Gecenin Mavisi

Ep.91 "Bu korkuyla yaşayamam"

Bahar'dan

Kulağıma dolan sesle araladım gözlerimi. Bir süre tepkisizce duvara baktım. Aynı ses tekrar gelince gözlerimi kırpıştırdım. N'oluyor ya?

"Ablaa, uyandın mı?"

Gözlerimi ovuşturup sırtüstü döndüm yattığım yerde.

"Ablaa."

"Gel Selim."

Selim kapıyı açıp içeri girdi. Karşıma geçip sırıtarak ellerini beline dayadı.

"Günaydın abla."

Selim'in enerjisine gülüp kapadım gözlerimi.

"Günaydın Selim."

"Abla hadi kalk kalk. Uyunmaz bu kadar."

Gözlerimi açmadan yan döndüm yatakta.

"Uykum var Selim."

"Ne demek uykum var ya? Saat on oldu on. Bu kadar uyunur mu? Hadi kalk."

Bir şey demeden iyice yerleştim yatağa. Selim yatağa çıkınca gözlerimi açıp ona döndüm. O da gözlerini kısıp baktı.

"Bana bak, kalkıyor musun kalkmıyor musun?"

"Ya Selim uyuyacağım ya."

"Abla, dokuz saattir uyuyorsun zaten. Bu ne ya? Son kez uyarıyorum. Kalkıyor musun kalkmıyor musun?"

Kaşlarımı çatıp dudaklarımı büzdüm.

"Allah Allah. Kalkmıyorum ne olacak?"

"İyi. Bunu sen istedin."

Kaşlarımı çatmış bakarken Selim birden gıdıklamaya başladı beni. Küçük bir çığlık atıp kurtulmaya çalıştım.

"Selim bırak."

"Valla ben seni uyardım ablasının gülü. Bunu sen istedin."

Selim hala gıdıklarken ben de sesli sesli gülmeye başladım. Selim de gülerek devam etti gıdıklamaya.

"Selim hahaha yapma ya."

"Bırakmak işte bırakmam. Uykun açılana kadar bırakmam."

"Tamam açıldı uykum açıldı. Ya Selim hahaha."

Selim gülerek bıraktı gıdıklamayı. Ardından gülerek yanıma yattı. Ben de hala gülüyordum.

"Yani Selim sabah sabah şu yaptığın iş mi yani? Gülmekten bayılacaktım burda."

Selim gülüp bana döndü. Bana sokulup göğsüme yasladı başını. Ben de gülümseyip kolumu omzuna doladım. Saçlarını öpüp başımı başına yasladım.

"Ben uykun açılsın, neşelen diye yaptım. Kötü mü oldun?"

"Yok bir tanem kötü olur muyum? Valla sabah şekeri gibi geldin. Enerjim tavan yaptı."

Selim gülerek konuştu.

"Süper. O zaman bugünkü planı açıklıyorum."

Kaşlarımı çatıp başımı eğdim.

"Neymiş o plan?"

Selim de benden ayrılıp yüzüme baktı. Ardından neşeyle konuştu.

"Pikniğe gidiyoruuz."

Kaşlarımı kaldırıp baktım.

"Pikniğe mi? Ne pikniği ya?"

"Piknik işte. Hep beraber pikniğe gidiyoruz."