımı kaldırdım.
— Üzülmeni istemiyorum, kızım inan başka hiçbir problemim yok Cihan'la. Hatta tekne yapılırken, karısına olan bakışları, davranışları bana babanı hatırlatmıştı, "Allah benim kızıma da böyle bir koca nasip etsin" demiştim içimden. Saatine denk gelmiş olmalıki direk onu yolladı Allah, dedi kahkaha atarak. Ben de güldüm.
— Temiz kalpli annem benim. Bak sen de diyorsun, kötü birisi değil Cihan, sadece kötü günler yaşamış, dedim boynuna sarılırken.
— Kızım ben siz doğduğunuzda kendi kendime söz vermiştim zaten, hayat sizin hayatınız olacak diye. Sizler bizim bir parçamızsınız tamam ama ikinizde farklı birer bireysiniz. Huyun, suyun, tipin bana çok benziyor ama ayrılan o kadar çok noktamız var ki, bir kere aramızda kuşak farkı var kızım. O yüzden ben seni yargılamıyorum, sadece bir anne olarak senin iyiliğini istiyorum, dedi o da bana sarılarak. Biz böyle ana kız sarılıp, ağlaşırken, kapı açıldı, babam geldi.
— Oooo biz burada hanımlara şirket emanet edelim onlar burada ağlaşıp, zırlaşsınlar. Hadi hadi, öğlen yemeği yiyelim ben çok acıktım, dedi babam gülümseyerek.
Yemekten sonra onlar eve dönerlerken ben şirkete geçtim. Hiç ara vermeden, uzun bir süre çizim yaptıktan sonra, telefonum çaldı, arayan Cihan'dı.
— Müsait misin canım?, diye sordu kibar bir şekilde.
— Evet hayatım, dedim gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç Gelen Aşk Çocuklar (#Tamamlandı)
General Fiction(5. Hikaye) Geç Gelen Aşk'ın, Bu Defa B'aşk'a'nın ve Geçmişten Gelen Rüzgar'ın çocukları bir hikayede buluştular. Deniz, Peri, Kumsal, Berdan, Baran, Yosun ve diğerleri. Nermin, Demir, Perihan ve Berzan koca koca insanlar olmuşlar. Bakalım onların...