Ep.19 "Hiç gitmedim ki"

757 78 68
                                    

Bahar'dan

Arabadan inip hızlı hastaneden içeri girdim. Acil bankosuna gidip telaşla konuştum.

"Yavuz, Yavuz Karasu. Nerde?"

Kadın başını önündeki ekrana eğip baktı. Ben de sabırsızca bekliyordum. Kadın ardından başını kaldırıp konuştu.

"Ameliyata almışlar kendisini."

"Durumu nasıl acaba?"

"Benim bir bilgim yok. Ameliyattan doktorlar çıkınca onlardan bilgi alabilirsiniz."

"Ameliyathaneler nerde?"

"Bir alt katta."

Ben hızla bankodan ayrılıp merdivenlere koşarken babam da peşimden geldi.

"Bahar sakin ol kızım."

Babamı dinlemeyip hızla indim merdivenleri. Ameliyathanenin önüne gelince durdum. İlerde bir köşeye oturmuş, başını öne eğmiş duran Sinan'ı görünce dudaklarımı büküp yaklaştım. Yutkunup konuştum.

"Sinan."

Sinan başını kaldırıp baktı. Kan çanağına dönmüş gözlerini görünce içim daha çok sıkıştı. Ben yaklaşırken o da kalktı ayağa. Önüne gelip durdum.

"Sinan. Yavuz iyi, di mi?"

Sinan yutkunup çevirdi başını. Ben korkuyla bakarken bana dönüp baktı. Dişlerini sıkıp başını iki yana salladı. Ben de hızlı hızlı nefesler alıyordum.

"Ama iyi olacak, di mi?"

Sinan ağlamaklı halde bakınca dudaklarımı büküp sarıldım boynuna. O da önce tepki veremeden durdu. Ardından o da sarıldı bana. Sıkıca sarılıp konuştum.

"İyi olacak. Merak etme. İyi olacak. Onun inatçının teki olduğunu sen benden iyi biliyorsun. İyi olacak Yavuz."

Sinan bir şey demeden sarıldı bana. Ne kadar üzgün olduğunu anlayabiliyorum. İnsanın dostunun yaşam mücadelesi vermesi çok kötü olmalı. Benim de içim sıkışıyor. Kalbim tekliyor sanki. Nefes bile alamıyorum sanki. Sinan'dan ayrılıp yüzüne baktım. Gözyaşları yanaklarına süzülmüştü. Hafifçe tebessüm edip konuştum.

"İyi olacak Yavuz. Merak etme."

Sinan burukça bakıp kafa salladı. Babam yanımıza gelince ona çevirdi başını. Babam da dudaklarını birbirine bastırıp elini Sinan'ın koluna getirdi.

"Çok geçmiş olsun Sinan. Çok üzgünüm. Ama Yavuz bunu da atlatacaktır."

Sinan kafa sallayıp konuştu.

"Sağolun Yıldırım bey."

"Abi! Abi! Abim nerde?!"

Gelen sesle çevirdik başımızı. Selim ve Leyla gelmişlerdi. Leyla telaşla bağırıyordu. Bizi görünce dudaklarını büküp baktı. Dönüp Sinan'a baktım. O da hemen yüzünü silip toparlandı. Dişlerini sıkmış güçlü durmaya çalışıyordu. Leyla gelip Sinan'ın önünde durdu.

"Abim nerde?"

Sinan ellerini Leyla'nın kollarına getirip konuştu.

"Ameliyatta Leyla."

"Bana doğruyu söyle Sinan. Durumu çok mu kötü? Kurtulamayacak mı?"

Yutkunup çevirdim başımı. Gözyaşlarım akmasın diye sıkıca kapattım gözlerimi.

"Kurtulacak Leyla. Sana söz veriyorum Yavuz kurtulacak. Ona bunu yapanlardan da hesabını soracağım."

Dönüp baktım. Sinan ellerini Leyla'nın yüzüne getirmiş teselli etmeye çalışırken Leyla da yaşlı gözlerle ona bakıyordu. Ardından dudaklarını büküp Sinan'ın göğsüne sokuldu. Sinan da sıkıca sarıldı Leyla'ya. Gözlerim dolunca uzaklaştım ordan. Ağlamak yok Bahar. Ağlamak yok. Yavuz iyileşecek. Ağlamak yok. Ama çok üzgünüm ben. Yüreğim yanıyor sanki. Hıçkıra hıçkıra ağlamak geliyor içimden. Gözyaşlarım beni dinlemeden süzüldüler yanağıma. Gidip bir köşeye oturdum ben de. Gözyaşlarım sicim gibi akarken başımı eğip sessizce ağladım.

Gecenin MavisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin