Yavuz'dan
"Sinan merak etme iyiyim ben."
"Neden hemen gittin peki Yavuz?"
"İşim vardı."
"Ne işin vardı?"
"Tamam Sinan iyiyim bir şey yok. Ufak bir kaza işte. Hatta kaza bile değil. Dikkatsiz bir şoför."
"Evet kaza değil. Adam bilerek üstüne sürmüş arabayı. Merkezin önündeki güvenlik kameralarından izledim. Ayrıca aracı da bulamadılar. Büyük ihtimalle yolda değiştirdi. Plakasını da söküp attı. Zaten sahte plakaymış."
"Sinan, evham yapma bu kadar. Sen polissen ben de gazeteciyim. Ben de arada alıyorum bu tarz tehditler. İlk değil yani. Sıkıntı yok. Bunu da hallederiz."
"Anasını satayım Ceyhun'un yaptığını kanıtlayamıyoruz ki hiçbirini! Herifi bir içeri tıkamadık!"
Sinan sinirle konuşunca hafifçe güldüm ben de.
"Tamam Sinan sakin ol. O da olacak elbet. Benim şimdi kapatmam lazım."
"İyi tamam. Dikkatli ol."
"Tamam merak etme."
Telefonu kapatıp yola verdim dikkatimi. Gidelim de şu Ceyhun efendiyi bir görelim bakalım.
➰
Asansörden inip Ceyhun'un odasına yürüdüm. Sekreter beni görünce ayağa kalkacak oldu ama sonra vazgeçip geri oturdu. Ben de direkt girdim Ceyhun'un odasına. O da başını kaldırıp bana baktı.
"Sekreterin de alıştı artık. Bana engel olmaya bile çalışmıyor."
Ceyhun kaşlarını çatmış bakarken ben de gidip masasının karşısındaki koltuğa oturdum. Bacak bacak üstüne atıp baktım Ceyhun'a.
"Ee Ceyhun, bu kadar büyük bir hayranım olduğunu bilmiyordum. Yani peşime adam takacak kadar."
Ceyhun dudaklarını birbirine bastırıp nefes verdi.
"Son zamanlarda ayağımın altında çok dolaşıyorsun Yavuz. Ben de nerde neler yaptığını bilmek istedim. Ne var bunda?"
"Yo yo bir şey yok. Anlıyorum seni. Attığım her adımdan haberdar olmak istiyorsun ama bunun için daha iyi bir adamını tak peşime. Ya da en azından benim tanımadığım birini mesela."
Ceyhun ters ters bakarken ben de güldüm. O sırada kapı tıklatılınca o tarafa çevirdim başımı. Ceyhun da ciddi bir tonla konuştu.
"Gel."
Kapı açılınca içeri giren kişiyle gülmeyi kesip baktım. Melek de beni gördüğüne şaşırmış bakıyordu.
"Oo Melek hanım. Buyrun buyrun. Bakın sevgili Yavuz da burda."
Melek şaşkınca yaklaşırken ben de dişlerimi sıkıp Ceyhun'a döndüm. O da pis pis gülüyordu.
"Ben şu dosyaları getirmiştim Ceyhun bey. İmzalamanız gerekiyor."
"İmzalarız ya o bir şey değil. Buyrun oturun siz de."
Melek hafifçe tebessüm edip konuştu.
"Benim halletmem gereken işler var müsaadenizle."
Ceyhun aynı şekilde gülerek bakarken Melek de bana döndü.
"Merhaba Yavuz."
"Merhaba Melek."
"Kusura bakmazsan benim işlerim var."
"Tabi tabi sen bak işine."
Melek bana gülümseyip ardından Ceyhun'a döndü. Ona da gülümseyip başıyla selam verdikten sonra çıktı odadan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Mavisi
FanfictionYavuz tam odadan çıkacakken durup gözleri dolu dolu olmuş Bahar'a baktı. O da Yavuz'a kaldırdı başını. Yavuz alaycı bir gülüş atıp elini kapının kirişine dayadı. Bahar'ın dolu gözlerine bakıp konuştu. "Sen şimdi ağlarsın da." \\\\\\\\\\\\\ Macerape...