Yarışa başladıkları alana geri döndüklerinde etrafta yırtılmış gazete parçaları uçuşuyordu. Ortada ne arabalar kalmıştı, ne insanlar, ne de kafayı bulan sarhoşlar. Herkes terk etmişti alanı
Arabayı kenara çekip cebinden telefonunu çıkardı Minho. Kemikli parmakları ekranda gezinirken Jisung onu izliyordu
"Jeongin? Neredesin?"
Karşı tarafı dinledikten sonra "Polis yanında mı?" diye sordu. Jeongin yine bir şeyler söyledi ama Jisung duyamıyordu. Az sonra Jeongin'e beklemesini söyleyerek telefonu kapatmıştı Minho
O arabayı tekrar çalıştırırken "Ne olmuş?" diye sordu Jisung
"Anlatacağım"
__________________
Flashback
Minho ve Jisung yola çıkalı sadece 3 dakika olmuştu. Minho'nun seçtiği rotayı tamamlaması en fazla 10 dakika sürüyordu
Seungmin ve Jisung'un ne amaçla burada olduğunu bilmiyordu ama Minho dönmeden önce Seungmin'i oradan çıkarıp herkesin alanı boşaltmasını sağlamalıydı Jeongin
"Gel" Seungmin'in arabasının üstünde otururken birden elinden tutup onu sürüklemeye başladı. Sesini çıkarmadan onunla gitmişti Seungmin
Jeongin bu ortamda Minho'ya en yakın olan kişiydi ve Jisung Minho ile ilgilenirken kendisinin de Jeongin'i halletmesi gerekiyordu
Bahislerle ilgilenen adamın yanına gittiler. Seungmin'in elini bırakıp "Bizim içinde yarış ayarlasana Marsilio" dedi
Seungmin itiraz etmek üzereydi ki gülümseyerek "Biraz eğlenelim" diyip göz kırptı Jeongin
Büyüklerinden birisi Jeongin'in saçlarını karıştırıp "Sen çok fena olmaya başladın!" dedi. Jeongin gülerek kaçarken Seungmin bu çocuğun bu ortam için fazla masum olduğunu düşünüyordu
Telefonundan haritaları açtı Jeongin. Bulabildiği en uzun yolu seçip Seungmin'e gösterdi ve ona da onaylattı. Seungmin o an haritayla ilgilenmiyordu gerçi, yolun uzun olduğunu bilseydi kabul etmezdi
Aklı Jisung'daydı onun. Arkadaşı için endişeleniyordu
Ve şu Minho denen herif kesinlikle pisliğin tekiydi
Eğer 5 dakika içinde dönmezlerse Minho ve Jisung'un yattığını düşünecekti herkes. Buna Seungmin'de dahildi
Stresle dudaklarını kemirdiğinde dudaklarına vurulması çok uzun sürmemişti. Şaşkınlıkla, parmağını sallayan Jeongin'e baktı
"Çok ayıp" Sahte bir sinir ile "Reşit olmayan birisini bu şekilde baştan çıkarmaya çalışmamalısın Kim Seungmin!" dedi
"Ne?" tek kaşı havada Jeongin'i süzdü. Çocuk Minho'nun daha masum hali gibiydi ama yavşaklık seviyelerinin aynı olduğuna yemin edebilirdi Seungmin
Tanrıya ona yeterli sabrı vermesi için dua edip iç çekti. O sırada birkaç dakika önce yanlarından kovdukları Jeff geldi
"4'lü yapalım" yanındaki çaylağı işaret etti. Jeongin Seungmin ile bakıșırken omuzlarını silkti Seungmin
"Bana uyar"
"Kazanan ne alıyor?"
Jeff belaltı bir şey söylemek için öne atıldığında onu susturdu hemen "Para, kazanan sadece para alıyor"
Göz devirmesinin ardından yarış konusunda anlaşarak arabasına ilerledi Jeff. Diğer çaylak da onu takip ederken önden ilerlemesi için Seungmin'e yol verdi Jeongin
Saatini kontrol etti. Sadece 2 dakikaları kalmıştı. Acele ederek dudaklarını yaladı ve sürücü koltuğuna yerleşti
Klasik adımlar sonrası direkt yola firladılar. Jeff'in en önden ilerlemesine izin verdi, o hırslıydı ve önüne geçen olursa daha çok hızlanacaktı ve yarışı daha hızlı bitirecekti. Biraz yavaş olmanın sakıncası yoktu
Tek eliyle direksiyonu kontrol ederken telefonunu çıkarıp arkadaşlarından Lynch'i aradı. Durumu izah ettiğinde herkes alanı terk etmişti
__________________
"Sonra?"
İç çekerken "Asıl kötü olan sonrası" dedi Minho
"Bitişe ulaştıklarında Jeongin polisler gelmiş, o yüzden kimse yok, hemen biz de gitmeliyiz demiş ve Seungmin'i peşine takıp ayrılmış ama Jeff de peşlerinden gitmiș"
Gözleri büyüyüp kaşları korkuyla havalanırken umutsuz bir nefes verdi Jisung
Jeff... Javelin adıyla uyuşturucu satan bir adamdı. Kin tutan bir yapısı vardı ve Seungmin'den bir posta yemişti
İntikam istiyordu...
Gözlerini yumup iyi şeyler olmasını umdu. Kötü düşünceler beynini ele geçirmişti gerçi, belki yarın sabah Seungmin'in öldürüldükten sonra tecavüze uğrayan bedenini bulurdu
Telefon titreșimlerini hissedince gözlerini açtı. Minho'nun telefonu çalıyordu. Ekrana bakmak için yeltendiğinde Minho hemen telefonu açıp kulağına götürdü
"Efen-"
"Neredesin sen!!?"
Karşıdaki kişi öyle bir bağırmıştı ki hoparlörde olmamasına rağmen Jisung bile duymuştu. Kulağında uzaklaştırdığı telefonu küfrederek tekrar kulağına tuttu
"N'oldu Felix?"
"Hayır yarışmıyorum şu an"
"Șu an gelemem, geç kalacağım. Beni beklemeyin siz"
"Sonra konuşuruz"
Karşıdakini beklemeden suratına kapattı. Telefonu aradaki boşluğa bırakıp sağ eliyle kavradı direksiyonu
Merakla yerinde kıpırdandı Jisung "Kimdi?"
Jisung'a kaçamak bir bakış attı "Arkadaşım"
"Baya yakınsınız herhalde"
"Pek sayılmaz"
"Neden?"
İç çekti Minho. Bütün gün sırıttığını gördüğü adam bir anda ona son derece ciddi bir yüz ifadesi ile döndü
"Polis olduğunu biliyorum ama bu bir sorgu değil. Soru sormayı bırak"
Ve tekrar önüne döndü. Lafını yiyince sessizce yerine oturmuştu Jisung da
__________________
Ben niye 4.bolumden buna hemen kaos getirmisim amk, neyse hemen bitirelim
Jeongin'i şu haliyle ağzına vura vura diye sevesim geliyor fjdkdks
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Go Live [Minsung]
FanfictionParalar, altınlar, kadınlar ve düşünebileceğiniz her şey... Yarışçı Lee Minho istediği her şeye sahip olmasına rağmen kendisini sokak yarışlarındaki tutkuya karşı zapt edemiyordu Aynı şekilde memur Han Jisung'a da Minsung, ChanLix, SeungIn, ChangJin