Bahar'dan
"Bilmiyorum Sinan. O kadarını söylemedi. Ama sanmıyorum. O zaman daha Ceyhun'un bu işin içinde olduğunu bilmiyorduk ki."
"Ne bileyim Bahar? İhtimalleri düşünüyorum işte. Senin inatçı keçi anlatmıyor bir şey. Belki daha evvelden yanına gidip de anlatamam dediği kişi de Ceyhun'dur dedim."
Sıkıntıyla derin bir nefes aldım.
"Bilmiyorum Sinan. Bilmiyorum."
"Tamam neyse. Üzme sen kendini daha fazla."
"Sen ne yaptın? İşim var demiştin giderken. Yani özel bir iş değilse tabi."
"Yok yok değil. Sema'yla konuştum. Şu fenere giden yollardaki mobeselere bakmasını istedim. Ceyhun'dan bir iz buluruz belki diye."
"E çıktı mı peki bir şey?"
"Henüz değil. Sema bakıyor hala."
"Anladım."
"Yavuz nasıl?"
"İyi. Daha iyi. İlaçların etkisiyle uyuyor. Yalnız Sinan, bugün evden kimseyle konuşmadı Yavuz. Merak etmezler mi insanlar?"
"Ederler elbet. De ne diyeceğimi bilmiyorum ki."
"Bence en azından Leyla'ya söylemeliyiz. Annesi babası yaşlı insanlar, onları da üzmeyelim ama en azından Leyla bilsin. Hem buna hakkı var, hem de evi daha rahat idare eder. Ayrıca Yavuz iyi. Korkulacak bir şey de yok."
"Haklısın Bahar. Yavuz'a soralım dedik ama o bize neyi soruyor ki yapmadan önce. Ben Leyla'ya durumu yavaş yavaş anlatırım."
"Tamam Sinan sağol."
"Senin bir şeye ihtiyacın var mı?"
"Yok Sinan, iyiyim ben."
"Tamam. Ben fırsatım olunca uğrayacağım. Bir şey olursa ararsın."
"Tamam. Görüşürüz."
"Görüşürüz Bahar."
Telefonu kapatıp saçlarımı geriye sıvazladım. Derin bir nefes alıp odaya geri döndüm. Yavaşça içeri girip kapattım kapıyı. Yavuz hala uyuyordu. Gidip yanına oturdum. Elini tutup yüzüne baktım. Yavuz da başını yana eğmiş, dudaklarını büzmüş uyuyordu. Uyurken öyle tatlı oluyor ki. Küçük bir çocuk gibi. Gülümseyip eğildim yüzüne. Alnına bir öpücük kondurdum. Yavuz kıpırdanınca hemen doğruldum tekrar. Yavuz gözlerini açıp bana baktı. Ben de dudaklarımı birbirine bastırıp kaşlarımı kaldırdım.
"Sevgilim özür dilerim, uyandırdım seni."
Yavuz gülümseyip baktı bana.
"Dayanamadım öptüm ama uyandın sen de. Hadi dağıtma uykunu. Uyu sen geri."
Yavuz yandan yandan gülüp konuştu.
"Dayanamadın öptün öyle mi? Dayanılmaz bir adamımdır ben, sen de haklısın."
Yüzümü buruşturup güldüm.
"Egomuz geri geldiğine göre, Yavuz Karasu iyileşti demektir."
Yavuz kaşlarını kaldırıp çocuk gibi baktı.
"İyileştim Bahar ya. Kalmayalım hastenede. Evimize gidelim hadi."
Kaşlarımı kaldırıp gülümsedim. Evimize mi? Yavuz da ne dediğini yeni farketmiş gibi kaşlarını kaldırıp baktı.
"Yani evimize derken sizin evinize demek istedim."
Gülümseyip oturduğum yerde biraz daha yaklaştım Yavuz'a. Elini sıkıca tutup saçlarını sevdim. Yavuz da gülümseyip baktı bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Mavisi
FanfictionYavuz tam odadan çıkacakken durup gözleri dolu dolu olmuş Bahar'a baktı. O da Yavuz'a kaldırdı başını. Yavuz alaycı bir gülüş atıp elini kapının kirişine dayadı. Bahar'ın dolu gözlerine bakıp konuştu. "Sen şimdi ağlarsın da." \\\\\\\\\\\\\ Macerape...