Yavuz'dan
"Sinan, Annibal polis yok dedi. Bu riski göze alamayız."
"Kardeşim merak etme, benim önceliğim de Bahar'ın hayatını kurtarmak. Ayrıca sadece benim değil, operasyona katılan bütün polislerin de. Bizim işimizde öncelik her zaman insan hayatınındır, bunu biliyorsun."
"Biliyorum ama korkuyorum Sinan. Hazır elimize bir fırsat geçmişken, bir aksilik çıkacak da o panzehiri alamayacağım diye korkuyorum."
"Anlıyorum Yavuz ama ben her şeyi ayarlayacağım. Bu durumu üstlerime haber vermek zorundayım. Ama onları mümkün olduğunca işe geç dahil edeceğim. Onlar da anlayışlı olacaklardır. Sana söz veriyorum bir aksilik çıkmasına izin vermeyeceğim. Halledeceğim her şeyi. Güven bana."
Dudaklarımı birbirine bastırıp baktım Sinan'a. Annibal'in evine varmak üzereydik. Sema biliyordu şimdilik sadece bu durumu ama birazdan amirine de anlayacaktı olanları. O zamana kadar biz de eve varıp panzehiri almayı umuyorduk. Ben tedirgince düşünürken Sinan dikiz aynasında Ester'e baktı.
"Planı size anlattığım gibi uygulayacağız. Bahar'a verilen zehri bulduğumuzu ve aynısından size de verdiğimizi söyleyeceğiz. Umuyoruz ki Reis de panzehiri vermeye mecbur olacak. Bunu bir polis olarak benim yaptığıma inanmaz ama Yavuz'un öfke ve üzüntüyle yaptığına inanacaktır. Yani umarım. Siz de bizi doğrularsanız en azından size inanacaktır."
"Tabi ki. Ne istiyorsanız yapmaya hazırım."
"Aslında zehir size Reis'in gözü önünde versek daha inandırıcı olur ama bu riskli. Yani elimizde bir zehir yok neticede. Size şırınga ettiğimiz şeyin de zehir olmadığını anlayabilir."
"Merak etmeyin, ben zehirlendiğimi söylerim. Ama umarım yanılmıyorsunuzdur."
"Hangi konuda?"
"Ömer'in tüm bunları benim intikamımı almak için yaptığı konusunda. Ben beni umursadığını pek sanmıyorum."
"Sizi umursuyor. Tüm bunları da benden sizin intikamınızı almak için yapıyor."
Ester dönüp bana baktı. Ben de devam ettim.
"Siz, onun sizden vazgeçtini düşündünüz, öyle mi?"
Kederle kafa salladı.
"Evet. Sırf kendi itibarı için beni feda ettiğini düşündüm. O batan gemiden zor kurtuldum. Aslında nasıl kurtulduğumu ben de bilmiyorum. Gemi batmadan denize atlayıp uzun bir süre yüzdüğümü hatırlıyorum sadece. Karaya yarı baygın halde ulaşmışım. Balıkçılar bulmuş beni. Kendime geldiğimde yüreğimdeki hayal kırıklığı ve üzüntüden başka bir şey hissetmiyordum. O adamın yanına dönmeyi de bu yüzden asla düşünmedim."
"Şimdi aslında sandığınız gibi olmadığını öğrendiniz. Ömer Karatepe sizi gerçekten seviyordu. Bunca yıl hem yasınızı tutmuş hem intikam için fırsat beklemiş. Ama ona rağmen hala yanına gitmek istemiyor, bize yardım ediyorsunuz. Üstelik onun yaptığı bütün pis işleri anlatacağınızı söylüyorsunuz. Neden yapıyorsunuz bunu?"
Ester hafifçe gülümseyip başını eğdi. Ardından bana bakıp konuştu.
"Bunca yıl düşünmek için çok fazla vaktim oldu Yavuz bey. O zamanlar gençtim, toydum. Ömer'in yaptıklarının nasıl felaketlere yol açtığını anlayamayacak kadar aşıktım ona. Ama yıllar geçti, artık farkındayım her şeyin. Zamanında onun gibi bir adamı nasıl sevmişim anlamıyorum. Şu yaptığı, sırf intikam için masum bir kadına yaptığı benim için çok fazla. Size yardım ediyorum çünkü bunu size borçluyum. Benim yüzümden oldu tüm bunlar. Ömer beni öldü zannettiği için yaptı tüm bunları. Ben de size yardım etmek için ne gerekiyorsa yapacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Mavisi
Hayran KurguYavuz tam odadan çıkacakken durup gözleri dolu dolu olmuş Bahar'a baktı. O da Yavuz'a kaldırdı başını. Yavuz alaycı bir gülüş atıp elini kapının kirişine dayadı. Bahar'ın dolu gözlerine bakıp konuştu. "Sen şimdi ağlarsın da." \\\\\\\\\\\\\ Macerape...