Yavuz'dan
Gülerek dinliyordum Leyla'yı. O da hevesle anlatıyordu.
"Şimdi abim arabayı kapının önüne çekiyor, camları açıyor falan. Gözünde de güneş gözlükleri tabi. Okuldaki kızları bir göreceksiniz ama. Nasıl bakıyorlar abime, yiyecek gibi. Ben de arabadan inip havalı havalı yürüyorum okula. Gerçi abimin havasından kimse beni farkedip bana bakmıyor ama olsun."
Leyla gülerken yalandan kaşlarımı çatıp konuştum.
"Kimse bakmasın zaten. Oyarım onların gözlerini."
Leyla gülüp saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı. Sinan'a bir bakış atıp tekrar önüne döndü. Sinan da tatlı tatlı gülümseyerek dinliyordu Leyla'yı. Dördümüz, bizim semtteki en sevdiğimiz salaş restorana gelmiştik. Leyla'nın keyfi yerindeydi. Sinan zaten bütün gece onu izledi. Melek de mutluydu. En azından öyle görünüyordu. İç çekip dudaklarımı birbirine bastırdım. Ben niye mutlu değilim peki? Niye içimde bir huzursuzluk var? Niye en sevdiğim insanlarla birlikteyken içim sıkılıyor? Derin bir nefes alıp kadehimi kafama dikledim. O sırada Sinan'ın telefonu çalınca Leyla'daki bakışlarını çekip cebinden telefonu çıkardı. Ardından gülerek bana baktı.
"Aha, benim çaylak arıyor."
Kaşlarımı kaldırıp baktım.
"Senin çaylak kim ya?"
"Oğlum bizim de var yanımızda yetiştirdiğimiz bir çaylağımız heralde. Bir Yavuz Karasu değiliz ama."
Dudak büküp güldüm. Sinan da gülüp açtı telefonu.
"Efendim Sema."
Sinan gülümseyerek dinlerken birden ifadesi değişti. Gülmeyi kesip kaşlarını çattı. Ardından dudaklarını birbirine bastırıp bana baktı. Ben de kaşlarımı çatıp baktım. Kötü bir şey oldu. Sinan bakışlarını kaçırıp devam etti.
"Tamam Sema geliyorum."
Sinan telefonu kapatınca merakla sordum.
"Sinan ne oldu?"
Sinan bana bakıp dudaklarını birbirine bastırdı.
"Sinan çatlatmasana adamı. N'oldu?"
Sinan nefes alıp konuştu.
"Az önce asayiş büroya bir ihbar geçmişler. Ceyhun Emre silahlı saldırıya uğramış."
Kaşlarımı kaldırıp şaşkınca baktım. Ardından aklıma gelen şeyle içime bir korku yayıldı.
"Bahar? Bahar da onun yanındaydı."
Sinan bir şey demeyince yüksek sesle devam ettim.
"Sinan konuşsana! Bir şey mi olmuş Bahar'a?!"
"Tamam sakin ol. Bahar yaralanmış. Omuzdan vurulmuş. Hasteneye götürüyorlarmış."
Korkuyla açıldı gözlerim. Yutkunup etrafıma baktım. Ardından ayağa kalkınca diğerleri de kalktı.
"Benim gitmem lazım. Bahar'ın yanına gitmem lazım."
"Tamam kardeşim gidelim hadi. Merak etme omzundan vurulmuş. Hayati bir tehlikesi olduğunu sanmıyorum."
Korkuyla bakıp kafa salladım.
"Abi, bu Bahar, programdaki kız mı?"
Benden önce Sinan girdi lafa.
"Evet Leyla. Yavuz'un programı beraber yaptığı arkadaşı. Haliyle sarsıldı biraz. Bizim gitmemiz lazım. Siz eve dönebilirsiniz di mi?"
"Tabi tabi. Gidin siz. Zaten şurası ev. Biz gideriz. Di mi Melek?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Mavisi
FanfictionYavuz tam odadan çıkacakken durup gözleri dolu dolu olmuş Bahar'a baktı. O da Yavuz'a kaldırdı başını. Yavuz alaycı bir gülüş atıp elini kapının kirişine dayadı. Bahar'ın dolu gözlerine bakıp konuştu. "Sen şimdi ağlarsın da." \\\\\\\\\\\\\ Macerape...