°Jin°
Kafeden çıkmıştık. Heran'ı eve bıraktıktan sonra markete gitmiştim. Sonuçta hepimiz aynı evde kalıyorduk, hepimiz ev için bir şeyler yapmalıydık. Her şey Heran ve Chan'nin üzerine düşmemeliydi.
Marketten yemek yapmak için malzemeleri alıp kasiyere uzattım. Parasını ödedikten sonra eve doğru yürümeye başladım.
Harry: Jin.?!
Arkamdan bana seslenen kişiye baktım. Bu Heran'nın arkadaşlarından olan Harry idi..
J: Evet.?
Koşarak bana taraf geldiğinde kaşlarımı çattım. Ne oluyordu.?
J: Hey, iyi misin?.? Sanırım bir sorun var.?
Harry: Şey... hayır sadece bir kaç sorum olacaktı.
Devam etmesi için sessiz kaldım.
Harry: Ji Won.. o kim.?
Söylediği isimle kaşlarımı daha da çattım.
J: Anlamadım.? Onu neden soruyorsun.? Kimsin sen.?
Sanırım sert çıkışmıştım, Harry şaşkın suratıyla bana bakıyordu..
Harry: B-ben sadece kafedeyken Heran'ın biriyle konuştuğunu, telaşlıydı. Ve bu ismi duydum. Ona sorduğumda sorun olmadığını söyledi ama arkadaşım için endişeliyim.
Açıklaması mantıklıydı. Sanırım hakkında yanılmıştım.
J: Özür dilerim.. Şey Ji Won Bizim ve Heran'ın düşmanı... peşimizi bırakmıyor. Bizde onu korumak için hep yanında oluyoruz. Endişelenme Heran'ı her şeyden koruyacağımı bilmen yeterli.. ve bu konudan kimseye bahsetme lütfen.
Harry: Tamam Jin. Heran'ı koruyacağından şüphem yok. Lütfen kendine ve ona dikkat et.
Gülümseyip vedalaştım. Heran'ın bu kadar güzel arkadaşlarının olması güzeldi..
Soobin dışında tabii..
👻👻👻
Mutfağa girip paketleri açtım. Tabi cips paketinin sesini duyan Jungkook hemen elimdekini kapıp ortadan kaybolmuştu. Gözlerimi şaşkınlıkla bir kac kez kırpmıştım. Arkamdan gelen kıkırtı ile utanmıştım.
Aptal gibi göründüğüme eminim..
Hn: Hayır, aptal gibi değildin. Immm daha çok tatlı bir pandaya benziyordun..
Deyip gülmüştü.
Hadi ama.! İçimden söylemedim mi ben.?!
Hn: Hayır dışından söyledin.
Aish.! Cidden.!
Utandığım için hiç bir şey söylemedim ama o hala gülüyordu. Evet, gülümsemesi en güzel melodi gibiydi. Fakat ona bakarsam gözüm gülümsemesinde takılı kalacaktı.
Bir kaç şeyi dolaba koyup mutfaktan çıkmıştım ki, telefonumu unuttuğum aklıma geldi. Arkamı dönmemle Heran'la yüz yüze gelmem bir olmuştu. Yüzü yüzüme ilk defa bu kadar yakın olmuştu. Kalbimin teklediğini hissediyordum. Umarım o duymazdı..
Hemen uzaklaşıb kısa ama kekeleyerek özrümü diledim ve hemen madadaki telefonumu alarak yukarı -odama- çıkmıştım.
Tanrım bu nasıl bir kaç dakikaydı böyle... ilknkez bu kadar utanmıştım. Fakat belki de son zamanlardaki en iyi dakikalardı. Onu bu kadar yakından görmek muhteşemdi..
💫💫💫
Sabah her kesten önce kalkmış kahvaltı hazırlamıştım. Şimdi de hepimiz birlikte oturmuş yemek yiyorduk. Arada konuşuyorduk.
Heran'ın çalan telefonu sohbetimizi durdurmuştu.
Hn: Efendim Lisa.?
....
Hn: Hey sakin ol ve bana hemen ne olduğunu söyle.
Hepimiz bir birimize endişeyle baktık. Ne olmuş olabilirdi.?
Hn: Lisa söyle artık.!
....
Hn: Ne.?!
Heran'ın telefonu yere düşerken şaşkınlıkla hâlâ onu izliyorduk.
Hs: Heran ne oldu.?
Heran cevap vermiyor sanki şoka girmişti. Gözlerinden ise yaşlar akıyordu.
Oturduğum yerden kalkıp onun yanına gittim ve karşısında eğildim.
J: Söyle hadi Heran ne oldu bu kadar etkilendin.?
Hn: H-Harry...
Cy: Ne olmuş ona.?
Hn: Ölmüş..
(Okuyorsanız lütfen beğenir misiniz?🥺)