Bahar'dan
Hala düşünüyordum olanları. Dün gece olanları, Ceyhun'un sekreterine olanları. Ceyhun da bir şey anlatmıyor ama merak ediyorum ben. Belki o da bir şey bilmiyordur. Belki hala bize ateş edenler de, sekreteri öldürenler de bulunamamıştır. Keşke Yavuz burda olsaydı. O biliyordur belki. Ya da ben Sinan komiserin telefonunu falan alsaydım. Aklıma gelen şeyle Selim'e döndüm.
"Selim, sizde Sinan komiserin telefonu var mı?"
"Yok abla. Hayırdır."
Dudaklarımı birbirine bastırıp nefes verdim.
"Hiç, bir gelişme var mı diye merak ettim de?"
"Bahar sen düşünme bunları. Hadi biraz uyuyup dinlensene."
Ceyhun'a bakıp başımı iki yana salladım.
"Hayır. Birazdan program başlayacak. Onu izleyeceğim."
"Programı yapacaklar mı ki Bahar?"
Başımı çevirip babama baktım.
"Benim tanıdığım Yavuz, Haber Ötesi'nin öksüz bırakmaz."
Babam gülümseyince devam ettim.
"Televizyonu açar mısın baba?"
Babam kafa sallayıp açtı televizyonu. Bizim kanalı bulup durdu. Program saati gelmişti. Birazdan başlar heralde.
"Belki de yayın akışını değiştirmişlerdir Bahar. Sensiz nasıl yapacaklar ki?"
Ben Ceyhun'a bir şey demeden bizim programın jeneriği akmaya başlayınca gülümseyip televizyona çevirdim başımı tekrar. Ekranın sağ üst köşesindeki 'canlı' yazısını görünce kaşlarımı kaldırıp baktım. Canlı yayın mı yapacaklar? Ben merakla bakarken program açılıp Yavuz göründü ekranda. Gülümseyip baktım. Yavuz elindeki bir tane güle bakarak açtı yayını. Ardından bir iki adım yaklaşıp başını kaldırdı. Kameraya bakıp konuşmaya başladı.
"İyi akşamlar sevgili seyirciler. Gördüğünüz gibi bu akşam yalnızım. Çünkü Bahar yok. Çünkü Bahar vuruldu. Sizlerin de bildiği üzere, Bahar dün gece silahla yaralanıp ağır bir ameliyat geçirdi. Şimdi bir hastane odasında. Ben de burda tek başıma yapıyorum bu yayını. Çünkü Bahar çok yanlış bir zamanda, çok yanlış bir yerde, çok yanlış bir insan tarafından vuruldu. Hayatın trajik tarafı da bu sanırım. Yaşadığımız yanlışların farkına çok sonra varmamız. Sizler birazdan arkadaşlarımızın hazırladığı haber turunu izleyeceksiniz. Bu hafta yaralıyız, bu hafta eksiğiz, bu hafta üzgünüz. Bahar, beni duyuyor musun?"
Gülümseyip başını yana eğdim. Kısık sesle konuştum.
"Duyuyorum Yavuz Karasu."
"Çabuk iyileş Bahar. Aramıza çabuk dön. Hepimiz seni çok özledik."
Yavuz yutkunup çevirdi başını. Ardından geri dönüp masaya yürüdü. Elindeki gülü, masanın benim olmam gereken tarafına bıraktı. Ben dolu gözlerle gülümseyerek bakarken haber vtrsi dönmeye başladı ekranda. Ah Yavuz, sen ne tuhaf adamsın.
Yavuz'dan
"Kestik. Çok iyiydi Yavuz."
İç çekip gülümsedim Erdem abiye. Onlar da dolu gözlerle gülümseyerek bakıyorlardı. Stüdyodan çıkıp kamera arkasına geçtim.
"Erdem abi ben hastaneye gidiyorum, Bahar'ın yanına."
Erdem abi gülümseyip kafa salladı.
"Tamam Yavuz. Bizden de selam söyle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Mavisi
FanficYavuz tam odadan çıkacakken durup gözleri dolu dolu olmuş Bahar'a baktı. O da Yavuz'a kaldırdı başını. Yavuz alaycı bir gülüş atıp elini kapının kirişine dayadı. Bahar'ın dolu gözlerine bakıp konuştu. "Sen şimdi ağlarsın da." \\\\\\\\\\\\\ Macerape...