5.8 [M]

33.4K 1.5K 6.1K
                                    

Smut okumak istemeyenler için uyarı;

Bölüm 4'e ayrılıyor. Bildiğiniz gibi farklı zaman veya mekana geçerken uzun çizgi kullanıyorum. 4.çizgiden sonrası smut. 1.bölüm ChangJin. 2.bölüm ChanLix 3.bölüm Seungin ve 4.bölüm MinSung

__________________

Saatlerdir atölyesine kapanmış Elizabeth ile uğraşıyordu Hyunjin. Bir yandan da ağlıyordu. Bayılıyordu o arabaya ama getirildiği hali gördükçe çıldırıyordu. O, arabayı sıfırdan yapıyormuș gibi hissediyordu ama yeni araba almayı reddetmişti Minho. Bir yaşanmıșlıkları vardı bir kere.

Aslında Elizabeth'i bu kadar sevmelerinin bir sebebi vardı. Onu Minho'ya Woojin hediye etmişti doğum gününde. Onu en çok özel kılan şey abisinden kalan nadir parçalardan birisi olmasıydı. Kendi parasıyla aldığı rastgele bir araba olsaydı belki bu kadar üstüne düşmezdi Minho. Bu yüzden yenisini almak istemiyordu.

Arabanın her bir parçası ile ayrıca ilgilenirken saatlerdir çalıştığını fark ederek mola vermeye karar verdi Hyunjin. Elindeki aletleri ve eldivenleri masaya bırakıp kenara koyduğu bez ile elini yüzünü temizledi iyice.

Atölyeden dışarı çıkıp eve doğru adımladı. Mutfaktan içeri girip direkt merdivenlere yöneldi. Odasına çıkıp kıyafetlerini değişti ve yatağına uzandı.

Neredeyse her biri ağrıyan kemikleri yüzünden ağzından bir inleyiș kaçarken telefonunu çıkardı cebinden. Changbin mesaj atmış mı diye baktı ama atmadığını görünce suratı düştü.

Changbin bugün işleri olduğunu söylemişti ve sabahtan beri mesajlarına görüldü bile atmamıştı. Bazen meslekleri arasındaki fark hoşuna gitmiyordu Hyunjin'in ama çıkmaya başlayalı sadece birkaç hafta olmasına rağmen iyi gittiklerini de düşünüyordu. Minho'dan sonra bu Hyunjin için çok tuhaftı. Ama mutluydu. Çünkü Changbin sanki Hyunjin'in aradığı her şeye uygun yaratılmıştı. Birbirlerine verdikleri değer karşılıklıydı, dürüsttü, Hyunjin'e karşı nazikti ve zevkleri uyuşuyordu.

Ayrıca açıkçası kaslı erkekleri aşırı severdi Hyunjin.

Bazen Chan'a yükselmiyor değildi ama bu öncedendi elbetteki. Artık Changbin'den başka birisi hakkında kafa yorma gereği bile duymuyordu.

Uyuyakaldı Hyunjin. Sadece mola verecekti ama öyle yorgundu ki uyku onu esir alırken hiç karşı koyamadı. Uyandığında saçlarında gezinen parmakları hissetti. Yavaşça gözlerini aralayıp kirpiklerinin arasından Changbin'i süzdü. Yatağın köşesinde otururken Hyunjin'e oldukça özel olduğunu hissettirecek şekilde bakıyordu. O bakışların kendisine doğrultulmuș olması kalbini hızlandırdı Hyunjin'in.

"Günaydın demek istiyorum ama pek zamanı değil" deyip kararan havayı işaret ederken güldü Changbin. Hyunjin'in yüzüne yayılan tebessümü izledi, dolgun dudaklarının incelip uzayarak yüzünde oluşturduğu kusursuz tebessüme aşık oldu. Hyunjin'in dudağı üzerinde gezdirdi parmağını.

Dudağının üzerindeki parmağı umursamadan konuştu Hyunjin. Konuştukça dudağı parmağa temas ediyor, sürtünüyordu. "Bugün gelmeyeceğini düşünmüştüm"

"İşlerim erken bitti. Boşa gitsin istemedim"

Güldü Hyunjin "Beni mi görmek istedin?"

"Kim istemez ki?" parmağını kenara çekip Hyunjin'in çenesini kavradı. Yakışıklı yüzde gezdirdi gözlerini "Sanat eseri gibisin"

Gülerek çenesindeki elden kurtuldu "Kes şunu"

Changbin'le birbirlerine gülümseyerek baktıktan bir süre sonra kollarını açtı Hyunjin. Yanına uzanan Changbin'e sıkıca kollarını sardı, bu sırada Changbin de onun ensesindeki saçlarla oynuyordu.

Go Live [Minsung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin