Ekibin otele girmesi ile onları lobide bekleyen dörtlü hemen ayaklanıp yanlarına gitti. Herkesin morali yerlerdeydi, bu yüzden sahte bir tebessüm ile "Elinden geleni yaptın Youngmin Hyung" dedi Jeongin. En az Jeongin'in yaptığı kadar sahte bir tebessümle başını sallamıştı
Seungmin ve Changbin, Chan ile yarın hakkında konuşurken diğer ekip üyeleri Youngmin'in etrafına dolușmuștu ve onu teselli etmeye çalışıyorlardı. Bir şey söylemese bile Minho'nun da ilgi odağı Youngmin'di şu anda
Minho'nun gerçeklerden haberi yoktu tabi, onun aklında daha farklı senaryolar dönüyordu. Ondan nefret eden birisinin kendisi ve abisinden sonra şimdi de kendisine olan hayranlığı ile bilinen Youngmin'i hedef aldığını düşünmüştü. Kendisinden yaşça büyük olan bu adamı koruma ihtiyacı güdüyordu şu anda
"Minho"
Ince ve rahatlatıcı bir ses işitti. Sağına dönüp sesin sahibine gülümsedi ve kollarını Jisung'un beline sardı. Boynuna sarılırken "iyi misin?" diye sordu Jisung
"Ben iyiyim ama..." dönüp Youngmin'e attığı bakış Jisung'un aniden onu kendisine çekmesi ile yarıda kesildi. Minho'nun boynuna sokulup fısıldadı
"Ona güvenme"
Kaşları çatılırken duyduğu şeyden emin olamadı bir an. Geri çekilip yüzüne tedirgin gözlerle bakan Jisung'a bakıp bir anlam çıkarmaya çalıştı
"Sana sonra her şeyi açıklayacağım ama şimdilik Youngmin'e güvenme"
O an yanında fısır fısır bir şeyler konuşan ikiliye dönüp baktı Hyunjin. Bunu fark edince Minho'yu kendisine çekip yavaşça öptü Jisung. Sadece bir saniyeliğine gördüğü manzaradan sonra yüzünü buruşturarak tekrar önüne döndü Hyunjin
Geri çekildiğinde onaylamasını isteyerek bakan Jisung'a başını salladı Minho. Birbirlerinden uzaklaşıp konuşan gruba döndüler tekrar
"Bugün hepinize içkiler benden o zaman. En çok da Youngmin aşkıma" yaşıtının omzuna kolunu atıp yanaklarını sıktı Myungjun. Jinwoo'nun onu belinden çekip diğer tarafa alıp götürmesi pek uzun sürmemişti
"O zaman şimdilik istediğiniz gibi takılın. Beşte lobide buluşur dışarı çıkarız"
"Tamam~"
Birkaç gruba ayrıldılar. Bir kısım duş almak için odasına çıkarken diğerleri ne yapıp da eğlensek diye düşünüyordu. Minho ve Jisung baş başa kalmak için odaya çekilenlerden oldu
Odaya girer girmez beklentiyle Jisung'a baktı Minho ama Jisung yüzünü sıvazlayıp mantıklı düşünmeye çalışmakla meşguldü. Youngmin'i bir şekilde köşeye sıkıştırmaları gerekiyordu ama adam basını da arkasına almıştı. Aslında önemli olan onu yakalamak değildi, önemli olan Minho'nun suçsuz olduğunu kanıtlamakla kalmayıp tekrar insanların sempatisini kazanmasını sağlamaktı
"Jisung? Anlatacak mısın?"
"Evet..." küçük bir el işareti ile yatağın üstüne oturmasını söyledi. Bir ayağını altına alıp diğerini sarkıtırken Minho'ya döndü. Olayları kısaca özet geçti. Aslında anlatmasa mı diye düşünmemiş değildi çünkü Minho'nun hiçbir şeyden haberi olmazsa Youngmin'e ters bir hareket yapmazdı
Jisung anlatmayı bitirdiğinde Minho'nun tepkisi sıradandı aslında. İç çek, elini saçlarından geçir ve üzgün gözlerini boşluğa dik. Tabi gözlerindeki hüzün normaldi ama kesinlikle sıradan değildi. Sadece abisine duyduğu özlem, pişmanlık ve keder değil, sevdiği bir arkadaşının aslında düşmanı olduğunu öğrenmenin verdiği ihanete uğramışlık da vardı gözlerinde. Jisung onun bir şey söylemesini bekliyordu ama o ortadan ayırdığı kızıl saçlarını eliyle aşağı indirip gözlerini kapatmayı tercih etti. Dolan gözlerini gizleyerek yatakta uzandı, başını Jisung'un dizine yerleștirdi

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Go Live [Minsung]
FanfictionParalar, altınlar, kadınlar ve düşünebileceğiniz her şey... Yarışçı Lee Minho istediği her şeye sahip olmasına rağmen kendisini sokak yarışlarındaki tutkuya karşı zapt edemiyordu Aynı şekilde memur Han Jisung'a da Minsung, ChanLix, SeungIn, ChangJin