Adaya ulaştığımızda artık hava kararmıştı. Tekneyi özel yapılmış, dalgakıranın içine aldırdı.
— Yatacak yerimiz var, arzu edersen karaya çıkabilirsin, dedi tüm samimiyetiyle.
— Yok Cihan ben burada iyiyim. Hatta sabah ben açığa park edeceğim tekneyi. Gece karanlık o yüzden burası iyi ama, sizinkilerle bu kadar iç içe olmaya gerek yok, dedim omuzlarımı kaldırıp.
— Tamam canım sen bilirisin. Teklif var ısrar yok. Şu anda Türk karasularında olsak da uluslararası sulara çok yakınız. Gerçi kaptanın belli tecrübeli mutlaka tüm evraklarınız tamamdır ama ben yine de hatırlatayım dedim, dedi ilgiyle.
— Merak etme tüm evraklar, pasaportlar tamam. Aklıma eser kaçarım diye her zaman tedbirli binerim tekneye, dedim başımı hafifçe sallayarak.
— Kendine dikkat et. Burası güvenlidir ama sen yinede kapını kilitle yat. Aklım sende kalmasın, dedi ve gitti.
Annemleri aradım hemen arkasından.
— Kumsal kızım nasılsın?, diye sordu annem, sesi endişeli geliyordu.
— İyiyim anne merak etme, İbrahim Kaptan, Atakan yanımda, dedim neşeli bir sesle. Sesim gerçekten neşeli geliyordu.
— Ay sesin çok güzel geliyor. Neredesin şimdi?, diye sordu, merakla.
— Orası biraz karışık, dedim derin bir nefes alıp.
— Kızım karışık ne demek? İnsan gibi anlat neredesin?, diye cırladı.
— Anne dur hemen ortalığı velveleye verme, babam duyacak, bir şey var zannedecek. Ben Ege'de bir adadayım, dedim sakince.
— Ne adası kızım. Allah'ım ya! Ağzından kerpetenle laf alıyoruz. İnsanı çatlatmadan bir seferde anlat, dedi her zamanki gibi.
— Anne ben bir film çekimi için teknemi Cihan Karahan'a kiraya verdim, dedim bir seferde. Annem durdu.
— Bizim Dük Edward Cihan Karahan Williams'a mı dedi annem. İstemsizce kahkaha attım;
— Ne o anne öyle Meksika dizilerindeki soylu isimleri gibi, dedim gülerek.
— Dalga geçme anneyle, ne yapalım adamın tüm isminin açılımı bu da onun senle ne işi var onu anlamadım, dedi annem merakla.
— Ben yola çıkmadan tekneye bir bakayım diye marinaya gitmiştim. Bir yerin cilasını beğenmedim, kabarmış, orayı zımparalarken geldi. Kiralık tekne aradığını, benim teknemin tam aradığı gibi olduğunu falan söyledi. Ben önce hayır dedim ama batırıyorum falan deyince kıramadım...
— Ne batması kızım adam karun kadar zengin. Hem onun kendi teknesi var, baban üç, dört yıl önce yapmıştı, içini de ben çizdim. Neden tekne arıyormuş ki. Hem o istediği tekneyi de alır? Anlamadım ben, dedi annem şüpheyle.
— Anne kendi teknesinin modeli mi uymuyormuş neymiş, öyle bir şeyler söyledi. Gençlik, gerilim filmi çekiyor, onun teknesi çok lüks kalıyorsa, dedim görecekmiş gibi omuzumu silkerken.
— Bak o olabilir işte. Çok özel bir tekneydi onun teknesi. Kuzum bak çok dikkat et, bunun eski karısı Lal Williams çocuğu bırakmamak için bin derden su getiriyor. Kadın manyak. Basına falan resiminiz çıkmasın annem. Tarih tekerrürden ibarettir aynı şeyleri bir de seninle yaşamayayım, dedi annem yalvarırcasına.
— Annem o nasıl söz. Ben buraya aşkı unutmaya geldim, tekrardan birine tutulmaya değil, dedim inatla.
— Ben bilmem kızım. Çocuk Allah var yukarda çok yakışıklı ama aynı zamanda fazlasıyla sorunlu birisi. Bu İngiltere'de yatılı okulda okurken buna çok eziyet etmişler. O yüzden odasına kimseyi sokmazmış. Belirli kişiler girebilirmiş ancak. Akşam kimseyle yatmaz, kendi odasında yalnız uyurmuş. Aman deyim annem uzak dur bu çocuktan. Volkan bile bundan daha az problemliydi, dedi annem tekrar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç Gelen Aşk Çocuklar (#Tamamlandı)
Genel Kurgu(5. Hikaye) Geç Gelen Aşk'ın, Bu Defa B'aşk'a'nın ve Geçmişten Gelen Rüzgar'ın çocukları bir hikayede buluştular. Deniz, Peri, Kumsal, Berdan, Baran, Yosun ve diğerleri. Nermin, Demir, Perihan ve Berzan koca koca insanlar olmuşlar. Bakalım onların...