jimmy brown - u ok?
+
Kime: Jae Bum
“Müsait olduğunda arayabilir misin? Endişelenme her şey yolunda.”
Bakışlarını masasının üzerinde bir mesaj bildirimi ile titreyen telefonuna çevirdiğinde bildirim panelinde bu mesajı gördü. Hemen telefonu alıp ofisten çıktı. Terasa çıkıp onu aradı.
“Müsaidim.”
“Dava sonuçlandı.”
“Ve?”
“Hamleler kurallara aykırı bulunmadığı için suçlu bulunmadım. Lee-sshi, avukatım, mahkemeye eski karşılaşmalarımdan kesitler sunmuş. Tekniğimi göstermek için. O gece gelen heyetin raporu da bunu doğrular nitelikteymiş. Hatalı tarafın karşı taraf olduğuna karar vermiş. Rahatsızlığı konusunda dürüst olmadığı için.”
Boştaki elini parapete koyup derin bir nefes aldı. Bunun yanında gözlerinin dolmaya başladığını puslanan görüşünden anlayabiliyordu. Sesinin çatlamayacağından emin olduğunda sordu.
“Peki lisansın? Unvanların?”
“Geri verildi.”
Çok sevindim, dudaklarından dökülecek kelimeler bunlardı. Ama onun sesinde o sevinci bulamamıştı. Kelimeleri engelledi.
“Nasıl hissediyorsun?”
Hattın diğer ucunda bir sessizlik oldu. Sonra alçak bir sesle konuşmaya başladı.
“Ailesini düşünüyorum. Bir de...”
“Bir de?”
“İçimdeki suçluluk duygusu ne zaman geçecek Yeo Reum?”
Bu kez sessiz kalan Yeo Reum oldu.
“Neyse. Bunları şimdi konuşmayalım. Annem bu akşam kutlama yemeği veriyor, neyini kutluyoruz bilmiyorum. Jin Young, Jackson, babam... Hepsi geliyor. Annem seni de burada görmek istiyor. Tabi ben de. Saat yedide. Lütfen gel.”
Kadının dudakları yukarı kıvrıldı. Önce sanki Jae Bum onu görebilirmiş gibi başını salladı. Ardından cevapladı.
“Tamam. Gelirim.”
“O halde akşam görüşürüz.”
“Görüşürüz Jae Bum.”
Derin bir nefes alarak telefonu kapattı ve parlak gökyüzüne baktı. Gökyüzünde bir bulut bile yoktu.
Ofise geri döndü. Bilgisayar ekranından saate baktı. Team Wang sunumuna henüz bir saat vardı. Kahve almak için ayağa kalkmıştı ki mutfağa doğru ilerleyen metin yazarı onu işaret ederek “Kahve?” diye sordu. Yüzünde geniş bir gülümseme ile başını sallayarak onayladı.
“İyi bir haber aldın sanırım.”
Başını yukarı kaldırdığında Hyuk-sshi’yi gördü. Ona alnında üçüncü gözü varmış gibi baktığında Hyuk-sshi başını iki yana sallayarak güldü. Sonra ona doğru eğilip odasını gösterdi.
“Biliyorsun, görüş açımdasın. Biraz önce telaşlı bir şekilde telefonunla buradan ayrıldın. Geniş bir gülümseme ile geri döndün.”
“Ah. Şey. Imm. Evet iyi bir haber.”
“Sakin ol Yeo Reum, bir şey demedim. Sadece son zamanlarda biraz durgun görünüyordun. Seni eskisi gibi görmek güzel.”
Gülümseyerek karşılık verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stopline | Jae Bum
Fanfiction"Yah! Ölmek mi istiyorsun?" Genç adam arkasını dönüp gitmek üzereyken duyduğu bu soru üzerine elindeki bir çift boks eldivenini yerdeki su birikintisine fırlatıp iki adım ötedeki genç kadına yürüdü. Ellerini kadının yanaklarına yerleştirdi ve yüzün...