Bahar'dan
Saçlarımı düzeltip gülümsedim. Asansörün kapısı açılınca inip yürüdüm. İlerdeki sekreter masasına gelince durup gülümsedim.
"Merhaba, günaydın. Selçuk beyle randevumuz vardı. Bahar Kutlu."
Kız kafa sallayıp gülümsedi.
"Merhaba Bahar hanım. Selçuk bey sizi bekliyor."
Ayağa kalkıp eliyle yol gösterdi. Ben de gülümseyip yürüdüm. İlerdeki kapının önüne gelince tıklatıp açtım. İçeri girip kapattım kapıyı.
"Selçuk bey."
Adam ayağa kalkıp gülümsedi.
"Hoş geldiniz Bahar hanım."
Ben de gülümseyip yaklaştım. Elimi uzatıp konuştum.
"Teşekkürler Selçuk bey."
Adam da gülümseyip sıktı elimi. Ardından eliyle masasının karşısındaki koltuğu işaret etti. Gülümseyip oturdum. Ardından Selçuk beye bakıp devam ettim.
"Ayrıca beni kabul ettiğiniz için de teşekkür ederim."
"Rica ederim Bahar hanım. Aslına bakarsanız görüşme talebiniz beni şaşırttı."
"Neden?"
"Yani, bir taşımacılık şirketiyle görüşmek istemeniz diyeyim daha çok. Bizim işler pek sizin programın formatına uygun gibi gelmedi de bana. Bu arada kusura bakmayın sormayı unuttum. Bir şey içer misiniz?"
Gülümseyip kafa salladı.
"Az şekerli bir kahve lütfen."
Selçuk bey kafa sallayıp telefonu aldı eline. O kahveleri söylerken ben de bakışlarımı odada gezdirdim. Selçuk bey tekrar konuşunca ona döndüm.
"Ne diyordum? Sizin program, bu tarz haberler yapmazdı pek."
Gülümseyip konuştum.
"Aslına bakarsanız haklısınız. Aslında taşımacılıktan çok işin denizcilik kısmıyla ilgileniyoruz biz. Yani gemiler, şilepler, uzun deniz yolculukları, gemilerde çalışan insanlar, onların hayatları. Araştırmak istediğimiz asıl konu bu."
"Anlıyorum. Beni yanlış anlamazsanız bir şey soracağım."
Kaşlarımı kaldırıp baktım.
"Tabi."
O sırada kapı açılıp kahveler geldi. Sekreter kahvelerimizi bırakıp gidince tekrar Selçuk beye döndüm. O da bana bakıp gülümsedi.
"Yıldırım Kutlu, neyiniz oluyor?"
Hafifçe gülümseyip konuştum.
"Babam."
"Peki, araştırmaya neden babanızın şirketinden başlamadınız? Eminim orda da ilginizi çekecek insan hikayeleri vardır."
Kahvemden bir yudum alıp konuştum.
"Taktir edersiniz ki ben bir gazeteciyim. Her durumda tarafsız olmalıyım. Şimdi daha ilk seferde babamın şirketini haber yaparsam, kendi reklamımızı yapmış gibi olurum. Bu da isteyeceğim bir şey değil."
Selçuk bey gülümseyip kafa salladı.
"Anlıyorum. Çok ince bir düşünce."
Ben de dudaklarımı birbirine bastırıp gülümsedim. O sırada telefonum çalınca çıkarıp baktım. Derin bir nefes alıp açtım telefonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Mavisi
Hayran KurguYavuz tam odadan çıkacakken durup gözleri dolu dolu olmuş Bahar'a baktı. O da Yavuz'a kaldırdı başını. Yavuz alaycı bir gülüş atıp elini kapının kirişine dayadı. Bahar'ın dolu gözlerine bakıp konuştu. "Sen şimdi ağlarsın da." \\\\\\\\\\\\\ Macerape...