Önünde uzanan piste bakıp derince iç çekti Minho. Yarışlar yarım saate başlayacaktı ve onlar soyunma odasında ekipmanlarını giyiniyorlardı. Dün geceden kalma bir baş ağrısı vardı çoğu kişide ama buna alışkınlardı, sorun değildi
Sadece Hyunjin biraz kötü gibiydi. Çabuk sarhoş olan bir yapısı vardı ve başında hissettiği derin ağrı yüzünden kafasını duvarlara vurmak, resmen kazımak istiyordu. Düşüp bayılacaktı sanki ama öyle tepkisiz davranıyordu ki kimse farkında değildi onun rahatsız olduğunun
Minho farkındaydı tabi
Üstüne tulumunu geçirirken çatılmıș kaşlar ile Hyunjin'i süzdü. Gözlerini yumup ovaladıktan ve kendine gelmeye çalıştığı birkaç saniyenin ardından üstündeki tişörtü çıkarıp dolabın içine koydu Hyunjin
Diğerlerini kontrol etti Minho. Youngmin ve Donghyun elendikleri için burada değil, seyirci kısmındaydılar. Myungjun ve Jinwoo her zamanki gibi gürültülüyken Felix ve Chan gülümseyerek sohbet ediyor bir yandan da kıyafetlerini değiştiriyordu
Hyunjin'in yanına ilerleyip elini omzuna koydu. Göz göze geldikleri an Hyunjin bilinçsizce bir adım geriye kaçtı
"İyi misin?"
"Evet"
Kısaca kestirip attı. Eline aldığı tişörtünü kafasında geçirip Minho'yu görmezden geldi ama sadece birkaç saniyeliğine onu süzen Minho hemen "Başın ağrıyor değil mi?" diye sordu
En başta karşı çıkmaya yeltendi ama sonra dudaklarını bastırdı Hyunjin. Masumca başını aşağı yukarı salladığında kendi dolabına yöneldi Minho. İçinden ağrı kesici çıkarıp Hyunjin'e verdi
"Dolabında neden ağrı kesici var?"
Klasik Hyunjin diye geçirdi içinden. Teşekkür etmek yerine saçma ayrıntılara takılmayı tercih ediyordu sürekli ama Minho'nun da pek umrunda olduğu söylenemezdi
"Bazen aşırı içince benim de ağrıyor"
Paketin içinden bir tane çıkarırken dudağının kenarı kıvrıldı Hyunjin'in. Alay edercesine konuştu ama ses tonu öyle değildi, şakalașıyordu sadece "Midesiz olduğunu düşünmüştüm"
Kıkırdayıp tekrar önüne döndü Minho. Bütün ekipmanlarını takıp sonunda fermuarını da çektiğinde bu sefer Hyunjin yanına geldi
Bir şey söyleyecekti, belliydi bu. Ama üç nefes süresi boyunca yaptığı tek şey Minho'nun boynundaki hickeyde gözlerini gezdirmek olmuştu. Minho orada ne olduğunun farkında değildi tabi. Hyunjin onun boynuna bakarken sadece bir şey söylemesi için beklentiyle baktı "Bir şey mi oldu?"
Sonunda göz teması kurabildiler. Kurumuş dudaklarını ıslatıp "Sadece..." diye başladı ama geri sustu. Söylemek istediği bir şey vardı elbetteki ama bunu yanlış anlaşılmaya sebep olmadan nasıl söyleyebilir diye düşünüyordu. Hep yaptığı bir şeydi aslında, neden bu kadar stres olduğunu anlayamadı. Akışına bırakma kararı aldı ve yavaşça Minho'ya adımlayıp kollarını omuzlarına sardı
"Dün olanlar için üzme kendini" tedirgin göz bebeklerini odanın her köşesinde gezdirip elleri boşta kalan Minho'dan tepki bekledi ama alamayınca kendisi devam etti "Senin suçsuz olduğunu hepimiz biliyoruz zaten. Saçma yorumları umursama, bilmeden yorum yapıyorlar"
Ağzından hayretle çıkan bir nefes eşliğinde gülümsedi Minho. Ellerini Hyunjin'in sırtına yerleștirip "Teşekkür ederim" dedi
Geri çekilip bakışlarını kaçırdı Hyunjin. Kapıyı işaret edip "Çıkalım artık" dedi
Yediremiyordu bunu kendisine. Ne kadar ondan nefret etse de onunla eskisi gibi yakın arkadaş olmayı arzulayan bir yanı da vardı. Saçma sevgili olayları umrunda değildi, Minho'ya destek olmayı ve bunun garip karşılanmamasını istiyordu ama bir yandan ondan kurtulmak da istiyordu. Hayatında gördüğü en saçma mantıksızlıktı bu

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Go Live [Minsung]
FanfictionParalar, altınlar, kadınlar ve düşünebileceğiniz her şey... Yarışçı Lee Minho istediği her şeye sahip olmasına rağmen kendisini sokak yarışlarındaki tutkuya karşı zapt edemiyordu Aynı şekilde memur Han Jisung'a da Minsung, ChanLix, SeungIn, ChangJin