Arkadaşlar sicacaksiniz ağzıma ama şimdiden özür dilerim....
__________________
Başını uzatıp uzun koridora iyice bakındı Minho. Kimsecikler yok gibiydi. Eğer hemen şimdi dışarı çıkarsa kimse fark etmezdi gittiğini. Tek problem tatilde olmalarına rağmen arka bahçedeki kulübesine kendisini kapatan Hyunjin'di. Elizabeth ile gidecekti Minho ve motorunun sesinden bile Elizabeth'i tanırdı Hyunjin.
Alt dudağını dişleri arasına kıstırıp koridora doğru bir adım attı. Sessizce minik adımlarla ilerledi ve merdivenlere ulaştı. Gıcırtılı merdivenlerden olmadığına şükrediyordu, bu film değildi ayrıca. Varlığı ile yokluğunu ayırt edemeyeceğiniz adım sesleri ile en aşağı kata indi. Çelik kapı ses çıkaracağı için mutfağa yöneldi. Mutfağın duvarları camdı ve bahçe ile bitişikti. İçeri girdiği gibi camdan duvara yöneldi ama elini sürgülü kapıya yerleştirdiği an istemediği şey gerçekleşti işte.
"Nereye?"
Elindeki kocaman cips poşetinden bir avuç alıp ağzına atarken sordu Felix. Arkasına dönüp gülümsedi Minho "Hiç, öyle bir arka bahçeye çıkayım dedim"
Ağzından katır kutur sesler gelirken birden durdu Felix. Minho'yu süzüp yuttu lokmasını "Jisung'la mı buluşacaksın?" elindeki paketi masaya bırakıp ellerini yıkamaya gitti "Senin arka bahçe anlayışın garaj. Arabalara gidiyorsan büyük ihtimal Jisung'un yanına gitmek içindir"
Mazeret arayıp durdu Minho ama hafızasını kaybetmiş gibiydi. Aklına bahane bile gelmedi. Durduğu yerde soğuk terler akıtınca aradığı cevabın bu olmadığını anladı Felix. Kaşları çatıldı.
"Sokak yarışına mı?"
Usulca başını salladığında ıslak ellerini silip kollarını bağladı Felix. Tek kaşını kaldırdı "Umarım artık evinde bir polis olduğunun farkındasındır. Ayrıca sevgilin de polis Minho, artık kendine dikkat etsen diyorum hani"
"Biliyorum" başını eğip ensesini kaşıdı "Bunun için gidiyorum zaten. Artık bıraktığımı haber vermen gerekiyor. Öylece çekip gitmek istemedim çünkü sorumluluklarım vardı orada, insanlar dönmemi bekliyor"
"Pekala"
Kollarını çözüp iç çekti Felix "Umarım son yarışımı da yapayım tarzı bir düşünceye sürüklenmezsin oradayken"
"Aklıma kötü fikirler sokmaya çalışma!"
"Sen de var zaten biraz. Ben bir şey yapmıyorum" mutfaktan çıkmak için yönelmiști ki durup tekrar arkasını döndü "Kazasız belasız geri dön yoksa yemin ederim Jisung'a söylerim seni"
Arkasından gözlerini devirdi. Cam kapıyı çekip dışarı çıktı hemen. Hyunjin'in içeride aşırı gürültülü çalışmasını fırsat bilip hemen Eli'yi çalıştırdı. Hızlıca garajdan ve bahçeden çıkıp yollara düştü.
Minho'nun o gün yarışlara gideceğinden haberi olan tek kişi Felix değildi. Jeongin, Seungmin ve Jisung da biliyordu. Minho kişisel olarak Jisung'a söylememişti ama haberi vardı Jisung'un. Sesini çıkarmayacaktı ama. Ona güvenme kararı almıştı.
Jeongin'den aldığı yarışların yapıldığı yeni konuma sürüp ortama yaklaştıkça duyduğu gürültülü müzik ile hüzünlü bir gülümseme yerleştirdi yüzüne Minho. Nostaljik hissettirmiști.
O an Jeongin ortamı idare etmeye çalışıyordu. Bu saçma kral işlerinde henüz yeniydi ve ne yapması gerektiğini bilememenin verdiği çaresizlik ağlamak istemesine yol açıyordu. Jeno ve diğerleri yardımcı oluyordu hiç değilse, sözde Jeongin kraldı ama Henry bile kendine pay biçiyordu bu işten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Go Live [Minsung]
FanfictionParalar, altınlar, kadınlar ve düşünebileceğiniz her şey... Yarışçı Lee Minho istediği her şeye sahip olmasına rağmen kendisini sokak yarışlarındaki tutkuya karşı zapt edemiyordu Aynı şekilde memur Han Jisung'a da Minsung, ChanLix, SeungIn, ChangJin