Yavuz'dan
Sıkıntıyla derin bir nefes alıp parmaklarımı saçlarımdan geçirdim. Dirseklerimi masaya dayayıp başımı ellerime yasladım.
"Yavuz, bunları bize en başından anlatmalıydın."
Kafamı kaldırıp baktım karşımdaki asayiş büro amirine. Kaşlarımı çatıp konuştum.
"Size anlatıyorum. Psikopat herif beni tehdit etti. Ailemle, sevdiklerimle, onları yok etmekle tehdit etti. Başka çarem yoktu."
"Yavuz seni anlıyorum ama Reis, yani Ömer Karatepe yıllardır interpolün arananlar listesinde. Kaçakçılık büronun yürüttüğü soruşturmalardan bahsetmiyorum bile. Sen böylesine azılı bir suçluyla görüşüyorsun hem de günlerdir."
"Bunu ben istemedim. O adamın yanına gitmeye de isteklerine boyun eğmeye de meraklı değilim. Ama pişman mıyım, hayır. Sevdiklerimi korumak için her şeyi yaparım ben. Yine olsa yine aynısını yaparım. Şimdi beni tutuklayacaksanız hiç durmayın."
Asayiş büro amiri dudaklarını birbirine bastırıp nefes verdi. Ben de çatık kaşlarımla bakıp çevirdim başımı. Saatlerdir bir toplantı odasında olanları anlatıyordum. Asayiş büro amiri, kaçakçılık büro amiri, Sedat komiser ve Yıldırım amcayla Selim'in davasındaki savcı burdaydı. Sinan ve Sema da tabi.
"Yavuz, bu durum artık hepimizi aşan bir hale geldi. Yıldırım beyle oğlunun davasında bir kumpas olduğu besbelli. Zaten elimizde yeterince delil vardı. Şimdi sen de Ömer Karatepe'nin bu işi bizzat organize ettiğini sana söylediğini söylüyorsun."
Sedat komisere bakıp kafa salladım.
"Aynen öyle komiser. Bu işi Ömer Karatepe tezgahladı."
"Yükleyici firmanın baskının ertesi günü ortadan yok olması. Hissedarlarından birinin, sizin ve Bahar hanımın araştırdığı bir şilebin bağlı olduğu şirketin Türkiye temsilcisinin genel müdürü olması. Bir ay kadar önde hissesini Behzat Aydın'a devretmesi ve son olarak Behzat Aydın'ın dün gece ölü bulunması. Bunlar zaten yeterince güçlü deliller. Yıldırım Kutlu'ya ve Selim Kutlu'ya büyük bir iftira atılmış belli ki."
Oturuşumu dikleştirip savcıya baktım.
"Aynen öyle sayın savcım. Bu durumda ilk duruşmada beraat ederler di mi?"
"İddianameyi yeniden hazırlayacağız Yavuz. Karar hakimin. Ama beraat kararı vereceğini tahmin ediyorum."
Gülümseyip kafa salladım. Oh çok şükür. En azından bu beladan kurtulalım. Asayiş büro amiri konuşunca ona çevirdim başımı.
"Reis'e dönecek olursak. Komiser yardımcısı Sema iyi iş çıkarmış. Seni takip edip Ömer Karatepe'nin evini bulmuş. Bu durumda oraya operasyon düzenleyeceğiz."
Kaşlarımı çatıp baktım.
"Hayır olmaz. Bu çok tehlikeli. Ailemin hayatını bu şekilde tehlikeye atmanıza müsaade etmem."
"Senden müsade almıyorum Yavuz."
Öfkeyle sıktım dişlerimi.
"Amirim, Yavuz'un ailesinin evinde gerekli önlemleri almamız şart."
Asayiş büro amiri Sinan'a dönüp konuştu.
"Elbette alacağız Sinan. Masum insanların canlarını tehlikeye atacak değiliz. Hatta çoktan eve bir ekip gönderdik bile."
Kaşlarımı kaldırıp baktım. Amir de bana döndü.
"Merak etme Yavuz. Kimseye bir şey olmadan halledeceğiz bu işi. Sen de biraz sakin ol."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Mavisi
FanfictionYavuz tam odadan çıkacakken durup gözleri dolu dolu olmuş Bahar'a baktı. O da Yavuz'a kaldırdı başını. Yavuz alaycı bir gülüş atıp elini kapının kirişine dayadı. Bahar'ın dolu gözlerine bakıp konuştu. "Sen şimdi ağlarsın da." \\\\\\\\\\\\\ Macerape...