2.8

14.9K 1.9K 1.3K
                                    

Jisung heyecanla ayağa kalktı "Görüntülü konuşmak istiyor!"

Seungmin bir anda sırıtıp Jisung'a yapıştı. Daha aramayı yapmamış olmasına rağmen ekranı görmek için çabaladığında Jisung onu göğsünden ittirip odadan çıktı hemen. Kendi odasına gidip kapıyı kilitledi ve aynadan kendisini kontrol edip yatağına kuruldu

Manyak heyecanlanmıștı!

Elini göğsüne koyup derin bir nefes alıp verdi. Telefonu tekrar eline aldığında görüntülü arama tuşuna bastı hemen. Bağlantı sağlanırken Jisung'un resmi ekranın köşesinde belirmiști ve arka planda Minho'nun fotoğrafı vardı. Sonunda bağlantı kuruldu ama hiçbir şey göremedi Jisung. Minho'nun olması gereken yer simsiyahtı

"Minho?"

"Buradayım"

Sesini duyar duymaz daha fazla endişelenmeye başladı Jisung. Minho'nun sesi titrekti ve nefes alışverişlerini duyabiliyordu. Ağlıyordu...

"İyi misin?"

"Hı-ıh" küçük bir çocuk gibi konuşması Jisung'u daha da hüzünlendirmiști. Yüz ifadelerini kontrol etmeye çalışarak "Konuşmak ister misin?" diye sordu

"Hayır" düzensizce verdiği nefesini duymuştu Jisung

Kendisini içine kapattığı dolapta başını duvara yasladı Minho. Gözyaşları teker teker ekranla buluşurken ışığı yüzüne yansıyan ekrandaki Jisung'un yüzünü baş parmağı ile okşadı "Sadece yüzüne bakmak ve ağlamak istiyorum"

"Minho..." Jisung'un endişeli yüzü ekrana yansıdı "Böyle yapma..."

Burnunu çekti sadece Minho. Birkaç saat önce kendisine yöneltilen sorular aklına gelince tekrar ağlamaya başladı. Hıçkırıklarını dinlemekten başka hiçbir şey yapamadığı için kendisini çok işe yaramaz hissetti Jisung. Şu an yanında olsaydı ona sıkıca sarılırdı ama bu da yardımcı olmazdı gerçi

"Șu an neredesin?"

Ağlamasını konuşabilmek adına durdurmaya çalışıp "Odamdayım" dedi Minho

"Kamerayı açar mısın?" sesi oldukça nazikti. Minho'yu istemediği bir şey için zorlamayacağı belliydi ama huyuna gitmeye çalışıyordu

Başını iki yana sallayıp ellerini saçlarına geçirdi Minho. Alnı eline yaslanmış halde ağlarken Jisung'un onu göremediğini hatırlayarak "Ha-Hayır..." dedi

"Pekala" kendi kendine başını salladı. Minho onun yandan ayrılmış kahverengi saçlarını incelerken "Senin için yapabileceğim bir şey var mı?" diye sordu "Her şeyi yapabilirim"

"Buraya gel"

Jisung'un boşluğuna denk geldiği için bir süre şaşkın gözlerle ekrana bakınca tepkisine güldü Minho. Hıçkırıklarının arasındaki kıkırtılarını işitince sahte bir sinirle "Onu yapamam!" dedi Jisung "Başka bir şey işte!"

Jisung'un yansımasına bakıp gülümsedi "Gözlüklerini taksana"

"Gözlük?"

Onaylarcasına mırıldandı Minho "Gözlük takınca çok sevimli görünüyorsun"

Utandığı için bir anda gülmeye başladı ama kendisini bastırıp dudaklarını yaladı "Bekle"

Yataktan kalkıp odaya bakındı. Bu sırada telefonu kendisine tutmaya devam ediyordu ki Minho onu görebilsin. O gözlüğünü ararken etrafına bakındı Minho. Kendisini gardırobun içine kapatmıştı çünkü üzgün olduğunda dar ve karanlık yerlerde oturma gibi bir huyu vardı. Tek başına kendi küçük alanında bulunmak ve bütün kötülüklerden kaçmak hoşuna gidiyordu

Gardırobun kapağını aralayıp dışarı çıktı. Hava kararmak üzereydi ve odanın içi loştu. Geçip yatağına kuruldu ve pikesine sarılarak hala gözlüğünü arayan Jisung'un yüzüne bakarken kuruyan gözyaşlarını bir kere daha sildi

Sonunda gözlüğünü bulabildiğinde tek eliyle yuvarlak gözlüğü yüzüne yerleştirip gülümseyerek ekrana döndü Jisung "Ta-daa~"

Boştaki elinin işaret parmağını tombul yanağına bastırdı "Nasıl?"

Saniyesinde ekran görüntüsü aldı Minho. Art arda birkaç kere daha çekerken "Fazlasıyla sevimli" dedi. Bilinçsizce gülümseye başlamıştı

Jisung'un sevimli kıkırtısı kulaklarını doldururken ekrandaki yansıması gülümseyișinin büyümesine sebep oldu. Bu sırada Jisung gözlüğü tekrar çıkardı. Minho hemen "Çıkarma" diye müdahale etti ama Jisung'un masum bakışları ile karşılaştı

"Șu an lens takıyorum"

Mızmız bir çocuk gibi "Evin içinde neden lens takıyorsun?" diye hayıflandı

"Çünkü birkaç saat önce dışarıdaydım ve çıkarmaya üşendim"

Ekrana birkaç saniye memnuniyetsiz bakışlarını atıp en sonunda "Benim yanımda gözlük tak" dedi Minho "Gözlük taktığın zaman yanakların ortaya çıkıyor. Yanaklarını sıkmak istiyorum"

Gülmeye başlarken kendi yanağını sıkıp "Böyle mi?" diye sordu Jisung. Fazlasıyla yumuşak görünen dolgun bölgeyi daha çok sıkmak istedi Minho ama lanet olası mesafeler ona engel oluyordu

Jisung'un yanaklarını sıkarkenki birkaç görüntüsünü ekran görüntüsü alıp yüzünü iyice yastığına gömdü. Jisung'un gülümseyen yüzünün her ayrıntısında gözünü gezdirdi

"Teşekkür ederim"

Minho'dan gelen ani teşekkür ile "Ne demek" deyip gülümsedi Jisung "Daha iyi misin?"

"Evet"

"Güzel"

Sessizlik oluştu. Minho Jisung'u seyrederken Jisung siyah ekran ile bakışıyordu. Tuhaf hissediyordu "Bugün ne yapacaksın?"

"Hiçbir şey" gözlerini odada gezdirirken kollarını iki yana açıp gerindi "Kimsenin yanıma geleceğini sanmıyorum. Hyunjin de geç gelir"

Tekrar Jisung'a döndüğünde "Sen ne yapacaksın?" diye sordu

"Seungmin ile Jeongin'in yanına gideceğiz"

"Jeongin..." Sahte bir sinirle konuştu "2 haftadır hiç arayıp sormuyor kerata. Bir de beni Hyunjin'e teslim etmeye çalışıyordu"

"2 haftadır aramadı mı? Ben de 2 haftadır görmüyorum. Ortalıkta yok gibi"

Minho'nun kaşları çatıldı. Başına kötü bir şey gelmiş olabileceğinden korktu ama sakin kalmayı tercih etti "Annesine zaman ayırmış olabilir"

Omuz silkti Jisung. Birkaç saniyelik sessizliğin ardından "Görüşürüz" dedi Minho "Teşekkür ederim"

"Önemli değil" nazikçe gülümsedi Jisung "İstediğin zaman arayabilirsin beni"

"Tamam" Jisung el salladıktan sonra kapatma tuşuna bastı Minho. Galerisine girip ekran görüntüsü aldığı fotoğraflara bakındı

Saat ilerlemeye ve geç olmaya başlamıştı Hyunjin odaya döndü. Minho'nun uyumuş olmasını ummuștu çünkü onun ağladığını görmek istemiyordu, Hyunjin'in en nefret ettiği anlarda birisiydi Minho'nun ağlaması. Ama Minho uyanıktı hala. Üstünü değiştirip yatağına kurulan Hyunjin ile ilgilenmedi bile

O telefona bakarken 15 dakikayı sessizce geçirdiler. En sonunda yerinden kalktı Hyunjin. Minho'nun yatağına geçip yanına uzandı. Elindeki telefonu zorla alıp komodine bıraktıktan sonra Minho'nun beline sarıldı "Bir süre telefondan uzak dur"

Minho'nun boşlukta kalan ellerinin arasına kendi elini sokup parmaklarını iç içe geçirdi. Başını Minho'nun omzuna yaslayıp nefesini boynuna üflerken Minho'nun ellerini okşadı

Hiçbir şey yapmadı Minho. Ne onu ittirmeye çalıştı ne de karşılık verdi

Sadece Hyunjin'in sıcaklığını hissederken derin bir uykuya daldı

__________________

Ay yok bu bölümü daha uwu hayal etmiştim ama neyse

Yarın sınava girecek olan herkese başarılar♡♡♡

Go Live [Minsung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin