Yeni buldukları yerde dolușan insanların arasına arabasını sokarken insanlar Jeongin'in geçebilmesi için kenara çekiliyordu. Merkeze yaklaştığında arabasını kenara çekip aşağı indi. Arkadaşları ona selam verdiğinde o da onlara verdi. Arabasının kaputunu açmış, motoru ile hava atan adamın yanından geçip kralın köşesine ilerledi ama Minho'yu göremedi
Etrafına bakınırken arkadaşı Jeno yanına gelip kolunu omzuna attı "N'aber Jeongin?"
Minho'yu arayan bakışlarını kaldırıp Jeno'ya baktı. Gülümseyerek "Selam" dedi
"Minho Hyung yarışta mı?"
Ellerini siyah saçlarından geçirirken etrafına bakındı Jeno "Hayır, bugün direkt gelmedi"
Jeongin'in düşünceli bakışları yere düşünce "Onunla hiç konuşmadın mı?" diye sordu
"Hayır, iki gündür görüşmüyoruz. Gelmeyeceğini söylemek için de aramadı"
"Gelir o zaman birazdan"
Başını sallayıp onu onayladı. Minho gelene kadar Jeno'yla birlikte takılma kararı aldı. Arkadaşları Jaemin ve Renjun ile Jeno'nun arabasına yeni yaptırdığı şeyleri kurcaladılar
"Minho geliyor!"
Dörtlü, arabanın içinde oturmuş sohbet ederken duydukları bağırma sesleri ve Minho'nun arabasının motor sesi ile başlarını kaldırdılar. Diğerlerine selam verip arabadan indi Jeongin. Minho arabasını park ederken kenara çekilip inmesi için bekledi
Her zamanki gibi farklı bir araba ile gelmişti ve her zamanki gibi siyahtı. Normalde gömlek veya pahalı tişörtler giyerdi ama bu sefer üzerinde düz renk siyah bir tişört vardı ve saçlarını aşağıya indirmişti
Ayrıca çökmüş görünüyordu, gülümsemiyordu
Jeongin'in gülümseyen yüzünü görünce zorla gülümsedi o da. Küçük kardeşi ile birlikte arabanın önüne ilerledi
"N'aber?"
"Ben iyiyim ama... Sen iyi misin? Yorgun görünüyorsun"
Etrafında gözlerini gezdirip iç çekti. Müzik kutusu görevini gören araba birkaç metre uzağındaydı ve beyni patlayacakmıș gibi hissediyordu Minho. Saçlarından ellerini geçirip Jeongin'e döndü
"Bugün yarışmayı düşünüyor musun?"
Olumsuz anlamda başını sallayarak cevapladı onu Jeongin. Kurumuş dudaklarını ıslattı Minho "İçmeye gidelim mi?"
"Mekana?"
Geçen gün Seungmin'i götürdüğü evden bahsediyordu. Oraya gitmek istemesi yine bir şeyler olduğunun kanıtıydı.
"Olur" derken cebinden arabasının anahtarını çıkardı Jeongin. Ikisi de farklı taraftara, arabalarına, ilerledi
__________________
Jeongin ceketini vestiyere asarken kendisini koltuklara atıp ayaklarını yeni aldığı tahta sehpaya uzattı Minho. Geçen gün Seungmin cam olanı kırınca yenisini almak zorunda kalmışlardı
Jeongin şişeleri Minho'nun önüne dizerken beğendiği bir tanesini işaret edip Jeongin'in ona uzatması için bekledi Minho. Tek hamlede kapağını açıp kafaya dikti
Minho'nun karşısına geçerken kendisi için koyduğu çikolatalı sütü açtı Jeongin. Minho büyük ihtimal ciddi anlamda kafayı bulana kadar içecekti ve birisinin ayık olması gerekiyordu
İkisi de sessizce otururken "Felix mi?" diye sordu Jeongin
Birkaç saat önce ettikleri kavga aklına gelince çenesini öne itip gözlerini devirdi
"Onu ilgilendirmeyen konulara burnunu sokuyor"
Ne diyeceğini bilemedi Jeongin. Felix'i tanımıyordu ve aslında ne hakkında kavga ettiklerini de bilmiyordu. Minho'nun inadına gitmeye mi çalışıyordu? Yoksa sokak yarışı konusunda ona karşı mı çıkıyordu?
Eğer kavga etme sebepleri ikincisiyse Felix'in haklı olduğunu düşünebilirdi belki ama Chan ve Hyunjin bile bu konuda Minho'yu özgür bırakmıştı. Felix'in tek başına çabalaması manasızdı. Ortamı geriyordu sadece
Bakışlarını yerden kaldırıp duvara bakan Minho'ya dikti. Minho'nun gözlerinin kızarmış olduğunu ve aşağıya indirdiği saçlarıyla gözlerini kapatmaya çalıştığını fark etti. Ağlamıştı...
İçi gitti Jeongin'in. Minho'nun ağladığını daha önce hiç görmemişti. O lanet gün çöküşe geçmiş ve berbat bir duruma gelmişti, evet, ama çabucak toparlamıștı kendini. Sorun ne olursa olsun göğsünü germişti, onun için hiçbir acı kalıcı değildi
Ama bu acıdan kurtulamıyordu bir türlü. Tanrıya inanmayan Minho bir günah işlediğinin farkındaydı. Üzerine bulaşmış kara bir lekeydi sanki, çıkarmaya çalıştıkça eline yüzüne bulaştırıyordu
İçten içe ölüyordu ama güçlü imajını bozamayacağı için etrafındaki herkese gülümsüyordu. Ciddiyetle yaptığı her işin sonucu kötü olmuştu ve bu yüzden alayla yaklaşıyordu artık
O günden sonra hiçbir şey umursamaya değer görünmüyordu gözünde. Ne kendi hayatı, ne de yaşamlarını onun üzerine kurmuş olan ekip arkadaşları...
Bir titreşim sesi duyuldu. Jeongin cebinden telefonunu çıkarırken Minho gözlerini baktığı yerden ayırmadı bile
Mesajı açtı
Buluşabilir miyiz? Minho'yu da getir - Han Jisung
Kaşları çatıldı. Numara Seungmin'in numarasıydı
"Hyung, geçen günkü polisler bizimle buluşmak istiyor"
Ölü bakışlarını Jeongin'e çevirdi. Bir süre yüzüne boş boş bakıp "Polisler?" dedi
"Han Jisung ve Kim Seungmin"
"Sen de numaraları mı var?"
"Sadece Seungmin'in"
Hahlayarak güldü Minho "Hızlı çıktın"
"Ben almadım numarasını... Sehpanın parasını ödemek istediğini söyleyerek o verdi"
İç çekip "Neden buluşmak istiyorlar?" diye sordu
"Bilmiyorum"
"Sor o zaman"
Kendi aptallığına kızarken Seungmin'in - daha doğrusu Jisung'un - mesajına cevap verdi. Geri dönüş uzun sürmemişti
"Jisung seninle konuşmak istiyormuș"
Bıkkınlıkla nefesini verip "Ne var yine?" diye kendi kendine söylendi. Gözlerini yumup yüzünü yastığa gömdü
Bir polis ile buluşmak falan istemiyordu. Sabaha kadar o koltuğa oturup içmek istiyordu!
"Araba hakkındaymıș"
Gözleri saniyesinde aralanırken "Araba mı?" diye sordu
Bir yarışçının aklını çelmenin en kolay yoluydu bu
Jeongin onaylayınca "İyi" dedi "Buraya gelsinler"
__________________
Bu arada sinirli Seungmin çok şey amk
Sksi
Çok illegal olmaya başladı bu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Go Live [Minsung]
FanfictionParalar, altınlar, kadınlar ve düşünebileceğiniz her şey... Yarışçı Lee Minho istediği her şeye sahip olmasına rağmen kendisini sokak yarışlarındaki tutkuya karşı zapt edemiyordu Aynı şekilde memur Han Jisung'a da Minsung, ChanLix, SeungIn, ChangJin