xi.

382 43 40
                                    

imagine dragons - bad liar

+

“Yani kendine adam mı diyorsun?”

Yanındaki kahkahalar kesildi. Adam yavaşça kafasını ona çevirdi.

“Anlamadım? Bana mı dedin?”

Jae Bum sakin bir şekilde kelimeleri tane tane telaffuz ederek konuştu.

“Nasıl bir şerefsiz terk ettiği yetmezmiş gibi bir de ilişkinin bitmesinin bütün sorumluluğunu kadına yükler?”

Adam elini sertçe masaya vurarak ona döndü. Jae Bum, neon ışıkların artık tamamen aydınlattığı yüzü inceledi. Kemikli bir yüz, sivri bir burun, büyük sayılabilecek bir çift göz ve ince dudaklar... Yakışıklıydı. Havalı duruyordu. Adamdan hoşlanmadı.

“Sen kim oluyorsun da benimle bu şekil-...”

Adamın önündeki viski bardağını eline alıp içindeki kehribar rengi sıvıyı bar masasının üzerine dökerken adamın cümlesini bitirmesini beklemeden konuştu.

“Nasıl bir şerefsiz terk ettiği kadında zaten oldukça büyük bir travma yaratmışken bir de onu bunlarla yıpratmaya çalışır? Bir de bunu övünerek anlatıyor musun?” Adamın yanındaki arkadaşlarına baktı. “Siz beş para etmezler de buna gülüyorsunuz.”

“Bana bak. Ağzını topla yok-...”

Mavi gömlekli olan taburesinden kalkmaya yeltendiğinde Jae Bum elindeki viski bardağını ters bir şekilde masaya çarptı. Ağız kısmı zikzaklı bir şekilde kırılan bardağı masaya koyup yanındaki adamı ensesinden kavradı. Yüzünü kırık bardağa yaklaştırıp iki santimetre gerisinde tuttu.

“Hey! Ne yapıyorsun?”

Barın gerisinden ona doğru yaklaşan Ruby’nin sesi çevredeki diğer panik dolu seslere karıştı.

Adamın kulağına eğildi.

“Ona ne dediğini hatırlıyor musun göt herif?”

“Ne! Hey bırak beni."

Ensesini biraz daha sıkı kavrarken yüzünü bardağa biraz daha yaklaştırdı. Bardağın ağzı adamın dudağının kenarına dokunuyordu. Adam panik dolu bir çığlık attı.

“Jae, dur lütfen.”

Omzundan onu itmeye çalışan Ruby’yi önemsemeden sorusunu tekrarladı.

“Sana onu neden terk ettiğini sorduğunda ona ne söyledin, söyle hadi. Duymak istiyorum.”

Adam güçlükle yutkundu. Bu sırada Jae Bum omzundan tutulup sertçe geri çekildiğini hissetti.

“Hyung dur.”

Omzunu çekti. Adamın yüzünü biraz daha iterken kulağına bağırdı.

“Duymak istiyorum!”

“Gülüşüne bile tahammül edemediğimi söyledim.” dedi, adam neredeyse çığlık atarak.

“Gülüşüne bile tahammül edemiyorsun öyle mi? Ona ne yaptığını biliyor musun? Sana bu hissi tattıracağım.”

Bardağı itip adamın yüzünü cam kırıklarıyla dolu masaya çarptı ve ensesinden tutup onu kaldırdı. Yüzüne baktı. Ağlıyor muydu? Kulağına yaklaştı.

“Gülmeyi hak etmiyorsun piç herif.”

Geri çekildiğinde çaprazındaki kadının onları çektiğini fark etti.

Stopline | Jae BumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin