"Bunlar kaç dolar?"
Pahalı içkiler masalarına doldurulurken dehşetle sordu Jisung. Rakamlar aklında dönüp duruyordu ama Minho hiçbir zaman kesin bir sayı söylemiyordu
"Bilmem" omuz silkti "Bütün masraflarımızı komisyon karşılıyor. Fiyata bakmana bile gerek yok "
Garsonun önüne bıraktığı şarabı gülümseyerek parmaklarının arasına aldı. Masadaki herkes kendi kafasına göre takılıyordu. Klasik bir 'yarışlardan önce moral içkisi' zamanıydı
Șarabından bir yudum alıp alkolsüz kokteyli koklayan Jisung'a baktı. İçki ile pek arası yoktu ve uzak durmayı tercih ediyordu. İçinde alkol olup olmadığını anlamak için bile olsa içmek istemiyordu şu anda. Ayrıca ekibin haline bakarsak birilerinin kesinlikle ayık kalması gerekiyordu
Uzun zaman sonra içtiği için mutluydu Minho. Aslında daha 3 gün önce içmişti ama bu Minho için uzun bir süreydi
3 gün sıradan geçmişti onun için. Jisung ile şehri dolaşıp durmuşlardı işte
Bazı küçük detaylar dikkatini çekse bile sesini çıkarmıyordu şimdilik. Örneğin Jeongin'in ondan kaçtığını ve konuşurken paniklediğini fark etmişti bile. Ya da Felix'in Chan'ı kıskandırmak için kendisini kullandığını ama Jisung ile de kanka olmaya çalıştığını...
Gerçekten, abisi gittikten sonra ne hale gelmişti ekip? Sanki herkes işi gücü bırakıp aşka yönelmiști
Düşüncelerine gülümserken bakışlarını masada gezdirdi. Myungjun ve Jinwoo her zamanki gibiydi, en azından birilerinin aklı farklı yerde değildi
Birden Jinwoo Myungjun'u kucağına çekti
"Biz çıkıyoruz"
"Yok anasının şeyi yan-" Jisung birden elini ağzına kapatınca susmak zorunda kaldı Minho. Bütün masa Minho'nun tepkisine gülerken "Ne zamandan beri?" diye sordu Donghyun
Elini salladı Myungjun "Çooook önceden"
"3 yıl oldu sanırım"
"Ne 3 yılı, 5 oldu!"
Içkisinden bir yudum alıp ikiliye kınarcasına baktı Chan "Söylemeseydiniz daha iyiydi. Düğün davetiyesiyle sürpriz yapardınız"
"Ulan nasıl düşünemedik be!?" Myungjun ciddi ciddi bunu düşünürken kafasına vurdu Jinwoo "Dalga geçiyor"
"Peki bu çok gerekli bilgiyle ne yapmamız gerekiyor?"
Hyunjin sorunca kafasına plastik bardak fırlattı Myungjun "Bi' taraflarına sok!"
Herkes kahkaha atarken gülümseyerek tekrar şarabını yudumladı Minho. Düşündüğü şeyin tersinin saniyesinde gerçekleşmesi tuhafına gitmişti. Gerçi o ikisinin çıkması pek olağandıșı değildi, belli ediyorlardı
Chan ayağa kalkıp yarından itibaren başlayan finaller hakkında konuşma yaptı. İçki bardakları tokuşturulup fondiplendikten sonra herkes alkole abanmaya başladı. Şişeler geldikçe boşaldı, içildikçe kafalar bulundu. En son Jeongin Youngmin'i Seungmin sanıp öpmeye çalışmış, sonra Seungmin 'beni sarhoşken tanıyamıyor musun?' diye atarlanmıș, ağlamaya başlamıştı. Felix birkaç dakikaya sızarken Hyunjin ve Changbin kim daha çok içecek yarışına girmişlerdi
Minho ve Jisung ise masadaki aklı başında olan ikiliydi. Jisung direkt alkol kullanmamıştı. Minho sarhoştu ama kendindeydi. Jisung'un polislik anılarından başlayıp siyasete girecek, oradan da sokak hayvanlarını neden kimse korumuyor diye oldukça derin bir sohbete girecek kadar kendindeydi hem de. Ama ne kadar kendilerinde olsalar da masadan usulca kalkıp giden, yanında Felix'i de götüren Chan'ı fark etmemişlerdi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Go Live [Minsung]
FanfictionParalar, altınlar, kadınlar ve düşünebileceğiniz her şey... Yarışçı Lee Minho istediği her şeye sahip olmasına rağmen kendisini sokak yarışlarındaki tutkuya karşı zapt edemiyordu Aynı şekilde memur Han Jisung'a da Minsung, ChanLix, SeungIn, ChangJin