MOR

# 36 / Sezon finali

Bir önceki bölümde bunu belirtmediğim için özür dilerim lakin bende böyle birşey yapacağımı tahmin etniyordum :(

Ben düşündüm de sezon finalinden sonra başta Sinan ve Asrin olmak üzere herkesi hayatına değineceğim, böyle daha iyi olacak.

Bölümde bol bol kıskançlık var ;)

Yorumlara ve oylara abanın Mor Ahalisi, takipte edin beni nsbdkdnrdk

ASİR AYDOĞAN

Aynada gömleğimin yakasını düzeltikten sonra deri ceketimi alıp odamdan çıktım, benle beraber Asrin ve Asrında çıkınca gülümsedim. Asrın kolunu omzuma attığında bende Asrine atmıştım.

Deri ceketim boş olan elimde sallanırken merdivenlerden inmiş ve salona gelmiştik, Asır da gelince anahtarı alıp evden çıktık. Sinan bir kafede Alaraya çıkma teklifi edecekti ve bizde bu eğlenceyi kaçırmak istemiyorduk.

Yolun yarısında diğerleri ile karşılaşınca büyük bir topluluk olduğumuz için çoğu kişi bize bakıyordu, kafeye geldiğimizde beşerli olarak masalara dağıldık.

Ben, Asrin, Asrın, Asır ve Akın aynı masada oturuyorduk. Arka masada daha yeni ismini öğrendiğimiz Akar, Can, Mert, Ali ve Emre vardı. Salih zaten ayrı bir kafa da kaldırımda oturuyordu yola dönük olarak.

"Sinan'ı arasana." Dedi Akın muzip bir şekilde gülerek, bakın hâlâ bu çocuğa Asır'la sevgili diye kıl oluyorum birgün öldürürsem linç etmekte serbestsiniz.

"Sana mı sorucam?" Dedim tek kaşımı kaldırarak, gözlerini benden çekip kafenin içinde Sinan ile beraber oturan Alaraya çevirdiğinde yanımda oturan Asır fısıldadı kulağıma. "Abi biraz daha yumuşak olur musun Akın'a karşı?" Geri çekildiğinde omuz silktim.

Banane. Benim kardeşimi kendisine aşık etmeseymiş.

Sinan gile bakarken Asrın telefonunu çıkarıp birisini aradı, kafenin içinde telefon sesi yankılanırken Sinan elini cebine atıp arayana baktı ve cevaplayıp masanın üstüne koydu.

"Sinan bence burada çiğ köfte ayran satılmıyor." Kaşlarım çatılırken aklıma ikinci Sinan versiyonu olarak Alara geldi. Allahım valla 'karşim' diye seslenen ikinci şahsı çekemem.

"Yani bence de bu kadar lüks bir yerde hayatta olmaz." Dedi Sinan bir üzüntü ile, camdan onları izlerken gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Kalk çiğ köfteyice gidek, bu bize fazla." Alara kalkınca bizde kalktık, elimle Emre gile kalkın yapınca doğruldular. Hızla yolun kenarında olan arabaların arkasına doluştuk.

Bilin bakalım kim eksik?

Salih.

"Oğlum gelsene şuraya!" Dedi Ali elini Salih'e doğru sallayarak, o sıra dışarı çıkan Sinan gili görünce geç kaldığımızı anlamıştık.

~~~•~~~

Sinanaşkımdan...

"Alara?" Dedim elimdeki çiğ köfteden bir ıstırık alırken, ayranından bir yudum alıp bana döndü. "Efendim Sinan?" Çiğ köftesinden ıstırık aldığı sıra konuştum.

"Seni çiğ köfte ayran ikilisini sevdiğim kadar çok seviyorum kızım," Boğazında kalan lokmasıyla ayranını uzattım, içtikten sonra bana döndü.

"Sinan... Bilmem farkında mısın ama sen sürekli birilerine aşık olup duruyorsun, ben ciddi olmayan hiçbir ilişkiye şuana kadar hiç başlamadım." Gülüp konuştum. "Önceden hiç ilişkin olmadı ki ciddiliğe binsin." Güldüğünde yanağında olan gamzsi dikkatimi çekti.