Bahar'dan
Sessizce yol alıyorduk arabada. Gerçekten hepimiz için tuhaf, üzücü bir gün olmuştu. Kanalda da bir iş olmayınca erken çıkmıştık Yavuz'la. Yavuz da beni eve bırakacaktı.
"Sevgilim, Selim'le konuştun mu?"
Dönüp Yavuz'a baktım.
"Konuştum canım. Onu da tedirgin etmemek için bir şey anlatmadım, o yüzden de erken gel diyemedim. Ama merak etme, sabaha kadar kalmayacak bu sefer. Birkaç saate gelir."
Yavuz kafa sallayıp önüne döndü.
"Selim gelene kadar da ben kalacağım yanında."
Gülümseyip eline uzandım. Yavuz da sıkıca tuttu elimi.
"Birkaç saatten bir şey olmaz bir tanem. Sen de yoruluyorsun böyle."
"Bahar saçmalama. Seni nasıl yalnız bırakayım evde. Hem yorulmak neymiş? Aşkolsun. Seninle ne kadar çok vakit geçirsem kar benim için."
Gülümseyip sıkıca tuttum elini.
"O zaman ben sana yemek yaparım eve gidince. Sonra da film izleriz, sohbet ederiz. Ne dersin?"
Yavuz kocaman gülümseyip elime öpücükler kondurdu.
"Harika. Bundan daha güzel bir plan olamazdı."
Omuzlarımı kaldırıp kıkırdadım. O sırada telefonum çalınca çantamdan çıkarıp açtım.
"Efendim babacım."
"Güzel kızım, nasılsın? Ne var ne yok?"
"İyiyim babacım. Eve gidiyoruz Yavuz'la. Sen nasılsın?"
"Ben de iyiyim güzelim. Bizim eve mi gidiyorsunuz?"
"Evet. Selim birkaç saat daha barda olacakmış, Yavuz da Selim gelene kadar yalnız kalmamı istemedi."
"Neden? Sen yalnız kalmaktan korkmazsın ki? Bir sorun mu var Bahar?"
Dudaklarımı birbirine bastırıp nefes verdim. Bravo Bahar. Allah'tan bir şey anlatmıyorsun yani.
"Yok babacım bir sorun yok. Birlikte yemek falan yiyeceğiz işte."
"Eminsin di mi?"
"Evet canımın içi. Hem şimdi boşver onu, ne zaman geliyorsun bakalım sen?"
"Yarın sabah uçağıyla geleceğim canım. Direkt şirkete geçerim. Artık akşam görüşürüz."
"Aslında eğer gün içinde müsait olursan daha erken de görüşürüz. Yavuz'la şirkete yanına gelmek istiyoruz."
"Tabi güzelim, sana her zaman müsaitim ben."
Omuzlarımı kaldırıp kıkırdadım. Babam da devam etti.
"Hayrola, sen pek şirkette ziyaret etmezsin beni."
"Yavuz'la sana danışmamız gereken bir konu var da."
"Nasıl bir konu? Çok mu ciddi? Bana bak, evlenmeye karar vermediniz di mi?"
Elimi ağzıma kapatıp sesli sesli güldüm.
"İlahi baba. Hayır öyle bir şey değil. Hem öyle olsa bile izin vermeyecek gibi bir tepki verdin. Korkmalı mıyım?"
"Yok da, yani, bir tanecik kızımı da öyle hemen veremem. Zaten kötü bir tecrübe yaşadık, yoğurdu üfleyerek yiyelim bundan sonra."
"Aşkolsun baba. İkisini bir mi tutuyorsun yani?"
"Hayır tabi ki. O Ceyhun Yavuz'un tırnağı olamaz. Da, ben de senin tekrar kötü şeyler yaşamandan korkuyorum kızım. Yavuz'un seni sevdiğini de, sana ne kadar değer verdiğini de biliyorum. Ama işte, babalık böyle bir şey. Eğer o Ceyhun'la evleneceğin zaman istemediğimi söyleyip sana engel olsaydım, belki de öylesine üzülmeyecektin. Ben sen mutlu ol diye kararına karışmadım ama sen mutsuz oldun. O yüzden korkuyorum ben de. Olmaz ya, yine mutsuz olursan, seni bir daha öyle görürsem ben kahrolurum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Mavisi
FanficYavuz tam odadan çıkacakken durup gözleri dolu dolu olmuş Bahar'a baktı. O da Yavuz'a kaldırdı başını. Yavuz alaycı bir gülüş atıp elini kapının kirişine dayadı. Bahar'ın dolu gözlerine bakıp konuştu. "Sen şimdi ağlarsın da." \\\\\\\\\\\\\ Macerape...