Minho'nun puan tablosuna bakarken ki gülümseyiși ile parıldayan gözlerine bakarken ellerini arkasında bağlamış gülümseyerek onu seyrediyordu Felix. Gözlerini ondan ayırıp o da tabloya baktı
3 günün sonunda toplam 165 puanları vardı ve 2. sıradaydılar
Elemeleri kaybedeceği korkusu ile ağlamak üzereydi birkaç gün önce ama şu anda fazlasıyla mutluydu Minho. Başarabileceğine inanıyordu sonunda
Dönüp Felix'e kollarını sardı hemen. Minho çok başarılı değildi belki ama Felix'in copilot sıralamasında birinciliği kaybetmemesi sayesinde ikinci olmuşlardı. 3.olan MJ ile aralarında sadece 5 puan vardı yoksa
Minho'nun sarılıșına karşılık verip "Harikaydın" dedi Felix. Onun kemiklerini kıracak kadar sıkı sarılırken "Asıl sen harikaydın! Senin sayende ikinciyiz" dedi Minho. Yüzündeki parlak gülümseme kenarda durmuş onu izleyen ekip arkadaşlarının uzun zamandır görmeye hasret kaldığı bir şeydi ve Chan'ın gözleri dolmuştu bile
Felix'ten ayrılınca direkt Chan sarıldı ona. Woojin'den emanet aldığını düşündüğü kardeşinin sırtına vurup "Çok iyi iș çıkardın" dedi
Herkes gelip teker teker tebrik ediyordu. Birinci bile değildi ama o kendi hayatını geri kazanmıştı sanki
Etrafındaki ekip arkadaşları ile gülüp konuşurken yanına Hyunjin geldi. Kendini gıcık bir sarılışa hazırlamıştı Minho ama bunun yerine aldığı şey yanağına inen bir tokat ve yakalarına yapışan eller oldu
"Lan arabanın ağzına sıçmıșsın!" Minho'nun kafasına bir tane geçirdi "Ben o arabayı mükemmel hale getirmek için kaç gece uyumadım haberin var mı!?"
Arsızca gülmeye başlayıp "Özür dilerim" dedi Minho. Hyunjin'in belinden tutup sarıldı ve başını kendisinden uzun kardeşinin omzuna yerleştirdi ama onu saniyesinde ittirip "Defol git!" dedi Hyunjin
Minho'nun yanından sinirli adımlarla uzaklaştığında diğerleri arkasından bakıp "Bunun sorunu ne?" diye sordular
"Sorun yok, büyük ihtimal sadece arabaya çamur bulaştı"
Minho'nun dediğine gülüp ilerlediler. Yöneticiler gelecek hafta başlayacak olan asıl yarış hakkında bilgi verip elemeyi geçenleri tebrik ettikleri klasik bir konuşma yaparken bütün ekip mutluydu
Hyunjin hariç tabi. O, arabanın üzerindeki çamur lekelerini nasıl geçireceğiyle ilgili kara kara düşünüyordu
__________________
"Elemeleri geçmişsin!"
Yerinde kıpırdanırken gülümseyerek başını salladı Minho. Ekrandan yansımasını gördüğü Jisung kocaman gülümseyip "Tebrikler" dedi
"Sağol"
İkisi de birbirine bakıp hiçbir şey demeyince birden kahkaha atmaya başladılar. Gergin ama mutlulardı
Yerinde doğrulurken derin bir iç çekip "Cidden çok mutluyum" dedi Minho. Böyle hissetmeyeli uzun zaman olmuştu ve bu hissi kaybetmek istemiyordu şu anda
Elini yanağına yaslarken "Mutlu olacaksın tabi!" dedi Jisung. Yuvarlak gözlüklerini takmıştı ve birkaç gün önce kahverengi olan saçları şu an simsiyahtı
"Jisung ben çıkıyorum!" arka taraftan Seungmin'in sesi duyuldu. Jisung kameranın alanı dışında bir yere bakıp "Tamam" dedi ve el salladı
Jisung'un görüntülü konuştuğunu fark edince "Minho mu?" deyip yanına geldi hemen Seungmin. Jisung'u yana ittirmeye çalışarak kadraja zorla kafasını soktu ve "Minho-yaaa~" diye tuhaf sesler çıkardı. Minho Seungmin'e el sallarken Seungmin'i zorla ittirdi Jisung. Arkadaşını yollayıp tekrar Minho'ya döndü
"Jeongin ile buluşmaya mı gidiyor?"
"Hayır, merkeze gidecek. Yeni bir görev aldık, belgelerini getirmek için gidiyor"
Elini çenesine yaslarken birden kaşlarını çattı Minho "Siz hangi departmandasınız?"
"Seungmin narkotim, ben cinayet"
Anlayarak başını salladıktan sonra sırıttı Minho "Yani bana ceza kesemezsiniz?"
Gülmeye başlarken "O kadar emin olma" dedi Jisung. Ikisinin de kıkırdadığı sırada "Beni kelepçeleyecek misin?" diye şakasına sordu Minho
"Sınırlarını zorlarsan olabilir"
"Ya zorlamazsam?" Jisung bir saniyeliğine durup düşünürken hemen devam etti Minho. Kaşlarını havaya kaldırıp gıcık bir sırıtış sundu
"O zaman ben seni kelepçeleyebilir miyim?"
"Ya!" ekrana sinirli olmaya çalışarak baktı "Iki saniye belaltı düşünmeden duramıyor musun sen!?"
Bilgisayara paralel olacak şekilde yatakta uzandı Minho. Başını eline, kolunu da yatağa yasladı "N'apayım, sıkılıyorum"
"Az önce çok mutluydun"
"Seninle konuşana kadar mutluydum. Sonra seni özlediğimi fark ettim"
Jisung susup sessizce ekrana bakınca kaşlarını kaldırdı Minho "Sen beni özlemedin mi?"
"Belki... Birazcık..."
Gülümseyerek tamamen yatağa uzandı Minho. Tek eliyle dağılan saçlarıyla oynarken diğer elini yatakta uzatıp dudaklarını koluna yasladı. Şu anda fazlasıyla seksi bir pozisyonda olduğunu ve harika göründüğünü ekrandaki yansıması sayesinde biliyordu ve bu tam olarak yapmak istediği şeydi
Jisung Minho'nun görüntüsüne bakıp bilinçsizce yutkunurken odaya Hyunjin daldı. Minho hemen yerinde doğrulup gelene baktı ve Hyunjin'i görmesi ile panikleyerek "Sonra görüşürüz" dedi Jisung'a. Çocuğa el sallaması için bile zaman tanımayıp direkt kapattı konuşmayı
Minho'ya umursamazca bakıp kendi eşyalarına yöneldi direkt Hyunjin. Yatağında düzgün bir pozisyona geçerken "Geldin mi?" diye saçma bir soru sordu Minho
Dönüp Minho'ya baygın bakışlar attı "Hala yok gibi mi görünüyorum?"
Bozulsa da sesini çıkarmadı. Hyunjin gidene kadar telefonuyla ilgilenip bekledi. Sonunda odadan çıktığında tuttuğu nefesini bıraktı
Fazlasıyla stres olmuştu ve paniklemiști
Eski sevgilisinin onu başkalarıyla flört ederken görmesi pek hoşuna giden bir şey değildi sonuçta
__________________
Ben bu kitapta ilk şey düşünüyordum. Minho ile Felix'in arasını yapıyormuş gibi gösterip Jisung'a everirim Minho'yu. Sonra dedim ki dur la Felix Chan'ın olsun. Minho'ya erkek mi yok jdksmsmsmx
Yalnız cidden kitapta neredeyse herkesle shipleyebilirsiniz Minho'yu. Hyunho banginho jeongho minsung minlix vs dksmsmsmx
Bu arada akşama bir bölüm daha gelecek. Dün atmadığımı sonradan fark ettim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Go Live [Minsung]
FanfictionParalar, altınlar, kadınlar ve düşünebileceğiniz her şey... Yarışçı Lee Minho istediği her şeye sahip olmasına rağmen kendisini sokak yarışlarındaki tutkuya karşı zapt edemiyordu Aynı şekilde memur Han Jisung'a da Minsung, ChanLix, SeungIn, ChangJin